6 sonuçtan 1 ile 6 arası

Konu: abdest

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 4.190, Level: 41
    Points: 4.190, Level: 41
    Level completed: 20%,
    Points required for next Level: 160
    Level completed: 20%, Points required for next Level: 160
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mkekol34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Aug 2009
    Mesajlar
    7
    Points
    4.190
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart abdest

    benim sormak istediğim bişey var konuyu doğru yeremi açtım bilmiyorum
    peygamber efendimiz idrar çıktığında aptesin bozulduğunu hadislerinde söylemiştir sorum erkeklerle alakalı benim kafamı karıştıran sabah namazına kalktık diyelim tuvalete gittik ihtiyacımızı gördük ardından aptes aldık ve namazı kıldık aptes aldıktan sonra ne kadar dikkat etseniz bile namaz esnasında bir damlada olsa idrar gelebiliyo buna engel olmak çok zor bazan 5 dakka bazen on dakka sonrada olsa bu damla geliyop bu durumda aptes bozulmuş oluyo bu durumdan nasıl kurtulunabilir:confused:

  2. #2
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: aptes

    İSTİBRA küçük abdestten sonra akıntı ve sızıntının kesilmesine denir ki; bunu yapmak vaciptir. İstibrayı, istincadan önce yapmak abdest ve namazın sıhhatli olabilmesi için gereklidir. Fakat istincadan sonrada yapılır. Her insanda, küçük abdestten sonra akıntı olur. Bu akıntı bazı insanlarda çok kısa zamanda kesilirken, bazı insanlarda da uzun zaman devam etmektedir. Herkes kendi durumunu bildiği için, akıntısının sonunu iyice almalı, istincayı sonra yapmalıdır. İstibrayı tam bitirmeden abdest alınırsa, abdestten sonra gelecek olan akıntı abdesti bozar. Akıntının sonunu almak için yürümek, hareket etmek, öksürmek, ayakları hareket ettirmek, yatmak ve beklemek gibi tedbirlere başvurulmalıdır. Kadınlara istibra icap etmez. Bir müddet beklemeleri onlar için kâfidir. Yoksa abdest aldıktan sonra bir akıntı olursa abdest bozulur ve abdestsiz namaz kılınmış olur. Onun içinde uhrevi azabı gerektirir. Zira Rasûlullah "Kabir azabının çoğu küçük abdesttendir" buyurmaktadır. (İbn Mace, Taharet, 26)

    İstibra yapmak kanallarda kalan idrarın boşalmasını sağlamaktır. Bu idrarda birkaç damla kadardır. Dolayısıyle elbiseye veya bedene değmesinden dolayı namaza engel teşkil etmez.

    Elbette idrar damlayan yıkamak veya kağıt kullanarak damlayı elbiseye bulaştırmamak daha güzeldir. Ama idrar damladı diye namazı terk etmek, hiç doğru değildir.

    Tuvaletten sonra kanallarda kalan sıvı zaten yavaş yavaş çıkacaktır. Bunun için aşırı bir hoplama zıplama yapmaya gerek yoktur. Hafifi bir gezinti ve dolaşma yeterlidir. Şöyle otuz - kırk adımlık bir gezinti yeterlidir. Eğer istibra yapmadan abdest alıyorsak o zaman kalan idrar dışarı çıkıp, abdestimizi bozabilir. İstibra yaparken aşırılıkta hoş değildir.



    Sorularla İslamiyet

  3. #3
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: aptes

    Şeriatın temiz saymadığı, necis (pis) kabul ettiği şeylerin fıkıh kitablannda iki kısma ayrılarak incelendiği görülür:

    1 — Ağır Necaset (Necaset-i Galîza),

    2 — Hafif Necaset (Necaset-i Hafife)

    Bu ayırım, pisliğin az veya çok oluşuna göre değil, namazın sıhhatına mâni olup olmayan miktarına göre yapılmaktadır.

    Yoksa pislik, ister galiz olsun, ister hafif, eşyayı kirletmekte birbirine eşittir. Meselâ, bunlar az miktarlardaki bir suyun içine düşseler, o suyu derhal necis (pis) ederler. Artık o sudan abdest almak caiz olmaz.

    Hafif Necâsetin Namaza Mâni Sayılan Miktarı Ne Kadardır?



    Hafif necâsetlerde ölçü, pisliğin, bulaştığı elbisenin veya uzvun dörtte birisini kaplamasıdır. Miktar dörtte birden az olursa namaza mâni olmaz. Çok olursa, namazın sıhhatine mânidir. Yıkamak farz olur.


    Ancak, ibâdete mâni olmayacak miktarda da olsa, galiz ve hafif her türlü necâsetten temizlenmek takvâya uygun bir davranış olur. Peygamber Efendimiz, "temizlik îmandandır" buyururken, temizliğe dikkat edenlerin kuvvetli bir îmana sahip olduklarına işaret etmiştir.


    Bu bakımdan ister necâsetin galiz kısmından, isterse de hafif cinsinden olsun, kirlenen yerleri imkânımızın müsaadesi nisbetinde temizlemeye çalışır, her ne kadar namaza mâni olmayacak miktarda olsa da, yine tertemiz bir beden ve elbise ile ibadet etmeyi isteriz. Kaldı ki, namaza mâni olmayacak miktardaki pisliği temizlemenin vâcib olduğu da bâzı kitablarımızda kayıtlıdır.


    Galiz Necasetten Namazın Sıhhatine Mâni Olan Miktar Ne Kadardır?



    Bu pisliğin, kuru veya yaş bir madde olup olmamasına göre, namazın sıhhatine mâni olan miktar değişir. Şöyle ki: Galiz necaset tabir edilen ağır pislik, kuru bir madde ise, bir dirhem, yani, üç gramdan az olmalıdır. Üç gramdan fazlası, namazın sıhhatine mâni olur.

    Eğer yaş bir madde ise, el ayası dediğimiz avuç içinden daha geniş bir alana yayılmamış olması şarttır. El ayasından fazla bir kısmı ıslatmış olan pislik, namaza mânidir. Namaz kılabilmek için bu miktardaki pisliklerden temizlenmek farzdır.

    Bu miktarlardan aşağı olan pislikler, namazın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak yine de bu miktar pisliğin -eğer mümkünseyok edilmesi sünnettir.

    Mehmed Dikmen, İslam İlmihali, Cihan Yayınları, İstanbul, 1991, ss. 162-163.




    Sorularla İslamiyet

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 4.190, Level: 41
    Points: 4.190, Level: 41
    Level completed: 20%,
    Points required for next Level: 160
    Level completed: 20%, Points required for next Level: 160
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mkekol34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Aug 2009
    Mesajlar
    7
    Points
    4.190
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart Cevap: abdest

    allah razı olsun cevaplarınız çok yararlı oldu içimde artık şüpe kalmadı

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 3.707, Level: 38
    Points: 3.707, Level: 38
    Level completed: 38%,
    Points required for next Level: 93
    Level completed: 38%, Points required for next Level: 93
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    derya22 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Apr 2010
    Mesajlar
    2
    Points
    3.707
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart Cevap: abdest

    bana boy abdesti nasıl alınır söyler misiniz

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: abdest

    Alıntı derya22 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    bana boy abdesti nasıl alınır söyler misiniz



    Gusül (Boy Abdesti)
    Gasl, yıkamak demektir. Gusül ve iğtisal da, yıkanma anlamını taşır. Din deyiminde gusül: Bütün bedenin yıkanmasıdır, boy abdesti alınmasıdır. Buna taharet-i kübra (büyük temizlik) denir. Böyle bir temizliği gerektiren hal cünüplüktür. Ayrıca kadınların hayız ve nifas kanlarının sona ermesidir. Cünüplük hali ise, aşağıda açıklanacağı üzere, şehvetle meninin atılmasından ve cinsel ilişkiden meydana gelir.
    Guslü Gerektiren Haller:
    a. Cünüplük: Cinsî münasebet, ihtilam ve ne şekilde olursa olsun meninin vücut dışına çıkması boy abdestini gerektirir.
    b. Hayız ve Nifas (Lohusalık): Hayız ve nifas hali sona erince gusül farz olur.
    Şehvetle yerinden ayrılan ve şehvetle dışarıya atılan bir meniden dolayı gusletmek gerekir. Şehvetle yerinden aynlıp, şehvet kesildikten sonra dışarıya atılan meniden dolayı da, İmamı Azam ile İmam Muhammed'e göre, gusletmek gerekir. Fakat İmam Ebu Yusuf'a göre gusül gerekmez.
    Rüyada şehvetle ayrılan bir meninin, şehvet kesildikten sonra dışarıya akıtılmasını sağlamak için tenasül organını tutmak ve sonra dışarıya akıtmakta, misafir ve soğukta bulunanlar için İmam Ebu Yusuf görüşünü seçmekte kolaylık vardır. Bu yönden bu görüşün tercih edilmesini uygun görenler vardır. Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.
    Cinsel ilişki halinde sünnet yerinin veya o kadar bir kısmın duhulü ile, buluğ çağına ermiş erkek ve kadının gusletmeleri gerekir. Meninin gelip gelmemesine bakılmaz. Bunlardan yalnız biri buluğ çağına ermiş ise sadece ona gusül gerekir, diğerine gerekmez. Ancak buluğ çağına yaklaşmış bir devrede ise, yıkanmadan namaz kılmasına izin verilmez. Namaza devam için taharette tedbirli olmak lazımdır. Bu ve buna benzer hangi haller olursa olsun ihtiyat olan yol gusletmek suretiyle şüpheli hallerden sakınmaktır.
    Uykudan uyanan kimse, yatağında, çamaşırında veya bedeninde bir yaşlık görünce bakılır: Eğer rüyada cinsel ilişkide bulunduğunu hatırlıyorsa, gusletmesi gerekir. Yaşlığın meni olup olmamasında şüpheye düşmesi bir önem taşımaz. Ancak ihtilam olduğunu hatırlamadığı takdirde, yaşlığın mahiyetinin ne olduğu üzerinde durulmaz ve gusül gerekmez. Çünkü akıntının şehvetle geldiği bilinmemektedir. Bu mesele İmam Ebû Yusuf'a göredir, İmamı Azam ile İmam Muhammed'e göre, gelen akıntının mezi olduğunu anlıyorsa, gusl etmesi gerekmez. Fakat meni olduğunu biliyor veya şübheye kapılıyorsa, gusletmesi gerekir. İhtiyata uygun olan da budur. Onun için fetva buna göredir.
    Yatağından uyanıp kalkan kimse, ihtilam olduğunu hatırladığı halde, tenasül organında bir yaşlık görse gusletmesi gerekir. Ayakta veya oturduğu yerde uyuyan kimse, uyanıp da bu organında bir yaşlık görse, bakılır: Eğer bu yaşlığın meni olduğuna kanaati varsa veya uyumadan önce bu organı hareketsiz bir halde idi ise, gusletmesi gerekir. Fakat böyle bir kanaati yoksa ve tenasül organı da önceden uyanık durumda idi ise, gusletmesi gerekmez. Bulunan yaşlığın mezi olduğuna hükmedilir. Çünkü organın uyanık olması, mezinin çıkmasına sebeb olur.
    Sarhoş veya bayılmış olan bir kimse uykusundan uyanıp da, kendisinde meni bulacak olsa, gusletmesi gerekir. Mezi bulacak olsa yıkanması gerekmez.
    İdrarını yaparken, tenasül organı uyanık olduğu halde meni gelse, yıkanması gerekir. Organ uyanık olmayınca; gusletmek gerekmez, çünkü uyanıklık şehvetin bulunmasına delildir.
    Bir erkek veya bir kadın rüyada ihtilam olsa da, meni dışarıya çıkmış olmasa, yıkanmak gerekmez. İmam Muhammed'e göre, böyle bir kadının ihtiyat olarak yıkanması gerekir. Çünkü kadından çıkacak bir sıvının yine ona dönmesi ihtimali vardır.
    İhtilam olan veya cinsel ilişkide bulunan bir kimse, idrarını yapmadan veya çokça yürümeden veya yatıp uyumadan yıkansa da, sonra kendisinden meninin arta kalan kısmı çıkacak olsa, ikinci kez yıkanması gerekir. Fakat idrarını yaptıktan veya epeyce yürüdükten veya uyuduktan sonra şehvetsiz olarak gelecek meni guslü gerektirmez. Çünkü bu durumda o meni, yerinden, şehvet olmaksızın ayrılmış bulunur. Yine bir kadından, yıkandıktan sonra, kocasının menisi çıkacak olsa, tekrar gusletmesi gerekmez.
    Bir yatakta yatıp uyuyan iki kimse, uyandıkları zaman ihtilam olduklarını hatırlamayarak yatakta meni gibi bir yaşlık görseler veya kurumuş meni görüp de o yatakta kendilerinden önce başka bir kimse yatmış olsa bu durumda meninin kime ait olduğu bilinmese, her ikisinin de ihtiyaten yıkanması gerekir.
    Şehvet olmayıp da döğülmeden, ağır bir yük kaldırmadan ve yüksek bir yerden düşmeden dolayı meni gelmesiyle gusül gerekmez.
    (İmam Şafî'ye göre bu hallerde de gusül gerekir.)
    Yerinden şehvetle ayrılan bir meni, bedenin dışına veya dış hükmünde olan yere çıkmadıkça gusül gerekmez.
    Bakire bir kızın bekaretini yok etmemek sureti ile yapılan bir ilişkide meni gelmeyince gusül gerekmez; çünkü bekaret, sünnet yerine kadar duhule engel olmuş demektir.
    Cünüplük, hayız veya nefselik (loğusalık) halinde iken, gayrimüslim bir kadın veya gayrimüslim bir erkek ihtida etse, gusletmesi farz olur. Hayız veya nefseliği son bulmuş olsa da, yıkanmamış bulunsa, yine gusül gerekir. Fakat yıkanmış bulunan veya henüz cünüplük, hayız ve nefselik haline düşmemiş olan erkek veya kadın gayrimüslim ihtida etse, yıkanması mendub olur.
    Gusül Nasıl Yapılır:
    Gusletmek isteyen bir kimse önce besmele okur ve : "Niyet ettim Allah rızası için gusletmeye" diye niyet eder. Elleri bileklere kadar yıkadıktan sonra edep yerlerini temizler. Bundan sonra sağ avucuyla ağzına üç kere su alır ve her defasında ağzını boğazına kadar gargara şeklinde çalkalar. Oruçlu ise boğazına su kaçmamasına dikkat eder. Sağ avucuyla burnuna, genzine kadar üç defa su çeker, her defasında sol eliyle burnunu temizler. Bundan sonra tıpkı namaz abdesti gibi abdest alır.
    Abdest aldıktan sonra önce başına, sonra sağ, daha sonra da sol omuza üçer defa su döker ve vücudunu yıkar. Suyu her döküşte elleriyle vücudunu iyice ovuşturur. İğne ucu kadar kuru yer kalmaksızın vücudun her tarafını güzelce yıkar. Gusülde bıyık, saç ve sakal diplerine suyun iyice işlemesi için ovuşturulur. Göbek boşluğu, küpe delikleri dikkat edilerek yıkanır. Böylece gusül abdesti almış oluruz.
    Guslün Farzları:
    1. Ağza su alıp boğaza kadar çalkalamak.
    2. Burna su çekip yıkamak.
    3. Bütün vücudu ıslanmayan yer kalmayacak şekilde yıkamak.
    Guslün sünnetleri:
    1. Gusle niyet etmek.
    2. Besmele ile başlamak.
    3. Bedenin bir tarafında pislik varsa onu önceden güzelce temizlemek.
    4. Avret yerini yıkamak
    5. Gusülden evvel abdest almak.
    6. Bedenine üç defa su dökmek ve suyu bedenin her tarafına ulaştırmak.
    7. Su dökünmeye baştan başlamak, sonra sağ omzuna, sonra sol omzuna dökmek ilk defa döktüğü zaman bedeni ovmak ve suyu bedenin her tarafına ulaştırmak.
    8. Ayağının olduğu yere su birikirse, abdest aldığı zaman ayak yıkamasını sonraya bırakmak.
    Kaynak: Büyük İslam İlmihâli, Ömer Nasuhi Bilmen


    Seni çok Özledim Annem

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •