Manevi Bakışın Etkisi ve Kaynağı
Mürşidler müridlere nazar ettiklerinde yani manevi bakışla yöneldiklerinde, müridlerin üzerinde bu manevi bakış ölçüsünde bereket hasıl olur. Peygamber s.a.v. de: “Beni görene ne mutlu ve beni görmüş olanı görene ne mutlu!” demiştir. (Hâkim, Heysemî, Taberânî)
Yani benim görmemin ve beni görmenin bereketi kendisine tesir etmiş olana ne mutlu! Aynı şekilde ashabımı görenin bereketi kendisine tesir etmiş olana ne mutlu! Böyle derece derece ta ümmetin mürşidlerine ve Allah’ın arzı üzerindeki velilerine gelinceye kadar bütün büyüklerin nazarı kendilerine tesir etmiş olanlara ne mutlu!
Bir mürşidin bakışı ya da bir veliyi görmek her kime tesir etmişse mutlaka o tesirin bereketi, Hz. Peygamber s.a.v.’in, ashabına (bulundukları hal ve derecelerine göre) nazarından gelmektedir.
Onun bakışı halleri ölçüsünde sahabilerine tesir etmiştir. Bu tesir, onlardan mürşidlere ve müridlere geçmiştir ve dünyanın sonuna kadar böyle sürüp gidecektir.
Çünkü haller de tıpkı dinin hükümleri gibi devralma zincirine yani senede dayanır; şahıslardan şahıslara aktarılarak gelir. Hallerin senedi, hükümlerin senedinden daha naziktir, daha ince ve önemlidir.
Semerkand Dergisi