Gelmiş geçmiş en güvenli uçak
Öyle bir uçak düşünün ki, saatte ortalama 108 bin kilometre hızla uçuyor. Görünürde bir pilotu yok. Her şey otomatik ayarlanıyor.
Etrafında kendisinden çok daha hızlı uçan büyük küçük yüzlerce uçak daha bulunuyor. Uçağın yol güzergahında devamlı olarak aktif bir yanardağ bulunuyor. Sistemdeki en küçük bir aksama, yanardağın uçağı küle çevirmesi için yeterli olabilir.
Bu ilginç uçağın içerisinde doğumhane, hastane, her türlü yiyecek pişen mutfaklar, yolcuların bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek farklı farklı hizmetkarlar, laboratuvarlar, bilgi işlem merkezleri, havuzlar ve bunlar gibi bir insanın rahatı için gerekli her türlü şey bulunuyor. Herkes birinci sınıf hizmet görüyor.
Üstelik kimsenin görünürde kemer gibi bir korunma mekanizması kullandığı da görülmüyor. Sanki görünmez bir el, uçağın taşıdığı her türlü tehlikeye karşı bütün yolcuları büyük bir özenle koruyor ve yolcular korunduklarını bilseler de bilmeseler de uçağın müthiş hızını, yanardağı hiç umursamıyorlar. "Nasıl olsa uçağın şimdiye kadar tek bir yolcuyu bile üzerinden düşürdüğüne rastlanmamış" diyorlar.
Masal gibi geliyor kulağa ama hepimiz bu tehlikeli uçağın yolcularıyız. Öyle bir uçak ki sayısız yıldızla, gezegenle, kocaman ateşten bir top olan Güneş'le birlikte uçuyor. Hem kendi etrafında hızla dönüyor, hem o "yanardağ"ın etrafında. Ve hepimiz Dünya uçağının yolcuları olarak birinci sınıf hizmet görüyoruz.
Uçağın pilotu öyle bir sistem düzenlemiş ki, yağmur hepimizi birden ferahlatıyor, Güneş hepimizi ısıtıyor, dağlardan dökülen sular hepimize içecek oluyor, toprağın altından çıkanlar bütün insanlığı besliyor, hayvanlar ve başka bütün canlılar hepimize hizmet ediyor. Biz yolculara ise uçağın pilotuna bu güvenli, rahat ve görkemli uçuş için teşekkür etmekten başka bir şey düşmüyor.
Mehmet PAKSU