Gözbebeginize düsen her Isik Demetini sonsuz Prizmalara vuracaksiniz.
Dudaginiza degen her Nimete bir Kainat dolusu Selam göndereceksiniz
Yüzünüze dokunan her Hava Zerresi Ruhunuzun Esintisine katacaksiniz.
Temas ettiginiz her seyde, vardiginiz her yerde, Varliginizi her dem cogaltacaksiniz.
Bakisinizi her Gün yeniden yeniye ayarlayacaksiniz.
Her Gece Hayaliniz ucsuz bucaksiz Gökleri bir cirpida gecip bitirirken,
bu Toprak Bedenin icinde bir Ayakkabi Sökügünden muzdarip olacaksiniz.
Kalbiniz sonsuz uzaklari, sinirsiz Zamanlari hic tereddütsüz kucaklarken,
Günübirlik Ekmek Kavgasinin en ince Kaprislerine tahammül edeceksiniz.
Nice Kainatlar Ruhunuza dar gelirken,
en nihayet Ayaginiza batan Dikenle ugrasacaksiniz.
Insanin bulundugu Yer, kalmasi gereken Yer degil.
Insan Kabina sigmiyor. Kabugunu zorluyor.
Kozasini terk etmeye hazirlanan Kelebek misali,
hem Ayaklari Yere basiyor hem ucarı Sevdalar tasiyor.
Insan, Yeryüzü ile Gökyüzü arasinda Emaneten duruyor
Göklü oldugu halde, Dünyanin cekim alanindan cikamamis bir Uydu gibi dolaniyor.
Gece ortasinda Ay gibi;
Arza bagli, Semaya asili...
Senai Demirci