Sayfa 3/10 İlkİlk 12345 ... SonSon
95 sonuçtan 21 ile 30 arası

Konu: günün sohbeti

  1. #21
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: günün sohbeti

    Anasız babasız yaratılmak
    Sual: Babasız yaratıldığı için, Hazret-i İsa’yı diğer peygamberlerden daha üstün saymak yanlış değil mi?
    CEVAP
    Elbette çok yanlıştır.Babasız yaratılmak en üstün olmayı göstermez. Yaratanın her şeye kadir olduğunu gösterir. İblis’i de anasız babasız yarattı; ama şeytan oldu. Babasız yaratılmak üstünlüğe sebep olsaydı, Âdem aleyhisselamın ve Hazret-i Havva validemizin de, hepsinden daha üstün olması gerekirdi; çünkü her ikisi de, hem anasız, hem de babasız yaratılmıştır. Sırf bu yaratılıştan dolayı Hazret-i Âdem’in, Hazret-i İsa’dan veya Hazret-i İsa’nın Hazret-i Âdem’den üstün olduğunu söylemek yanlış olur. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
    (Allah indinde İsa’nın [babasız yaratılış] durumu Âdem’in durumu gibidir. Allah onu [Âdem’i] topraktan yarattı. Sonra ona ol dedi ve oluverdi.) [Âl-i İmran 59]




    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  2. #22
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: günün sohbeti

    Fasık muamelesi
    Sual: Çalışmaya mecbur olduğu için başı açık çalışan bir kadına, fasık muamelesi yapılıp, onun dışlanması doğru mudur?
    CEVAP
    Elbette doğru değildir. Böyle birini, kötü arkadaş sınıfına sokarak ondan uzaklaşmak, onun iyi kimselerden hatta dinden bile uzaklaşmasına sebep olabilir. Diğer günahkârları da dışlamak yanlıştır.

    Günah işleyeni görünce, kendi günahlarımızı hatırlamalıyız. Kusurlarımız, günahlarımız affedilmezse, başımıza gelecek azapları düşünmeliyiz. Başkalarını ayıplamak, kötülemek, gıybet etmek haramdır. Böyle davranırsak, onların günahlarından daha büyük günah işlemiş oluruz. Allahü teâlâ, iyilik edenleri sever; fakat kendini beğenenleri sevmez.
    Kendi kusurlarını araştırıp düzeltmeye çalışan kimse, başkalarının ayıplarını görmeye vakit bulamaz, kendinden daha iyi olan Müslümanları görür; yani her gördüğü Müslümanı, kendinden daha iyi bilir.

    Ebu Said-i Arabî hazretlerine, derviş nasıl olur denildiğinde, (Başkalarının ayıplarına bakmaz. Daima kendi ayıplarını, kusurlarını görür. Kendisini hiçbir Müslümandan üstün bilmez. Hepsini kendinden üstün görür) buyurdu.Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
    (Kendi ayıplarını, kusurlarını düşünmekten, başkalarının ayıplarını araştırmayana müjdeler olsun!) [Hadika]





    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  3. #23
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: günün sohbeti

    Müctehide uymak
    Sual: Ebu Hanife, (Resulullahın hadis-i şerifleri başımızın tacıdır. Eshab-ı kiramın sözlerini arar, seçer ve onlara uyarız. Tabiinin sözleri ise, bizim sözlerimiz gibidir) dediği gibi; zamanın halifesi, İmam-ı Malik’e, (Eserin Muvatta’yı Kâbe’nin duvarına asalım, bütün Medine halkı bununla amel etsin) dediğinde İmam-ı Malik, Resulullahın kabrini göstererek (Bu kabrin sahibi dışında herkesin sözü, alınabilir de, alınmayabilir de) diyerek bir mezhebe uymayı caiz görmediği halde, âyet ve hadisten başka delil olduğunu söylemek nasıl uygun olur?
    CEVAP
    İki söz farklıdır. İmam-ı azamın sözü, kendisi gibi müctehid olan zatlar içindir. Müctehid, başka müctehide uymaz, kendi ictihadına uyar. Onun için farklı mezhepler meydana çıkmıştır.

    İmam-ı Malik’in sözü de, herkesi tek mezhebe uymaya zorlamanın, rahmeti daraltacağı, sünnete uymayacağını bildirmektedir; çünkü Peygamber efendimiz, (Müctehid âlimlerin farklı ictihadları rahmettir) buyuruyor. İnsanlar bir mezheple amel etmeye zorlanırsa, rahmet daralmış olur, rahmet olan diğer mezheplerden istifade imkânı kalmamış olur. İmam-ı Malik, her mezhep yaşasın, yalnız benim mezhebimle amel etmeye mecbur bırakmayın buyurmuştur.

    (Herkesin sözü, alınabilir de, alınmayabilir de) sözü de, kendi gibi müctehid âlimler içindir, bizim için değildir. Bizlerin ise, mezhebimize ve mezhebimizdeki fetva verilen hükme uymamız şarttır. Bizim, mezhebimizdeki müctehid âlimin sözünü almama gibi bir yetkimiz yoktur. Öyle olsaydı, Kur’an-ı kerimde, (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyurulmazdı. Müctehid âlimlerin Resulullahın vârisleri olduğu, hadis-i şerifle bildirilmiştir. Vâris olan âlimlerin bildirdiği hükümleri atmaya, kimsenin yetkisi yoktur. Hatta yetkili bir âlim bile, diğer bir âlimin sözünü yetkisiz hale getiremez; çünkü (ictihad ictihadla nakzedilemez) mecelle kaidesi meşhurdur.


    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  4. #24
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: günün sohbeti

    Kaza borcu olmayan
    Sual: Kaza borcu olmadığı halde, kaza namazı kılan kimsenin, dört rekâtlı kaza namazlarının üçüncü ve dördünce rekâtlarında zamm-ı sure okuması gerekir mi? Yine kaza borcu olmayıp beş vakit namazın sünnetlerini, kuşluk, evvabin, teheccüd gibi, farzlara bağlı olmayan sünnetleri kılarken kaza namazına da niyet eden kimsenin, üçüncü ve dördüncü rekâtlarda zamm-ı sure okuması gerekir mi?
    CEVAP
    Kaza namazı olmayan kimsenin kıldığı namazlar nafile olur. Nafile namazların da, her rekâtında zamm-ı sure okumak gerekir. Ancak beş vakit namazın sünnetlerini ve kuşluk, evvabin, teheccüd gibi farzlara bağlı olmayan sünnetleri kılarken kaza namazına da niyet eden kimsenin, üçüncü ve dördüncü rekâtlarda zamm-ı sure okuması gerekmez; çünkü Peygamber efendimiz, farzların yanında bir namaz kıldığı gibi, kuşluk, evvabin ve teheccüd vakitlerinde de namaz kılmıştır. Bu namazları kılmak bize sünnet olmuştur. Eğer kazaya da niyet ederek, kuşluk ve teheccüd namazlarını,12 rekâttan yani sünnet miktarından fazla kılınırsa, o zaman, üçüncü ve dördüncü rekâtlarda zamm-ı sure okumak gerekir. 12 rekâta kadar kılmak sünnet olduğu için son iki rekâtta zamm-ı sure okumak gerekmez; ama okunması iyi olur.

    Gerek beş vakit farz namazların yanında gerekse kuşluk, evvabin ve teheccüd vakitlerinde, bir kaza namazı kılınınca, sünnete uyulmuş, o vakitte bir namaz kılınmış olur. Bunun için üçüncü ve dördüncü rekâtlarda zamm-ı sure okumak gerekmez. Okunursa da, farz namazların üçüncü ve dördüncü rekâtlarında olduğu gibi, zamm-ı sure okumak namaza zarar vermez.

    Tatarhaniyye’de, (Kazaya kalmış namazı olup olmadığını bilemeyen kimsenin, öğle, ikindi ve yatsının sünnetlerinde zamm-ı sure okuması daha iyi olur) buyurulması, (Sünnetlerde kazaya niyet etmesi ve zamm-ı sure okuması daha iyi olur) demektir. (Uyun-ül-besair)

    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  5. #25
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: günün sohbeti

    Gaybı bilmek
    Sual: (Maide suresinin 117. âyetinde Hazret-i İsa’nın yaşarken gaybı bildiği, öldükten sonra bilmediği açıklanıyor. O halde ölmüş olan peygamberler de, evliya da gaybı bilemez; çünkü onlar ölüdür, işitmezler. Bunun için, şefaat ya Resulallah demek şirktir) diyen sapıklar var. Diriye işittiren Allah, ölüye işittiremez mi? Benim anladığıma göre, (Ölü peygamber işitmez) demekle, burada sorgulanan peygamber değil, Allahü teâlâdır. Ruh ölmediğine ve işiten ruh olduğuna göre, kâfir olsun, Müslüman olsun, her ruha Allahü teâlâ işittirmiyor mu?
    CEVAP
    Bildirilen âyet-i kerimenin meali şöyledir:
    (Allah, “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, beni ve annemi Allah’tan başka iki ilah edinin mi dedin?” diye sorduğu zaman, “Hâşâ, hak olmayan sözü söylemenin bana yaraşmayacağını elbette Sen bilirsin. Sen, benim içimde olanı da bilirsin. Ben Senin zatında olanı bilmem. Ancak sen Allâm-ül guyubsun
    [gaybları en iyi bilensin]. Ben onlara sadece, bana emrettiğin gibi, “Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin” diye söyledim. Aralarında bulunduğum müddetçe onlara şahittim. Beni aralarından aldıktan sonra, onları Sen gözlüyordun. Sen her şeye şahitsin.) [Maide 116, 117]

    Bu âyet-i kerimeden, İsa aleyhisselamın, onların yanındayken gaybı bildiği, onların arasından ayrılınca bilmediği manasını çıkarmak yanlış olur. Hazret-i İsa, ölmeden göğe yükseltildiği halde, sualde, (Onun öldükten sonraki durumu bilmediği) söyleniyor. Hâlbuki âyet-i kerimede, öldüğün zaman denmiyor, aralarından beni aldığın zaman buyuruluyor. Ayrıca, (Hazret-i İsa, aralarındayken onları o gözetliyordu, o ayrılınca artık Allah gözetledi) anlamı da çıkmaz.

    Evliya da, Enbiya da, yaşarken gaybı bilmedikleri gibi ölünce de bilmezler. Bundan Allahü teâlânın diledikleri müstesnadır. Yani Allahü teâlânın, yaşarken de, vefat ettikten sonra da, kendilerine gaybı bildirdikleri, bunun dışındadır.

    Bıçağa kesme, ateşe yakma özelliğini veren Allahü teâlâdır. Belli bir zaman için, bu özelliği kaldırabilir. Nitekim İsmail aleyhisselamı bıçak kesmemiştir. Babası İbrahim aleyhisselamı Nemrud’un ateşi yakmamıştır. Bu Allahü teâlâ için zor şey değildir. Ölü kimselerin işitmeleri ve iş yapmaları da, aynıdır. Bunlara itiraz etmek, Allahü teâlânın sonsuz kudretine itiraz olur.

    (Ölü işitmez) demeleri de çok yanlıştır; çünkü ruh ölmez. İşiten ruhtur. Sadece Enbiyanın, Evliyanın ruhları değil, kâfirlerin ruhları da işitir.

    Resulullah efendimiz, Bedir’de bir çukura gömülü ölmüş müşriklere, (Rabbinizin size vaat ettiğine kavuştunuz mu? Ben, Rabbimin söz verdiği zafere kavuştum) buyurunca, Hazret-i Ömer, vesika haline gelsin diye, (Ya Resulallah, leşlere mi söylüyorsun, onlar işitir mi?) dedi. Resulullah cevaben buyurdu ki:
    (Rabbimin hakkı için söylüyorum ki, siz beni onlardan daha iyi işitmezsiniz; ama onlar cevap veremezler.) [Buhari, Müslim]

    Ölülerin işittiklerine dair çok hadis-i şerif vardır. Birkaçı şöyledir:
    (Eğer kabre konan kişi mümin ise, kabri genişletilir. Kıyamette insanlar diriltilinceye kadar kabri hoş kokularla doldurulur. Kabre konan kişi kâfir ise, demirden bir tokmakla başına vurulur. Öyle bir çığlık atar ki, cin ve insanların dışındaki bütün canlılar işitir. Kabri öyle daraltılır ki, kaburga kemikleri birbirine geçer.) [Buhari, Müslim]

    (Kabir azabı vardır.) [Buhari] (Azap diriye yapılır.)

    (Kabir, ya Cennet bahçesi veya Cehennem çukurudur.) [Tirmizi]

    (Ölü kabre konurken, ayak seslerini işitir.) [Buhari] (Diri olan işitir.)

    Bedir’de, falanca filanca öldü gitti denilince, öldü denmesin diye Allahü teâlâ buyurdu ki:
    (Fî-sebîlillah [Allah yolunda] öldürülenlere ölü demeyin. Bilâkis onlar diridir; ama siz bunu anlayamazsınız.) [Bekara 154]

    Demek ki, can çıkmakla insan ölmüyor, ruhu bedenden ayrılıyor. Beden çürüse de, ruh işitiyor iş yapıyor. Hazret-i Hızır’ın ruhunun iş yapması, yardıma koşması da böyledir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Uhud’da şehid olan kardeşlerinizin ruhları, yeşil kuşlarla Cennete gitmiştir. Onlar Cennetin ırmaklarından su içer, meyvelerinden yiyip Arş’ın gölgesinde asılı altın kandillerle giderler, istirahat ederler. Yiyeceklerin, içeceklerin lezzetini ve orada yaşanan hayatın güzelliklerini tattıkları zaman, “Allahü teâlânın bizlere neler verdiğini kardeşlerimiz bilselerdi de, cihaddan çekinmeselerdi” dediler. Allahü teâlâ da, ben onlara, sizin durumunuzu bildiririm buyurdu.) [Müslim, Tirmizi, İbni Mace]

    İşte o âyet-i kerimenin meali:
    (Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar Rableri indinde diridir ve Allah’ın bol nimetinden sevinç içinde rızıklanırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayanlara [henüz şehid olmamışlara, şehidlikte] korku olmadığını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler.) [Al-i İmran 169]

    İlk âyette, (Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin, onlar diridir) diye ikaz ediliyor. İkinci âyette, bunların yiyip içtikleri de bildiriliyor. Yani hem ölmedikleri, hem de yiyip içtikleri bildiriliyor. (Ölü işitmez, iş yapmaz) diyenler, bu âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere karşı gelmiş oluyorlar.

    Peygamberler ve Evliya zatlar, şehidlerden elbette üstündür. Şehidler ölmeyince, yiyip içince Resullulah’ın ve Evliyanın ölmeyip yiyip içtikleri ve tasarrufta bulunmaları nasıl inkâr edilir ki?

    Gaybı bilenler
    Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
    (Kalbleriniz temiz olsaydı, siz de benim duyduklarımı duyardınız.) [İ. Ahmed, Taberani] (Bu hadis-i şerifteki gibi, kalbi temiz olan Hazret-i Ömer, Medine’den İran’daki ordusunu görüp, komutanı Sariye’ye, (Dağa yanaş) demiştir. (Şevahid-ün Nübüvve)

    Yine bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
    (Geçmiş ümmetler içinde, olay meydana gelmeden önce bazı gaybları haber veren keramet ehli zatlar vardı. Ümmetimden de Ömer, onlardandır.) [Buhari, Müslim]

    Hazret-i Ömer’inki gibi, başka Evliyadan da birçok keramet görülmüştür. Kur’an-ı kerim bunu bildirmektedir. (Neml 38-40, Meryem 24, Al-i İmran 37, Kehf 17,18)

    Netice: Ölü olsun, diri olsun, Allahü teâlâ dilediğine gaybı bildirir; o da gaybdan haber verir. (Avarif-ül-mearif)


    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  6. #26
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: günün sohbeti

    Dolgu ve taklit
    Sual: Biz dişin içini değil, üstünü yıkıyoruz. Dolguda, içte olan çürüğü temizleyip onun üstüne dolgu yapılıyor. Yani dişin dış kısmı yıkandığı halde niye, başka bir mezhebi taklit gerekiyor?
    CEVAP
    Dolgu kaplama olunca, dişin dışı yıkanmış olmuyor, dişin dışına sakız yapışsa, altına su geçmese guslün caiz olmadığı fıkıh kitaplarında yazılıdır.

    Birkaç örnek verelim:
    1- Gusülde sadece kulağın dışı yıkanır. Küpe için delinince, delinen kısım artık vücudun dışı haline geliyor ve yıkanması gerekiyor.
    2- İnsanın bir parmağı kökten kesilse, kesilen yer artık vücudun dışı olur, kesik yer yıkanmazsa, abdest de, gusül de sahih olmaz.
    3- İnsanın kolu bilekten kesilse, kesilen yer, artık vücudun dışı olmuş olur. Kesik yer yıkanmazsa, abdest de, gusül de sahih olmaz. Vücudun dışı haline gelen o kısmın yıkanması şart olur.
    4- Diş de bunlar gibidir. Dişin yarısı kırılsa, kırılan yer, vücudun dışı sayılır. Dış kısmını da, gusülde yıkamak farzdır. Yahut dişin üstü bir madenle kaplansa, dişin üstüne su geçmeyeceği için gusül sahih olmaz.

    Bunlar gibi, diş çürüyünce veya çürük kısım dolgu için temizlenince, burası artık dişin dışı oluyor ve gusülde orasının yıkanması gerekiyor. İşte bunun için, dişe sakız gibi bir şey yapışsa, ekmek kırıntıları kuruyup altına su geçirmese veya dolgu yapılsa, bu dış yüzey ıslanmıyor. Islanmayınca da, Hanefi mezhebinde gusül sahih olmuyor. Bunun için, gusülde ağzın içini yıkamak farz değil diyen Maliki veya Şafii mezhebinden birini taklit gerekiyor.

    Diş dolgusu yaraya da benzetilemez. (Kaplamanın altındaki yara yıkanmaz, mesh kâfi gelir) demek cahilliktir. Vücuttaki yaraların üstüne konan sargılara mesh edilir. Yara iyi olduktan sonra, sargıya mesh etmek caiz olmaz. Eğer bu sargıları kaldırmakta da bir güçlük olursa, sargıları çıkarıncaya kadar altlarını yıkamak gerekmez. Çünkü bunlar zaruretle, yani yarayı tedavi etmek, eski haline getirmek için konulmuştur. Kaplama ve dolgu ise, dişi tedavi etmiyor, eski haline getirmiyor. Hasta dişin, oyuk dişin o haliyle bir müddet daha kullanılmasını sağlıyor. Eğer dolgu, dişi tedavi etseydi, yani dişin çürüğünü kaldırıp eski haline getirseydi, sargı gibi zaruret olurdu. Kaplama üstüne mesh etmek, yara üzerine mesh etmek gibi değildir. Bunun için sargıyla dolgu birbirine kıyas edilemez.

    (Ayaktaki meste mesh edildiği gibi dişe de mesh edilir) demek daha çok yanlış olur. Mesh, yalnız ayaktaki meste yapılır, oje üstüne veya kaplama diş üstüne yapılmaz. Dinimizi oyuncak haline getirmemeliyiz. Fıkhî hükümlerin dışına çıkarak, reformlar yapmaktan çok sakınmalıyız.
    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  7. #27
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: günün sohbeti

    Sabah akşam duaları
    Sual: Sabah akşam okunacak dualar, en erken hangi vakitte okunur?
    CEVAP
    Sabah okunacak dualar, gece yarısından sonra okunabilir. Akşam duaları ise, öğle vaktinden itibaren okunabilir. Gece okunması unutulan dualar, eğer öğleye kadar okunursa, yine vaktinde okunmuş gibi sevab alınır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
    (Her gece okuduğu dua ve zikirleri ihmal edip okumadan yatan kimse, ertesi günü öğleye kadar okursa, aynı ecre ve sevaba kavuşur.) [Müslim]

    Yazarın suçu
    Sual:
    Bir gazetede bir yazar, bazen yanlış görüşler ileri sürüyor. Bir arkadaş bu yazarın yüzünden o gazeteyi okumaktan vazgeçti. Hâlbuki diğer yazarlar uygun yazıyorlar. Onun böyle yapması doğru mudur?
    CEVAP
    Doğru değildir. Bir gazetede, iyi ve kötü insanlar bulunabilir. Önemli olan gazetenin genel politikasıdır. Bir kötünün yanlışları yüzünden, bütün iyiler dışlanamaz. Bir veya birkaç Müslüman kötü işler çevirse, buradan bütün Müslümanların veya Müslümanlığın kötü olduğu fikri savunulamaz.


    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  8. #28
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.888, Level: 63
    Points: 8.888, Level: 63
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 162
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 162
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mehasin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Mesajlar
    1.152
    Points
    8.888
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: günün sohbeti

    Allah razı olsun tam bir sohbet ekseni üzerinde paylaşım olmuş....emeğine sağlık kardeş...
    ALLAH'I TANIYAN İTAAT EDEN, ZİNDANDA DAHİ OLSA BAHTİYARDIR.ONU UNUTAN SARAYLARDA DA OLSA ZİNDANDADIR, BEDBAHTTIR....

  9. #29
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: günün sohbeti

    Allah c.c. razı olsun ablacım bu güzel sohbetler için.


    Seni çok Özledim Annem

  10. #30
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: günün sohbeti

    teşekkürler
    hepimizden razı olsun inşallah
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

Sayfa 3/10 İlkİlk 12345 ... SonSon

Benzer Konular

  1. Horoz Ile Köpeğin Sohbeti
    By yagmurdamlasi in forum Hayata Dair
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 31.12.09, 19:07
  2. Bediüzzaman'ın sarhoşla sohbeti
    By BaRLa in forum Bediüzzaman Talebeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.11.09, 06:53
  3. Erenlerin sohbeti
    By SiLa in forum Evliyayı sevmekle ilgili şiirler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 28.07.09, 10:38
  4. -horoz ile köpeğin sohbeti
    By SiLa in forum Dini Hikâyeler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.06.09, 18:47
  5. Erenlerin sohbeti
    By Konyevi Nisa in forum Evliyayı sevmekle ilgili şiirler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.12.08, 10:25

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •