Radyasyon Yaralanmaları ve Korunma Yöntemleri
--------------------------------------------------------------------------------
Dünyada doğal olarak bulunan radyasyonun kaynağıkarada ve havada bulunan radyoaktif elementlerden yayılan ışınlardır. Dolayısıyla insanlar yaşamları boyunca düşük dozda radyasyona maruz kalmaktadır.
Radyasyon Kaynakları:
1- Doğada bulunan radyasyon: Kozmik ışınlar![]()
2- İnsan eliyle oluşturulan radyasyon: Tıbbi maruziyetbilgisayar gibi elektronik ev aletleri).
Maruz kalınan radyasyon doza bağlı olarak hiçbir biyolojik etki göstermeyebileceği gibi ölüme kadar varabilen etkilerede neden olabilir. Önemli olanhangi radyasyon dozunun hücrede iyonlaşma sonucu hücresel hasara ve kansere neden olabileceğinin belirlenmesidir.
Radyasyonun tehlikeli etkilerinin ortaya çıkmasıyla 1928'de Londra'da 1. Uluslararası Radyoloji Kongresi düzenlenmiş radyasyon miktarını ölçecek standart bir metod ve birimin geliştirilmesi çalışmalarının yapılması için bir komite kurulmuştur. 1928 yılında kurulan komisyon 1950'de yeniden örgütlenerek Uluslararası Radyolojik Korunma Komisyonu (ICRP ) adını almıştır. Komisyon 1990 yılında yayınladığı bir bildirgeyle sınıflama sistemine son şeklini vermiştir. Bildirge somatik etkileristokastik (doz bağımsız) ve deterministik (doz bağımlı) etki şeklinde ayırmış ve kalıtımsal etkileri de stokastik etki olarak belirlemiştir. Deterministik etkiyi ise belirli bir eşiği olan etki olarak kabul etmiştir ve bu eşikaltı dozlarda hastalık ortaya çıkmaz. Örneğin; katarakt bir deterministik etki iken kanser stokastik etkidir.
Radyasyon doğrudan DNA ve proteinler gibi biyolojik olarak önemli moleküller ile etkileşime girer. Radyasyon vücudumuzdaki bazı kimyasallarla da dolaylı olarak etkileşime
girerek serbest radikaller oluşturmak suretiyle önemli biyolojik moleküllere zarar verebilir. DNA üzerinde etkisi kanser riskini artırır. Eğer kromozomlarda hasar meydana gelecek olursa ortaya çıkan mutasyonun gelecek nesillere aktarılma riski ortaya çıkar. Radyoaktif ışınlar gövdede geçtikleri yerlerde hücre yapısını değiştirerek hasar oluşturur. DNA'larda oluşan hasar genlerde kırılmalarakemik iliği supresyonuna bağlı kanamalar ve kansızlık görülebilir.
Radyasyonun doğum öncesi etkilerilösemi ve özellikle çocuklarda tiroid kanseri görülür.
Radyasyona maruz kalan kişinin edindiği 1 joule/kg'lık enerji miktarına uluslararası edinilmiş doz birimi olan Gray (Gy) adı verilir. Radyasyonun etkileri maruz kalınan akut doz miktarına göre değişir; 0-250 mGy arasındaki radyasyonun saptanabilen herhangi bir klinik etkisi yoktur. Düşük bir olasılıkla gecikmiş etki görülebilir. 250-1000mGy radyasyon tedavi edilebilen küçük yaralara ve bulantıya neden olabilir. Kesin olmamakla birlikte ciddi geç etkileri ortaya çıkabilir. 1000-2000 mGy radyasyonda bulantı ve yorgunluk hissi ile birlikte kusma meydana gelir. Kan hücreleri hasarı görülüretki en hızlı beyin ve sinir sisteminde görülür ve saatler içinde ölüm gerçekleşir.
Gebelik periyodunda radyasyona maruz kalınması sonucu görülen etkiler teratonejik(fetusu tahripedici) etkidir. Stokastik etkilerradyasyon sonucu cilt yanığı bir deterministik etkidir.
Nükleer enerji ve akaryakıt dönüşüm endüstrisinde meydana gelen kazalar sonucundaincelemelerinde en ağır radyasyon etkisinin psikolojik etki olduğunu iddia etmiştir.
Nükleer santrallerin atıkları çözüm bekleyen bir sorundur. Atıkların santral içindeki havuzlarda bir süre bekletildikten sonraatıklar geçici depolarda saklanmaktadır.
Bir elementin radyoaktivitesinin etkinliği ancak yarı ömrünün on katı gibi bir süre sonunda kaybolur. Dolayısıylason zamanlarda işlenerek yeniden yakıt olarak kullanılmak üzere santrallere gönderilmektedir.
Radyasyon türlerinin ortak özelliklerinden biri duyu organları tarafından algılanamaz olmalarıdır. Ancak özel ölçüm aygıtları ile tespit edilebilirler. Alfa ışını ancak birkaç santimetre ilerleyebilmektesolunumla akciğere ulaşma ya da yiyecek ve içeceklerle sindirim kanalına geçmeleri ile olur.
Gama ışınları metrelerce uzağa ulaşabildikleri gibi belli kalınlıklara kadar kurşun levhalardan da geçebilirler. Bu nedenle gama ışınlarının insan vücudu üzerindeki etkileri daha kolay ortaya çıkar. Radyoaktif elementler gövdeye girdikten sonra vücutta bazı özel organ ve dokularda toplanabilirler. Örneğin; iyot tiroid bezinesezyum kaslara yerleşir. Elementlerin büyük bölümü kolloidal yapısı yüzünden karaciğerde tutunur ve karaciğer kanserine neden olabilir.
Elementler fiziksel ve biyolojik yarı ömürlerine göre etkilerini sürdürürler. Örneğin; iyot 131’in yarı ömrü sekiz gün kadar olduğundan etkisi kişinin iyot açığınabiyolojik yarı ömrü elli yıldır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında tanı amaçlı kullanılan X ışınlarından kendilerini korumayan yaşam kurtarma çabası içindeki doktorlar ve teknisyenlerdehatta yaşamlarını kaybeden insan sayısı azımsanamayacak kadar fazlaydı.
Radyasyondan Korunma Yöntemleri: Nükleer patlamalar- Kaynakla kişi arasına bir kalkan konulabilir.
Radyasyonun solunumuçucu bileşiklere karşı gaz maskesi kullanılmalıdır.
Dünya Sağlık Örgütü' nün dünyada görülen tayfunradyasyon ve radyasyon kaynaklarından olabildiğince uzak durmaktır.