Bir adam, Resulullah'a (as), "bizim öldürdüklerimizi yiyecek, ama Al*lah'ın öldürdüklerini yemeyecek miyiz?" diye sorduğunda, "üzerlerine Al*lah'ın adı anılmamış olanları yemeyiniz (En'am 121)" ayeti indi.
Bu hadisi Ebu Davud da bu şekilde kitabına almıştır.
Bu soruyu soranlar genelde Yahudilerdi. Bu hususta en çok bilinen, "bu husustaki sorulan soranlar müşriklerdi" ibaresidir ki bu da sahihtir. Bu hadis ayrıca bu surenin Mekke'de indirildiğine ve Yahudilerin de Müslümanlar gibi ölü etin yenilmesini haram gördüklerine bîr delil teşkil etmektedir. Onlar da bu hükme muvafakat etmelerine rağmen nasıl oluyor da bu soruyu soruyor*lar? Yine bu hadis, "şeytanlar kendi dostlarına size karşı savaşmaları için vahiy ilham ederler. (En'am 121)" ayetine de işaret etmektedir. İşte Yahudilerin ve müşriklerin sordukları soru, dostları olan şeytanların onlara yaptıkları bir ilhamdır. Oysa Yahudiler bu hususta mücadele etmemeliydiler. .
Tirmizî bu hadisi bir başka lafızla rivayet etmiştir. Nitekim, Müslüman*lardan bazıları da bu tip sorular sormuşlardı: Bazıları Resulullah'a (as) gele*rek, "ey Allah 'in elçisi/ Kendi öldürdüklerim izi yiyecek de Allah Azze nin öl*dürdüklerini yemeyecek miyiz?" diye sordular. Bunun üzerine, "üzerine (kesilirken) Allah'ın adı anılanları yiyiniz. (En'am 118)" ayeti ile "e-ğer onlara (Ehfi Kitab'a ve müşriklere vs.) uyacak olursanız müş*riklerden olup çıkarsınız. (En'am 121)" ayeti indirildi. Buradaki soruyu müşriklerin sormaları ihtimalinin yanında Müslümanların da sormuş olmaları herhangi bir çelişki oluşturmamaktadır. Ama "Yahudiler de bu soruyu sor*muştu" sözü hesaba katılmamıştır. Ne var ki burada sözkonusu olan, her iki rivayetin de aynı ravjler aracılığıyla gelmekte olduğudur. İşlerin iç yüzünü bi*len Allah'tır.