Kış, artık kendisini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Onun soğukluğuna bedel ‘ibâdet günlerinin sıcaklığı’ kapıda bizi bekliyor.
Efendiler Efendisi, Ebû Saîd el-Hudrî’nin (r.a.) bir rivâyetinde şöyle buyuruyor:
“Kış mevsimi, mü’minin ilkbaharıdır.”
(Sünen-i Kübrâ, Beyhakî; Mecmeu’z-Zevâid, el-Heysemî)
Bilindiği gibi, İlkbahar, diriliş ve canlılık, hareketlilik demektir.... Hemen her canlının kış uykusuna yattığı, canlılığını yitirdiği bir mevsimde mü’minin uyanıklığı, canlılığı, hareketliliği, metafizik gerilimi, elbette ona yepyeni bir bahar yaşatmış olacaktır. Zaten inanmış bir gönül, her zaman ve özellikle de bu günlerde böyle olmalıdır. Çünkü o,
‘Rabbisinin izniyle her zaman meyvesini verir.’
(İbrahim 25).
Hadîs-i Şerîfin ebû Ya’lâ’nın rivâyetinde şu ilâveye yer verilmektedir:
“Kış ayınının gecesi uzundur, onu ibâdetle ihyâ eder; gündüzü kısadır onu da oruçlu geçirirsin.”
Yine Deylemî’nin ibn-i Mes’ûd (r.a.)’dan merfû’ olarak naklettiği hadiste de şöyle buyurulmaktadır:
“Kış mevsimine merhabâ! Onda rahmet vardır. İbâdet eden için gecesi uzun; oruç tutan için de gündüzü kısadır.”
Ve yine Enes b. Mâlik (r.a.)’den bir rivâyete göre de:
“Kış orucu, soğuk ganimet (veya âbidler ganimeti)dir.” buyrulmaktadır.
Bütün bu rivâyetler kış mevsiminin hangi yönden mü’minin baharı olduğunu açıklamaktadır. Zamanı ve mevsimleri manevî açıdan, kulluk yönünden değerlendirme lüzûmuna işâret eder...
Bu mübârek zaman dilimlerini, bir ganimet bilmeli, mânevî hayatımıza hayat üfleyen eserleri okumakla, gönül insanlarının güzel sohbetlerini dinlemekle, ALLAH yolunda gönüllere girme adına çeşit çeşit adımlar atmakla geçirerek bir başka güzellik ve boyut kazandırmalıyız.
Şimdi gece ve gündüzleri daha bir dikkâtle, daha şuurluca sahip çıkma zamanıdır. Bu güzelim vakitler, boşu boşuna hebâ edilmemilidir. Gecelerinde namaz, gündüzlerinde de oruç ile, ALLAH yolunda adım adım yürümekle, O’nun adına birşeyler yapmaya çalışmakla bu mevsimi ilkbahar canlılığı/diriliği ve bereketi katmamız gerekmektedir.
Geçmişte sevap adına yapamadıklarımızın, günah adına ise işlediklerimizin telâfisi, tevbe ve istiğfârlar, duâlar, zikirler, Kur’ân okumaları ve nâfile namazlar, kazâ namazları ve türlü türlü hayır/hasenât, bizim için en çok büyük bir kazanç olacaktır. Bu ise, kış gecelerinde kulluk açısından bilenmek, donanmak, gerilmek, yenilenmek, Yaz’a ve hasada hazırlanmaktır. Bu da, “Âhiretin tarlası” olan buradaki hayatımızın en güzel şekilde değerlendirilmesi, Rabbimizin hoşnutluğunun kazanılması demektir ki, zaten yeryüzündeki biricik hedefimiz de budur.
Rabbim cümlemizi, “Gündüzleri sâim, geceleri kâim, kendi yolunda dâim” olanlardan eylesin.
Kışta, bir ilkbahar hayatı yaşamak dileğiyle...
Bayram Kusursuz