Bir adam Resulullah'm (as) yanına gelerek, "falan adam benini kardeşi*mi öldürdü" dedi. Resulullah (as), "git ve kardeşini öldürdüğü gibi sen de o-nu öldür."dedi. Bu adamın kardeşini öldüren adam ise, "Allah'tan kork. Be*ni affet. Beni affetmen, kıyamet gününde senin için beni öldürmenden daha hayırlı ve sevap bakımından daha büyüktür" dedi. Ölen adamın kardeşi de onun yolundan çekilerek öldürmekten vazgeçti. Bu haber Resulullah'a (as) ulaştığında Resulullah (as) ona söylediklerinin neler olduğunu sordu ve şöy*le dedi: "Eğer senin ona karşı gösterdiğin davranış kıyamette senin için o-nun sana yaptığından daha hayırlı ise şöyle de-. Ey Allahım! Bu adama kar*deşimi neden dolayı öldürdü onun hesabını sor".
Bir başkası da koluna kılıçla vurarak eklemden itibaren kolunu koparan birisini ResuluÜah'a (as) getirdi. Resulullah (as) suçluya diyetini ödemesini emretti. Kolu kopan kişiye dönerek, "kısas uygulanmasını istiyor muşu " diye sordu. Sonra da, "bu adamdan diyet al. Allah seni bu kolun nedeniyle bereketlendirsin" dedi. Suçlu adama kısasın uygulanmasına hüküm vermedi.
Bu hadisi İbn-i Mace kitabına almıştır.
Resulullah (as) bir adamı tutup zoraki alıkoyarak hapseden kişinin hap*sedilmesine ve o adamı öldüren kişinin de öldürülmesine hüküm verdi.
Bu hadisi İmam Darekutnî kitabına almıştır.
Bir Yahudi, cariyesinin başını iki taşın arasına koyarak ezmişti. Resulul*lah (as) o Yahudinin de başının iki taş arasına konularak ezilmesini emretti.
Bu hadis muttefekun aleyhtir.
Resulullah (as) kasten öldürmeye benzeyen öldürmenin, kasten işlenen suç gibi ağır olduğuna, ama ayrı kasıtla öldürenin kısas olarak öldürülmeye*ceğine hüküm verdi.
Bu hadisi îmam Ebu Davud kitabına almıştır.
Hamile bir kadına vurulan bir darbeyle düşürülen cenin (ana rahminde*ki çocuk) için diyet olarak (beyaz) bir köle yahut bir cariye verilmesine hük*metti.