***
DIŞARDA
Points: 8.888, Level: 63
Level completed: 46%,
Points required for next Level: 162
Overall activity: 0%
Achievements

Efendimiz Beşeriyetin ve Evrenlerin Sonsuzluğuna Yansıyor
Fahr-i Kâinat Efendimiz, çok yakın dostları içinde son hadisini emrediyordu:
- Bir kul,dünyada kalmakla bana dönmek konusunda muhayyer bırakıldı. O bana dönüşü seçti. (Hadis-i Kutsî)
Bilindiği gibi, hadis-i kutsilerde mütekellim, yani söyleyen çoğu kez Cenab-ı Hak’tır.
Hz. Ebû Bekir, hadisi işitir işitmez, Efendimizin sonsuzluğa yansımak üzere olduğunu anladı ve yüreği parçalanırcasına ağlayarak;
- Aman ya Resûlallah, ben, evlâd-ı iyalim sana kurban olalım. Tüm insanlar sana kurban olalım, ne olur gitme, diye yalvardı.
Ancak ilâhi emir, ilâhi sevda öyle kesindi ki, saniyelerin bu müthiş sahneyi geciktirmeye takati yoktu. Ve öteki evren sahifesinde Hz. Azrail, Allah’a yalvarıyordu:
- Aman ya Rabbi, ben Kâinatın Fahr-i Edebisine nasıl giderim, bu istisnai bir olaydır. Beni görevden affet.
Fakat Allah:
-Ya Azrail, sevgilim, Muhammedim kulluğun maverasından haz alır. Gitmezsen gücenir, buyurdu.
Bu kez Azrail:
- Ya Rabbi hangi motifle gideyim ki, O’na sevimli görüneyim.
Allah buyurdu ki:
- Dıhye şekline intikal et, Habibim onu çok sever.
Ve sabahın erken saatlerinde Efendimizi hane-i saadetlerine bir ziyaretçi geliyordu. Dıhye sanılan biri.
Ve Efendimiz: «Refik-ı âlâ, (Güzeller güzeli dost’a)» sözleriyle evrenin tüm boyutlarına ve inananların sevda dolu gönüllerine yansıyıverdi. Bu andan itibaren Efendimizin sırrı gönüllerden gönüllere sevgi dalgaları hâlinde coşacak, insanlık şerefi, ahlâkı, kesiksiz yücelip duracaktı.
Allah, kendi güzelliğini Fahr-i Kâinat’ın sırrı içinde mü’minlerin gönlünde seyredecekti.
Beşeriyet her şeyini bu intikale borçludur. Elma vitaminini, havanın oksijeni enerjisini, Efendimizin bu sonsuzluğa yansıyan sırrı içinde insanlığa bahşeder. Topraktaki mikrop bu sır aşkına azotu durup dinlenmeden işler. Ve yağmur bu sır aşkına gözyaşı gibi sıcak ve sevgi doludur.
Dıhye, Efendimizin âlemlere yansıdığı günün ikindiye yakın bir saatinde, acı haberi alıp, bağrı yanık gözü yaşlı, çılgın gibi hane-i saadete geldiklerinde oradakiler:
- Sen sabah buradaydın, o zaman ne telâşın ne de üzüntün vardı, dediğinde şaşkın bir vaziyette:
- Vallahi ben Medine’de değildim. Şimdi geldim, şimdi duydum, perişanım, demekten kendini alamadı.
İnsan güzelliğine ait ne varsa, medeniyeti neler simgeliyorsa, hepsi Fahr-i Kâinat Efendimizin getirdiği şerefli insan motifinden ibarettir. Beşeriyetteki «Muhammed» imzası insanlığa ait şereflerin tümüdür.
Şimdi gönül penceresinden sönmeyen ve hiç sönmeyecek olan Nur-u Muhammedî’yi ötelerin ötesine doğru izlemeye çalışacağız. Ve kaderin gergefinde Efendimizin sırrının beşeriyeti nasıl karanlıklardan çıkardığını seyretmeye çalışacağız.
Evet, Efendimiz, âlemlere rahmet sırrı içinde evrenlere yansıdı. Sonsuz mekânlarda ilâhi rahmeti perde perde dalgalandırdı. İlâhi aşkın bu benzersiz bayrağı evrenlere rahmet zaferini müjdeledi.Hluk nur baki