Haccâc b. llât ResuluUah'a (as) şöyle dedi: "Benim iCfekke'de malım ve orada yaşayan ailem var. Onların yanına gitmek istiyorum, ama burada yerleştim kaldım. (Haccâc burada "senden birşey istiyorum" diyecek yerde istemeyerek) Bu nedenle sana sövmek istiyorum ya da senden bir şeyler al*mak istiyorum, bu husustaki görüşün nedir? Ne diyorsun" Resulullah (as) O'nu azarlamak yerine istemeden böyle bir ifade kullandığını düşünerek di*lediği gibi konuşmasına ve istediği şeyi söylemesine izin verdi.
Bu hadisi îmam Ahmet rivayet etmiştir, .
Bu hadiste anlatılanlar şu hususa işaret etmektedir: Resulullah (as), bir kimsenin, yanlış konuştuğu halde sözünü kesmeden ve sözünü tekrar ettir*meden konuşmasına izin veriyorsa bu demektir ki, ya sözü söyleyen kişi o anda kullandığı sözcüklerin o cümledeki anlamlarını kasdetmemiştir veya sö*zünün anlamını bilmeden konuşmuştur yahut da sarfettiği sözleri asıl anlam*ları dışında kullanmıştır; bu nedenle de, yanlış söylemiş olmasına rağmen sö*zü tekrarlatılmamıştır (yani ona büyük bir tolerans, müsamaha gösterilmiştir), îşte Allah Azze'nin, elçisiyle insanlara gönderdiği dini budur. Bu dikkate alı*narak, kafir bir kimse Müslüman olduktan sonra kafirken yaptıklarından ya*hut söylediklerinden sorumlu tutulamayacağı; delinin delilikten, sarhoşun sarhoşluktan kurtulduktan ve uyuyanın uyandıktan sonra daha evvel yaptık*ları ve söylediklerinin dikkate alınmaması gerektiği esasına göre Haccâc b. î-lât da bu kabilden olarak söylediklerinden sorumlu tutulamaz. Zira Haccâc, Resululîah (as) ile konuşurken demek istediğinden farklı bir şey söylemiştir. Kalbinin söylemek istediği ve amaçladığı ile söylediği tamamen farklı şeyler*di. Bu hususta Allah Azze şöyle buyurmaktadır: "Allah dit sürçmeleri so*nucu (yamlarak, bilmeden, istemeden) yaptığınız yeminlerinizden si*zi sorumlu tutmaz. Yalnızca bilerek, isteyerek -bilinçli olarak- yaptı*ğınız yeminlerinizden sorumlu tutar." (Maide 9) Bir başka ayette ise, "...ama Allah sizi kalplerinizin kazandıkları, yani bilerek, isteyerek ve düşünerek yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutar" (Bakara 225) diye buyurarak durumu açığa çıkarmıştır. Bu ayetlere göre dünya ve ahirette-ki hüküm yalnızca kalbin yaptığı ve bilinçli olarak ortaya koyduğu şeylere İNANÇ göredir.