GERÇEK TAHSİL
Sâmi Efendi HazretleriDaru'l-Fünûn Hukuk Fakültesi'ni yeni bitirmişti. Onun güzel hâlini ve tertemiz sîretini pek beğenen bir Allâh dostu:
"- Evlâdımbu tahsîl de güzeldir ama
sen asıl tahsîli ikmâl etmeye bak. Seni irfân mektebine kaydedelim
orada da gönül ilimlerini ve âhiret sırlarını öğren." dedi.
Ardından ekledi:
"- Evlâdımo mektebde nasıl eğitim yaparlar
ne öğretirler bilemem. Ama bildiğim bir şey var ki
bu tahsîlin ilk dersi incitmemek
son dersi de incinmemektir..."
HİSSE:
İncitmemeknispeten kolaydır. Ama incinmemek elde değildir. Zîrâ o
bir gönül işidir. Dolayısıyla incinmemek
ancak fânîlerden gelen ve kalblere saplanan zehirli okların tesirsiz kalması ile mümkündür. Bu da
nefs tezkiyesi ve kalb tasfiyesinin kemâlindeki seviye nisbetindedir. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-
Tâif'te taşlanıp hakâret gördüğünde melekler:
"- Ey Allâh'ın Rasûlü! Dilersen şu iki dağı birbirine çarpıp buranın zâlim halkını helâk edelim." demişlerdi.
Ancak o âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan yüce Peygambermeleklerin bu teklifini kabul etmediği gibi şefkat ve merhamet duyguları içerisinde mübârek yüzünü Tâif tarafına çevirdi ve ahâlisinin hidâyet bulmaları için duâ eyledi.
Bir Peygamber âşığı olan Hallâc-ı Mansûr da taşlanırken:
"- Allâh'ım! Bunlar bilmiyorlarbenden evvel onları affet!" diye duâ etmiştir.
Bugerçek tahsîl ile
yâni mânevî terbiye neticesinde elde edilen kalb-i selîme âit bir hâldir.
Ebu'l-Kâsım el-Hakîm'ekalb-i selîmin sıfatlarını sorduklarında şunları söylemiştir:
"Kalb-i selîmin üç vasfı vardır:
Birincisi incitmeyen bir kalb![]()
İkincisi incinmeyen bir kalb![]()
Üçüncüsü de iyiliği Allâh'ın rızâsı için yapıp karşılığını beklemeyen bir kalb...
Zîrâ bir müminCenâb-ı Hakk'ın huzuruna
hiç kimseye eziyet etmeyince verâ ile; kalbini Rabbe yöneltip kimseden incinmeyince vefâ ile; yaptığı sâlih amellere herhangi bir fânîyi ortak etmeyince de ihlâs ile gelir..."
Şâir ne güzel söyler:
Cihân bâğında ey âşık budur maksûd-i ins ü cin;
Ne kimse senden incinsin ne sen bir kimseden incin!