14. Müminlerin annesi Hz.Aişe (r.a.) şunları anlattı: Resûlul*lah (s.a.v.), Medine'ye gelince Ebu Bekir ve Bilal (r.a.) sıtma has*talığına yakalandılar. Ben kendilerini ziyaret edip,
«— Babacığım! Kendini nasıl hissediyorsun? Ey Bilal, kendini nasıl buluyorsun?» dedim. Ebû Bekir (r.a.)'ı sıtma humması tu*tunca (şu beyti) söylerdi:
«Herkes evinde mutludur.
Ölüm ona takunya kayışından daha yakındır.»
Bilal-i Habeşi (r.a.) de sıtma nöbeti geçince yüksek sesle şöyle derdi:
«Bir bilebilseydim: Mekki vadisinde güzel kokulu yumuşak otların arasında geceleyebilecek miyim?
Bir gün Mecenne sularına varabilecek miyim?
Mekke'nin Şame ve Tafîl dağlarını görebilecek miyim?»
Hz. Aişe (r.a.) derki: Resûlullah (s.a.v.)'e gelip bunu haber verdiğimde şöyle niyaz etti: «Ya Rab! Bize Medine'yi» Mek*ke'den daha çok sevdir. Onu vebadan kurtar. Ölçeklerini (Ölçekle satılan şeylerini) bize bereketlendir. Medine'nin sıtma hastalığını da Cuhfe'ye götür.

15. Hz. Aişe (r.a.) der ki Amir b. Füheyre şöyle diyordu: «Ölü*mü tatmadan şiddetini hissettim. Korkak kimsenin ölümü tepe*sinden iner (beklemediği yönden gelir).

16. Ebû Hüreyre (r.a.)'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: «Medine kapılarında melekler vardır. Oraya veba sal*gını ve Deccal giremez.