775. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Kıyamet günü peygamberler mahşer yerine gelmek üzere hayvanların sırtında diriltilirler. Salih (a.s.) devesinin sırtında mahşer yerine sevk edilir. Çocuklarım Hasan ve Hüseyin Adva isimli devemin sırtında sevkedilir. Ben Burak üzerinde sevkediîirim. O, adımlarını gözümün görebildiği en uzak noktaya atar.
Bilal Cennet develerinden bir devenin üzerinde sevk edilir. Net bir sesle, şehadetlerin hakkını vere vere ezan okur. "Eşhedü enne Muhammedün Resûlullah=Ben şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Resulüdür" dediğinde gelmiş geçmiş bütün mü'minler de aynı şehadeti getirirler. Bu, dünyada iken kendilerinden kabul edilenlerden kabul, reddedilenlerden ise reddedilir.
İnsanlar kabirlerinden kalktıktan sonra, kimi yaya, kimi bi-nekli, kimi de sürünerek olmak üzere toplanma yeri olan mahşer meydanına sevk edileceklerdir. Hadis, bu sevk esnasındaki bir sahneyi haber vermektedir. O da peygamberlerin hayvanların sırtında diriltileceğidir. Hadiste açıkça haber verilmese de bu hayvanlar Cennetten getirilecektir. Salih (a.s.) bir mucize olarak kayadan çıkardığı devesinin üzerinde olacak, Hasan ve Hüseyin (r.a.) Resûlullahın Advâ isimli devesinin üzerinde, Resûlullah da diğer peygamberlerden farklı olarak Burak ile mahşer yerine gidecektir. Burak, Cennetten getirilen bir hayvandır. Peygamberimiz miraca yükseldiğinde Mekke'den Mescid-i Aksa'ya Burak ile gitmiştir. Hadiste, Burak'ın çok hızlı bir binek olduğuna dikkat çekilmektedir.
Hadiste Resûlullahın müezzini Hz. Bilal'in de Cennet develerinin birisinin üzerinde olacağı ve ezan okuyacağı, bütün Müslümanların onun "Eşhedü enne Muhammedün Resûlullah" sözünü tasdik edeceği, ancak bunun dünyada ezana lakayt kalanlardan kabul edilmeyeceği bildirilmektedir.