248. Gönlündeki gamları sil süpür! Orası tertemiz olsun!
Çünkü gönül dostun hayalinin evidir.
Mef'fllü, Fa'ilatü, Mefa'îlii,
(c.I, 447)
• Ey gül senin çok nazik bir yanağın var! Fakat bu kadar nazik olduğu halde yanağını sevgilinin yanağına sakın koyma! Onu incitirsin. Çünkü onun yanağı senin yanağından daha naziktir.
• Hatta ey gül, gönlünde bile onun nazik güzel yanağını, kendi yanağına koymayı hayal etme. Çünkü yanağını yanağına koyunca gönülde olduğu için senin gönlündeki aşk sırrım anlar. Gönüller alan dost pek naziktir.
" Gül yanakların hayalen bile incinmeleri bendenize Nedîm'in şu beytini hatırlattı:
"Buy-ı gül taktîr olunmuş nazın işlenmiş ucu,
Birisi hoy, birisi destimal olmuş sana sevgilim!"
(Gülün kokusu imbikten geçirilmiş, nazın ucu işlenmiş, imbikten geçirilen gül kokusu sana ter olmuş. Naz denilen manevî varlık da sana mendil olmuş.)
• Arzu, istek haddi aşınca gizlice kimseye belli etmeden ona secde et! Fakat fazla da üstüne düşme. Çünkü o pek incedir, pek naziktir.
• Eğer sen kendinden geçmiş isen, zaman kaydından da kurtulduğun için bütün vakitler senindir. Senin vaktindir. Fakat kendinde isen vaktini bil bekle! Çünkü pek incedir.
• Gönlündeki gamları sil, süpür! Orası tertemiz olsun. Çünkü gönül onun hayalinin evidir. 0 güzelin hayali ise pek incedir, pek naziktir.
• Günün birinde gülün gölgesi dostun hayaline düştü de, dosta öyle bir iş etti ki, gerçekten de bu çok ince bir iştir.
" Hz. Mevlana'nın: "Gülün gölgesi dostun hayaline düştü." mısra'ı eski şairlerimizden Nailî-i Kadîm merhumun şu beytini hatırlattı:
"Gül hare düştü, sîne-fikar oldu andelip,
Bir hare baktı bir güle zar oldu andelip."
(Gül dikenin üstüne düştü. Bu yüzden bülbülün göğsü yaralandı. Bülbül bir güle baktı, bir de dikene, feryada başladı."