57. Gönül, sözlerle dopdolu, fakat söylemeğe imkan yok!
Mefulü, Fa'ilat, Mefa'îlü, Fa'ilat
(c.I, 198)
• Ey aşk süfîleri, hırkalarınızı yırtınız! Güller bile seher vakti esen rüzgar saba rüzgarının tatlılığına dayanamazlar da yüzlerce elbiseler yırtarlar.
• Çünkü gül, sevgiliden ayrıldığı için dikene bağlanıp kalmamak tali'sizliğine uğradı. Hem sevgiliden ayrı düşmek, hem dikenin acılarına katlanmak, bu ilti dert yüzünden gülün sabrı, kararı kalmadı.
• Gayb aleminden biri göründü, yüz gösterdi. Bizi davet etti, sonra çekilip gitti. 0 görünür görünmez yolumuz kısaldı. "Ayağın bile yoksa, ayaksız olarak yürü git!" dedi.
• Ben de sustum, sonra kendim gülün arkasına düştüm. "Benden reyhana, laleye selam söyleyin, onlara saygılarımı arz edin!" dedi.
• Gönül sözlerle dopdolu, fakat söylemeye imkan yok. Ey sufîlerin canları, siz dudaklarınızı açın da, başımızdan geçenleri siz söyleyin! ""
• Onun henüz belirip meydana çıkmadığını, kendini göstermediğini siz söyleyin. Çünkü, geçmiş zamandan bahsetmek süfîlerin huyu değildir. "