537. Sen güneşe doğduğu zaman bakma;
akşam üstü onu batarken seyret! Nasıl da sararır solar!
Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'îlün
(c. III, 1143)
• Neden böyle kupkuru dal halini almışsın? Sevgilinin yüzüne baksana; neden böyle sararmış bir yapraksın? İlkbaharı seyretsene!
• Rindler arasına gir; yapılması gereken en uygun iş bu! Çünkü, orada bitmez tükenmez şaraplar var! Sayısız güzeller var, sakîler var!
• Bil ki, aşk kararsız bir cihandır! Sen o cihandaki binlerce cansız ve kararsız aşığı seyret!
• Adını söyleyemediğim, gizlediğim o padişaha ulaşır, kavuşursan; o padişahın padişahlığı hakkı için ona, padişaha layık bir şekilde saygı göster!
• Gözüne sürme çekince, yüzünü tekrar bu tarafa doğru çevir de dertlerle, üzüntülerle, günahlarla kirlenmiş, tozlu dumanlı bu cihana bak!
• Bu cihanı kaplamış bulunan binlerce kirli duman, sis nedir? Sis sıyrılsın da sen ondaki güzel renge, yeşilliklere bak!-
"Tevfik Fikret merhüm, meşhur "Sis" manzumesinde yalnız İstanbul'u düşünmüş:
"Örtün, evet ey haile örtün, evet ey şehr'
Örtün ve müebbed uyu ey facire-i dehr!
Milyonla barındırdığın ecsad arasından,
Tek nasiye yoktur çıkacak pak ve dırahşan!"
(Ey kötülüklerle kirliliklerle dolu facia şehir, sis ile örtün! Ey dehrin kötü kadını olan İstanbul, örtün ebedî olarak uyu! Senin içinde barındırdığın milyonla ölü insan arasında lekesız tek bir insan bulunmaz!" diye seslenmiş. Halbuki Mevlana bir şehri değil; bütün dünyayı sisli görüyor, kirli, dumanlı buluyor.
• Sen, güneşe doğduğu zaman bakma; onu akşam üstü batarken seyret! Nasıl da sararır solar, gücünü kaybettiği için utanır.
20-Rıza Tevfik merhum "Akşam Garipliği" adındaki şiirinde:
"Mağribi yakmıştı fırkat ateşi,
Yuvaya dönmüştü her kuşun eşi,
Dağlara yaslanıp batan güneşi,
Yaralı, hastadır, yorgundur sandım.
Nuş ettim güneşin akan rengini,
Ruhumu haz ile yakan rengini,
Ufukta görünce o kan rengini,
Felekler ben gibi dilhundur sandım.' diye batan güneşi anlatmıştı.
• Ay da yusyuvarlak olduğu zaman, sanki dilenmek için zenbilini gökyüzünde dolaştırır ama, sen onu, onbeş gün sonra seyret! Nasıl hor ve zavallı bir hale gelir! Nasıl süzülür, erir!
• Aklını başına al da şu dünyadaki fanî güzellere gönlünü kaptırma; sen ebedî sürecek olan güzellik denizine gel! Gel de buluşma kaynağına git! 0 gerçek ölümsüz sevgilinin iki mahmur gözünü seyret!