Soru
Çeşitli münasebetlerden dolayı dillerde dolasan birbiriyle Çelişkili iki söz var.
Birincisi; "Acele, şetandandır"
İkincsi; "İyiliğin en hayırlısı, acele etmektir "
Bu ikisi, hadis mi değil mi? Şayet hadis ise, aralarında nasıl bir bağlantı kuracağız? Eğer hadis değillerse hangisi doğru, hangisi yanlış? 113
Cevap
Birinci söz, Allah Resulü bir hadiszinde: "Dikkatli olmak, Allah Teala'dan, acelecilik ise şeytandandır" (Bu hadisi Tirmizi Sehl b. Sadi Saidi'den merfu olarak rivayet etmiştir. Tirmizi hadisin hasen olduğunu söylemiş. İbn Ebu Şeybe, Ebu Ya'li, İbn Mu-niy, Haris b. Ebu Usame müsnetlerinde Hz. Enes'ten şu lafızlarla rivayet etmişlerdir. "Teenni Allah'tandır." Beyhaki de rivayet etmiş. Munziri 'Terğib' adlı kitabında şunları söylemiştir. Bu hadisin ravileri sahihtir."
Yavaşlığın övülmesi, aceleciliğin yerilmesi insanın fıtratında olan bir şeydir. Önceki ve şimdiki bütün alimler de bu yönde icma etmişlerdir. Hatta bazı meselelerde şöyle denmektedir. Yavaş hareket eden kişi ümit ettiğine ulaşır. Yavaş davranmakta selamet vardır. Acelecilikte ise pişmanlık.
Şair Markeş der ki;
Ey Arkadaşlar! Acele etmeyin,
Yavaş olun.
Doğrusu kurtuluş, acele etmemeye bağlıdır. (Şiir)
Bir başka şair de;
Ağır ağır davranan amacına ulaşır
Acele davranan hataya arkadaş olur. (Şiir)
Amr bin As şöyle demiştir; Kişi acelecilikle, pişmanlık mey-vaları toplar
Acelecilik şeytandandır. Çünkü şeytan İbn Kayyım'ın da dediği gibi insanı kolayca hataya kaydırır. Aceleci davrananı kızdırır. Sebattan, ağırbaşlılıktan ve yumuşaklılıktan uzaklaştırır. Bir şeyin yerli yerine konmasına engel olur. Kötülükleri kendine çeker. İyiliklerin elde edilmesine set olur. Acelecilik, tefrit ve bir şeye vaktinden önce davranma hastalığından türemiş bir çocuktur.
Bir hadiste şöyle geçmektedir: "Aceleci davranmadığı sürece
kulun duası kabul edilir." (Ebu Hureyre'den Buharı ve Müslim rivayet etmişlerdir)
"İyiliğin en hayırlısı acil yapılandır" sözüne gelince 'Keşful Hafa' adlı kitabında Acluni bu hadisin olmadığını ama aynı manada Abbas (r.a)'tan rivayet edilen şöyle bir hadisin var olduğunu söylemiştir İyi bir iş acele edilmeden tamamlanamaz. Acele edildîmi hayırlı sonuca varılır. Dillerde yaygın ve meşhur olan şöyle bir söz de vardır " Beklemek ölümden daha beterdir"
Şu da var ki, "Ma'ruf (iyi) bir iş acele edilmeden tamamlanamaz." cümlesinde ki Ma'ruf kelimesi 'Bir' kelimesinden daha kapsamlı manaya sahiptir. 'Maruf kelimesi tüm ameli salih olan davranışları kapsamına alır. Kişiyi Allah'a yaklaştıran ya da onunla menfaat duyduğu her şey 'Ma'ruf tur.
İyilik ve salih ameller için acele etmek övülmüş işlerdendir.
Kur'an ve sünnet de insanları daima buna teşvik etmektedir. Kur'an-ı Kerim'de bundan övgüyle bahsedilmektedir.
"... işte onlar iyi işlerde yarış ederler. O uğurda ileri geçerler." 114
"...İyiliklere koşarlar. İşte onlar salihlerdendir." 115
"Rabbinizin mağfiretine koşuşun" 116
"İyiliğin en hayırlısı acele etmektir" sözü manası itibarıyla sahih olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla "Acelecilik şeytandandır" hadisiyle çelişmiyor. Çünkü akıl, iki görüş arasında zıtlıkların olduğuna hüküm verebilmesi için o iki görüş arasında her yönde çelişkilerin bulunması gerekir. Daha doğrusu hiç bir şekilde bir araya gelmeleri mümkün olmamalıdır. İki sözü belli bir hal ve pozisyonla kayıtlandırmak mümkün oluyorsa o zaman zıtlık olamaz.
Muhakkik alimler ancak şu şartlar dahilinde ağır davranmanın övülebileceğini, aceleciliğin ise verilebileceğini savunmuşlardır.
1- Yapılması istenen şey, Allah'a itaat için olduğu açıkça bilinir olmalıdır. Şayet böyle olursa o zaman Allah'ın emrettiği gibi hayırda öne geçmek ve hayırda yarışmak için acele etmek daha iyi olur. Sa'd b. Ebu Vakkas Peygamber (s.a.v)'den şu hadisi rivayet etmiştir Herşeyde yavaş davranmak daha hayırlıdır. Ancak ahiret işlerinde değil
Salih kimselerden biri tuvalette hacetini gidermekte olan kölesine seslenerek falanca kişiye sadaka verilmesini emretti.
Orada bulunanlardan biri de şöyle dedi; Kölenin tuvaletten çıkmasını bekleyemez miydin? Bunun üzerine salih kişi şu cevabı verir; sadaka vermek içimden geldi. Derhal verilmesini istedim. Çünkü nefsimin, bu niyeti değiştirmeyeceğinden emin değilim!
Hz Ali (r.a) Peygamber (s.a.v)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir Ya Ali! üç şeyi geciktirme ; vakti gelince namazı, hazır olunca cenazeyi ve dengini bulunca bekar kadını evlendirmeyi. Tirmizi rivayet etmiş ve hadisin hasen aynı zamanda garip olduğunu söylemiştir. İmam Ahmet b. Hanbel 'Müsnet'inde rivayet etmiş. Şeyh Şakir senedinin sahih olduğunu söylemiş. Ira-ki de hasen bir hadistir demiştir. (Diraye c, 2 s. 63 Feyzul Kadir c. 3 s.31)
Bundan dolayı İbn Derid ile Askeri bu hadisle alakalı olarak şöyle bir kıssa anlatırlar. Bir gün yanında Ahnef b. Kays bulunurken Muaviye "Ağır ve temkinli davranmaya denk hiç bir faziletin bulunmadığını söyledi" Ahnef ise üç şeyin müstesna olduğunu ekledi; ölmeden Önce aceleyle salih ameller yapmak, ölü varsa onu hemen defnetmek ve bekarlar dengini bulunca hemen evlendirmek. Orada bulunanlardan biri "Senin bu söylediklerine bizim herhangi bir ihtiyacımız yoktur." deyince Ahnef "Neden miş o?" diye karşılık verdi. O kişi "Senin bu söylediklerinle ilgili bir hadis zaten var" dedi ve Peygamber (s.a.v)'in konuyla alakalı hadisini zikretti. (Feyzu'l Kadir)
îmam Gazali, Hatem-i Esam'ın şöyle dediğini rivayet eder. Şu beş şey dışında acele etmek şeytandandır. Zaten bu beş şey de Peygamber (s.a.v)'in sünnetindendir. Yemek yedirmek. Ölüyü kefenleyip hazır hale getirmek. Bekarları evlendirmek. Borcu Ödemek ve günahlardan tevbe etmek.
Ebu Ayna'ya şöyle dediler: "Acele davranma, çünkü acelecilik şeytandandır. O da şöyle cevaplamış; şayet dediğin gibi olsaydı Hz. Musa (a.s) "Sen razı olasın diye acele ettim Rabbim!" demezdi.
2) Ağır davranmak, yapılacak işin üzerinde durulmayacak, araştırılmayacak ve açığa çıkarılmayacaksa iyi olur. Ama istenen ve yapılacak iş açığa çıkarıldıktan, üzerinde durulup gerekli olan çalışmalar yapıldıktan sonra tekrar ağır davranmanın bir anlamı olmaz. Çünkü bu durumda ağır davranmanın fazileti rezil bir konuma düşecektir. Bir şeyin sınırı aşılırsa o şey tam tersine döner. Bunun için şöyle denir Ahmaklar gibi acele etme korkaklar gibi de geç davranma. Şair şöyle demiştir.
Eğer varsa bir görüşün, İzzette olsun yanında. e yaramaz görüşün, tereddüt edersen ondaKur'an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır.
"...iş hakkında onlara danış, fakat karar verdin mi Allah'a güven, doğrusu Allah güvenenleri sever." 117
3-) İstenen şeyin kaçmasından korkulmamalıdır. Şayet belli zaman aralıkları içerisinde yapılması gereken bir iş varsa o zaman yavaş ve ağır davranmanın hiç gereği yoktur. Aksi halde zaman geçer ve kişi fırsatı kaçırınca parmaklarını ısırmaya başlar. Bu konuyla alakalı olarak şairin biri şöyle demektedir.
Fırsatı değerlendir Eğer değerlendirmezsen onu Fırsat sana keder olur. 118

Kaynaklar: 113 Prof. Dr. Yusuf El-Kardavî, Çağdaş Meselelere Fetvalar, Tahir Yayıncılık: 1/105.
114 Mü'minun, 61
115 Al-i İmran, 114
116 Al-i İmran,133
117 Al-i İmran, 59
118 Prof. Dr. Yusuf El-Kardavî, Çağdaş Meselelere Fetvalar, Tahir Yayıncılık