ERDOĞAN VE YAHUDI VARLIĞI 15 DAKİKA SONRA..
Malum olana açıklama istemez ama İslam ülkelerinin ne kadar fikirden yoksun olduğunu Erdoğan'ın Davos zirvesini öfkeli bir şekilde terk etmesinin ardından daha iş 20 dakika geçmişti ki kameraların önüne tekrar çıkıp "efendim ben 12 dakika konuştum Peres 25 dakika konuştu, tepkim ona idi" demesi aynı günün gecesinde siyonistlerle muta nikahını tekrar kıymaktan başka bir şey değildir.
İşin en ilginç tarafı ise Türk medyasının Erdoğan'ın konuşmasını ve oturumu terk etmesini belki yüzlerce defa göstermesine rağmen siyonist Peres'in Erdoğan'ı azarlayan aşağılayan, karşısında bir başbakan yok da bir hayvan varmışçasına el hareketleri ile yapmış olduğu, bir efendinin kölesine yapabileceği hareketleri yaparak konuşması, bırakın bir başbakanı sıradan bir insanın bile zıvanadan çıkmasına yetebilecek aşağılamalar içermekte idi. Bir de o başbakan Kasımpaşalı olursa verdiği tepkiler tepki bile sayılmaz.
6.5 milyar insanın gözleri önünde katlettiler, yok ettiler yıktılar her türlü insanlık suçunu işlediler. Ama Müslüman Türk halkının sokaklara dökülmesine bile tahammül edemediler. Davos'ta Erdoğan'ı görünce açtı ağzını-yumdu gözünü. Siyonist olmak, ALLAH'IN lanetini kazanmak herhalde ancak olsa olsa bu kadar olur. Ve sonra konuşmaya başbakan Erdoğan başladı. O NE KADAR AĞIR SÖZLER ÖYLE, O NE BUYUK MÜDAFA ÖYLE! "Siz öldürmeyi çok iyi biliyorsunuz" diyor en ağır sözü bu işte. Ama bunu zaten bilmeyen kaldı mı? Dünya 80 senedir duymuyor mu, görmüyor mu siyonistlerin katliamına tanıklık etmiyor mu? Daha dün Tzipi Livni, "gerekirse yine katlederiz" demedi mi? Ne değişti? Sadece gündeme ek bir tartışma daha girdi; "başbakan haklımı, haksız mı, üslubu doğrumu yanlış mı?
Daha çok tartışılır, konuşulur. Bu ümmet gözünü Erdoğan'a dikti bekliyor; acaba bundan sonra ne yapacak, akan Müslüman kanı duracak mı, zulüm bitecek mi, ne değişecek? "Osmanlının tokadını yedi Perez" (!) şimdi ne olacak? Ümmet beklemede, çok büyük bir beklenti var ama ne çare değişen hiç bir şey olmayacak. Siyonistler Konya'da uçacaklar, suyunu dahi Türkiye'den alacaklar, her türlü ilişkiler devam edecek, ümmet yine kan ağlayacak ve netice siyonistler yine katledecekler. Erdoğan en üst perdeden kınayacak ama inanın Hugo Chavez kadar bile olamadı, olamadılar. Hiç olmazsa Chavez tarafını tayin etti; "ben mazlumdan yanayım" dedi. Dünya ekonomisini ellerlinde tutan siyonistleri bir kerede, tek hamlede nakavt etti. Çünkü tarafı hiç bir şekilde şüpheye yer bırakmayacak şekilde belli oldu.
Gelelim Erdoğan'a; hani hem "katilsin" diyeceksin, "katlediyorsunuz" diyeceksin fakat katliam yapan pilotları Türkiye'de eğiteceksin, yetiştireceksin, canavarlaştıktan sonrada "hadi gidin Müslümanları katledin" diyeceksin ve sonrada "dik duracağız, dikleşmeyeceğiz" diye Kasımpaşalı ağzı ile bütün Müslümanların katlanarak artan vebalinden kurtulacaksın! Yok, öyle dava, o kadar basit değil bu işler. Sözünle amelin bir biri ile çelişmesin. Her şeyin hesabını verebilirsiniz ALLAH'A ama "Müslüman kanı üzerinden siyaset yapmak" var ya işte bunun hesabini ödeyemezsin. Daha öncede dediğimiz gibi; ALLAH kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez.
Sayın Erdoğan; yok bu işi ancak bu kadar yapmaya gücünüz yetiyorsa bırakın, vazgeçin bu işten bunun vebalinden kurtulun. Yok, "ben yapacağım" diyorsanız İslam alemine bir kulak verin.
Evet, ümmet yıllardır kendi liderlerinin ayyuka çıkan hainliklerine, uşaklıklarına daha fazla tahammül edemeyip medet umar halde ve her defasında bir halifeye ihtiyaç duyduklarını dile getiriyorlar. Küçücük bir kıvılcımda dahi 56 devletçiğe bölünmüş İslam ümmeti nasıl da hazır bekliyor bir halifeye biat vermeyi. İslam için ALLAH için canlarını vermeyi ne kadar arzu ediyorlar. Rablerinin huzuruna çıktıkları zaman; "yaa Rab bizler halifenle beraber küfre karşı savaştık" diyebilmek için sadece adam gibi bir lidere ne kadar da muhtaçlar.
Niçin sürekli tahrif edilmiş Tevrat'tan örnekler verme gereğini duyuyorsun ki Yahudilere. Kur'an sana yahudileri tanıtmakta aciz mi kaldı, Allah'ın şanlı Resulü yetmedi mi ki o insan taklidi yapan yaratıklara karşı sürekli konuşma gereğini duyuyorsun.
İzzet ve şeref ancak Allah katındadır sayın Erdoğan. Başka yerde aramayın, gelin ya bu işi olması gerektiği gibi yapın yok değil ise bırakın vatandaş gibi yaşayın. Yol belli, yordam belli. İşgalci yahudi varlığına onların anladığı dilden savaşa-savaşla, yıkıma yıkımla ne zaman cevap vereceksin! Yok, "bu beni aşar" diyorsan çekil bu ümmetin önünden, gölge etme!
Allah in selamı Müslümanların üzerine olsun.
Fatih Babayiğit