2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Kur'an Nİye Bu Kadar Kalin?

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 18.536, Level: 86
    Points: 18.536, Level: 86
    Level completed: 38%,
    Points required for next Level: 314
    Level completed: 38%, Points required for next Level: 314
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    İslam-Gülü - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    sendenim
    Mesajlar
    2.745
    Points
    18.536
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    20

    Kur'an Nİye Bu Kadar Kalin?

    Çantamda taşımaya çalışıyorum. Ama zorlanıyorum. Kolayca sığmıyor. İnce kâğıda basılmışları da var ama sayfa sayısı yine fazla. Bir de meali ve meale dair notları ekleyince, iyice kalınlaşıyor. Kur’ân’dan söz ediyorum. Toplam 30 cüz ve her biri 20’şer sayfa.
    Kur’ân’ı okumuyoruz. Okuyamıyoruz.

    Kolay mı? Tam 600 sayfa. Niye bu kadar kalın? Sanki Rabbimiz, “Alın size sayfalarca Kur’ân; okuyabilirseniz okuyun bakayım” diye meydan mı okumuş biz kullarına? Hafız olmak isteyenlere de haddini bildirmek mi istemiş? “Yıllarca ezber yap da göreyim seni? Yüzlerce tekrar yap da, adam ol!” Azıcık olsaydı Kur’ân’ın sayfaları, hemen hepimiz az bir gayretle hafız olabilirdik! Sayfalar sayfaları izlemeseydi, meselâ otobüs beklerken bir hatim indirebilirdik! Ne hoş olurdu! Celâlini göstermek için mi bunca kalın tuttu Rabbimiz Kur’ân’ı? Korkutup da hizaya getirmek için mi bunca cüz, bunca uzun sureler, ayetler?

    Hayır, hayır; eğer bizi vahiy karşısında ezmek olsaydı Rabbimizin dilediği, aksine, yarım sayfalık bir Kur’ân indirirdi. Ve derdi ki bize “İşte sizden istediklerim; bunları yaptınız yaptınız, yapmadınız yandınız!” Bizi korkutmak isteseydi, yıldırmayı tercih etseydi, meselâ sadece Fatiha’yı indirip “Ben anlattıklarımı anlattım; size anlayacak akıl da verdim, göreyim sizi anlayın! Hadi bakayım, kendinizi beğendirin bana! Bir yolunu bulun, gözüme girin!” diye kestirebilirdi. Ne gerek vardı ki Bakara’da uzun uzun konuşmalara? Niye anlatsındı ki kulu Mûsa’yı (as), Meryem’i, Yusuf’u (as), Yunus’u (as), Eyyûb’u (as) ve onca kıssaları hoş bir sohbet edasıyla? Mecbur muydu ki Rabbimiz, sanki biz O’na değil de O bize muhtaçmış gibi nezaketle, sabırla, her defasında yeni baştan hatırlatarak konuşmaya?

    Çok iyi biliriz ki şefkatli öğretmenler, dersi tekrar ederler, bir defada anlaşılmayacağını anlayışla karşılayarak, yine yeni baştan alırlar. Dersi net olarak anlatsa da, kısa kesen, hiç tekrar etmeyen öğretmenlerde bir meydan okuma tavrı buluruz. Anlamayız o dersi. Korkarız öğretmeninden. Bir anlatışta anlayamayabileceğimizi anlayışla karşılamayan öğretmenden tırsarız, uzak dururuz. Dersi tekrarlayarak uzatan, örnekleri çoğaltarak bizimle daha uzun kalan öğretmenler daha şefkatlidir bize. Hele de “Şimdi not almayı bırakın, şöyle bir arkanıza yaslanın, beni dinleyin!” demesi vardır öğretmenlerin ki, şeker gibi gelir o dakikalar. Anlarız ki, öğretmenimiz bizim anlayabileceğimize inanıyor. Anlarız ki, öğretmenimiz hemen anlamasak da yeniden anlatmaya hevesli. Anlarız ki, not almadan bile anlayabileceğimiz bir dersimiz var.

    Kur’ân’ın uzunluğu ve tekrarları, bir bakıma, “Hadi arkana yaslan benim güzel kulum, sana anlatacağım kıssalar var!” rahatlığını sunar bize. Böylece kalınlaşır Kur’ân. Sayfa üstüne sayfa eklenir. Der ki adeta Rabbimiz bize: “Bakara’yı kaçırdıysan, Al-i İmran var! Maide’de uyuduysan, Rahman var! Dilersen, sana anlatacağımın hepsini bir satırda bile anlatırım: İhlas var!” Bu da olmadıysa, kulağına pınar suyu gibi akacak, kalbine bahar meltemi değdirecek Rahman var! ‘Rabbinin hangi nimetlerini edersiniz inkâr?’ diye diye hatırlattıklarım, bir bir saydıklarım var!”

    Yani ki... Kur’ân’ın bunca kalınlığının sebebi, Rabb-i Rahimimizin tekrar etme şefkatindendir. Anlayamayabileceğimizi anlayışla karşılama inceliğindendir. Unutabileceğimizi de unutmama olgunluğundandır.

    “Ey kulum, [az önceki surede] açıkça ve defalarca söyledim sana, anlamadın mı? Bak bir daha söylüyorum! Unuttuysan da, üzülme! Ben bıkmam, usanmam, umut kesmem senden. Olsun, yine söylüyorum.”

    “Sevgili kulum, kendine yazık ediyorsun, biricik ömrünü heba ediyorsun; işin ciddiyetini kavramamış gibisin. Demiştim ya sana; ‘Şeytan sana apaçık düşmandır!’ İyi dinle, tekrar ediyorum!”

    “A benim güzel kulum; az önce hatırlattım sana, yine mi unuttun? Bir daha hatırlatıyorum. Kulum ve elçim Mûsa’nın başından geçenleri anlattığımda yok muydun? Öyleyse, şimdi sana biraz da kulum İbrahim’den (as) bahsedeyim, kulaklarını iyi aç. Hem böyle daha iyi anlayabilirsin. Olmadı mı? Hadi gel, bir de İsâ’dan (as) söz açalım.”

    “Bak yine yanıldın, şeytana yeniden kandın. Hadi sil gözünün yaşını. Yeni baştan başlayalım. Hani demiştim ya sana, rahmetimden ümidini kesmeyeceksin diye. Yine söylüyorum... Sözümdeyim ben! Sen gel, yeter ki.. Gel!”

    Bunlar çok hafif geliyorsa, bir de Risale-i Nur Külliyatı’na bakalım: “Kur’ân, kitab-ı zikir, kitab-ı dua, kitab-ı dâvet olduğundan, içinde tekrar müstahsendir, belki elzemdir, belki eblâğdır. Zira, zikrin şe’ni, tekrar ile tenvirdir. Duanın şe’ni, terdad ile takrirdir. Emir ve davetin şe’ni, tekrar ile te’kiddir.”

    Ne şefkatli ki Rabbimiz, bize kalınca bir Kur’ân indirmiş! Bizimle uzun uzun konuşmaktan usanmamış, bıkmamış... Her hatamızda, yeni baştan beyaz sayfalar açacak denli severmiş bizi. Gözden çıkarmazmış. “Ne haliniz varsa, görün!” demezmiş! Kalınmış Kur’ân, çok kalınmış! Diyorum ki, bundan böyle, Kur’ân’ı hiç olmazsa kitaplığımıza kalınlığını görecek şekilde koyalım. Sırtı değil, sayfaları görünür olsun. Kur’ân’ı okumasak da, Rabbimizin rahmetini sayfa sayfa sayalım

    Senai Demirci-Zaman
    Elif olmak zordur
    Çünkü elif olmak
    Yuvarlak bir dünyada dik durmanın
    Dik ve önde
    Belki acıyla
    Ama vazgeçmeden durmanın
    Dünya ne kadar dönerse dönsün
    Olduğu yerde kalmanın adıdır elif olmak
    Kaç silah varsa elife çevrilir
    Elif hep olduğu yerdedir
    Silahlar patladığında ilk vurulan eliftir
    Zordur elif olmak
    Elif olmak hep vurulmaktır
    Elif olmak yalnızca elif olmaktır
    Ne B, ne T, ne S
    Elif
    Yalnızca elif
    Elif demeden hiçbir şey denilemez
    Ben elif dedim
    Artık her şeyi söyleyebilirim...

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.952, Level: 60
    Points: 7.952, Level: 60
    Level completed: 1%,
    Points required for next Level: 198
    Level completed: 1%, Points required for next Level: 198
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    sürur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Sep 2010
    Mesajlar
    1.029
    Points
    7.952
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: Kur'an Nİye Bu Kadar Kalin?

    nefis bir paylaşımı Allah razı olsun
    Sen burada misafirsin.
    Ve buradan da diğer bir yere gideceksin.
    Misafir olan kimse , beraberce getiremediği bir şeye kalbini bağlamaz
    Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın.
    Ve keza,bu fani dünyadan da çıkacaksın.
    Öyle ise aziz olarak çıkmaya çalış.
    Vücudunu mucidine feda et.
    Mukabilinde büyük bir fiat alacaksın

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •