***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Sözün Başlangıcı...
Sözün Başlangıcı...

Evveli Allah, sonrası yine Allah ve dahi sözlerin en güzeliyle “Bismillah”
Her şeyi olduğu gibi “söz”ü yaradana şükürler olsun!
Bize verilen her şey, nimettir. Ama “söz” bütün nimetlerin nimet olduğunu kavramamızı sağlayan en büyük nimet.
İçimizdeki yumak, sır yumağı, onunla çözülüyor.
Artık, şairin konuşma vaktidir.
Tâ ki içindeki fırtına sakinleşinceye, dininceye kadar.
Derken bir kelime, bir kelime daha doğar bir yürekten bin yüreğe taşınmak için.
Onu taşıyacak olan söz’dür.
Sözlerimiz, böylece “hamd” makamında söylenen, söylenmesi gereken ve söylenmiş olan sözlerdir.
Çünkü her kelime, bir nimet olduğu için bir emanettir dile….Kelimeyi iyi ve doğru kullanmak kadar, korumak da görevimiz olmalı değil mi?
Sahi, kelimelerimizin sayısı ne kadar?
Sayıları, anlam sınırları….
Bütün bunlar, gönlün ve zihnin dünyasına, onların genişliğine ve darlığına bağlı.
Mesela, “güneş” dense aklımıza neler gelir?
“Ölüm” hangi serinliği taşır içimize.
Torbamızdaki azık, umut mu korku mu?
“Gün eksilmesin penceremden.”
……….
“Ve ölüm, kapımda kişner, sabırsız/ Bir at oldu nihâyet…”
……….
Ah, aklımdan ölümüm geçer.”
………
“Korkuyorum bu gecelerden” diyen Cahit Sıtkı da şair, Necip Fazıl da…
Bir de onu dinleyelim:
“Ölüm, güzel şey, budur perde ardındaki haber,
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber..”
Fark, burada işte… Sözü, içimiz söylüyor önce…
Kalbimiz, belirliyor.
Konuşmak yahut yazmak, Hz. Mevlana’nın dediği gibi küpün içinde olanın dışına
sızmasıdır.
Farklı olmak gerekiyor. Çünkü bu duygu, bizi sorumlulukların onurlu yüküyle karılaştırıyor.
Öteyi buraya; burayı öteye taşımak…
“Şu geçeni durdursam, çekip de eteğinden
Soruversem, haberin var mı öleceğinden?”
Sorular ki bizim içindir ve cevapları bulunabildiği, verilebildiği sürece önem
kazanırlar.
Sonra kutlu bir çağrı ve bir uyarı:
“Ay örtülere bürünen. Kalk ve korkut
Ve artık Rabbini ulula….”
Yatma zamanı gelmedi mi?
Yat ve tekrar kalk.
Gözlerini kapa.
Fani bedeninde ölümden soğuk bir esinti duy ve tekrar kalk.
Mirac’ına çık ve Rabb’ini ulula…
Çünkü, gündüzden çok gecedir sana dost olan.
Kelimeleri sev ve okşa….Kendini onlara kat.
Emanet zırhını kuşan.
Kasrında Şirin ağlayıp dursun ve sana şirin görünen her şey.
Sen, İbrahim’i çağır.
Kelimeleri çıkar sofrandan bir gönüle daha girmenin sırrını bilenlerden olarak.
Sözlerin ki, müminler yanında yere yakın, müstekbirler katında ise mağrur ola…
“Şairin konuşması, ancak Rabb’inden kendisine verilen nimet üzeredir.”
Şairlerimiz, Hasan B. Sabit çizgisi üzeredir. Alınları secdeye değen, toprakla
buluşan ve dahi mümin ve mütevekkil olmayı şiar edinmiş olanlardır onlar.
Mustafa ÖZÇELİK