***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


mesekkatin ardindaki sir nedir??
Aranizdan size öyle bir peygamber geldi ki, sizin sikintiya ugramaniz ona çok agir gelir. O size çok düskün, müminlere karsi çok sefkatli, çok merhametlidir.
Hüzün Yili... Kainatin Biricigi Efendimiz A.S.‘a musibetlerin ardi ardina geldigi yil. Peygamberligin onuncu yili...
Önce, vahye ilk muhatap oldugunda, omuzuna yaslanip derdine ortak ettigi, kimse kendisine inanmazken emsalsiz bir teslimiyetle onu tasdik eden esi, Hz. Hatice Validemiz’in vefati.
Firtina ne kadar büyük olursa olsun, bir sükûnet limani olabilen sevgili esin Hakk’a yürüyüsü... Derken, kolu-kanadi, müsriklere karsi savunucusu ve yardimcisi olan amcasi Ebu Talib... O da gidiverir.
Gönüller sultani sevgili Elçi’ye, “su ümmet üzerindeki bu iki musibetten hangisine daha çok üzülecegimi bilemiyorum“ dedirten zon günler...
Kureys müsrikleri, alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz A.S.‘i, firsat bulsalar bir kasik suda bogacaklar. Ama ilâhi irade... Zorluk ve kolayliklar bir geliyor bir gidiyordu.
Ebu Talib‘in ölümüyle, iste bir kez daha mesakkat kapiya dayanmisti. Müsrikler aradiklari firsati yakalamis gibiydiler. O‘nu artik korumasiz bulduklarini saniyorlardi. Artik gün geçmiyordu ki Efendimizin A.S. basina toprak saçilmis olmasin, evine mahzun dönmesin... Biricigi Fatima nice günler geçirmisti babaciginin basindaki toz-topragi aglaya aglaya temizlerken. O mübarek nebi kizina söyle diyordu:
“Aglama kizim. Allah babani koruyacak ve savunacaktir.“
Karar Belgesindeki Imza
Alay, iskence, hakaret, siddet hiç bitecege benzemiyordu. Bütün bunlara ragmen ilâhi bir tecelli; Rabbim Allah‘tir diyenlerin sayisi her gün biraz daha artiyordu.
Mekke müsrikleri bir çare olarak karar aldilar:
“Muhammed‘e tabi olanlarla her türlü irtibat kesilecek!“
Bu, müminleri kusatma altinda tutma anlamina geliyordu. Bu yüzden çok önemli bir karardi kendileri için. Ambargo karari Kâbe’nin duvarina asildi. Allah Tealâ‘nin ilâhi nazargâhi olarak Beytullah, ihtimal ki o gün en hüzünlü hadiseye sahit oluyor, inanan kimi gönüllerin yüreklerine içli içli sesleniyordu. Ama bu sesi kusatmanin devam ettigi o üç yil boyunca ancak Allah Tealâ’ya yürekten inananlar duyabildi:
Ve bir güve... Bir güve, Kâbe duvarindaki anlasma metninin “Allah‘in adiyla“ ifadesi hariç, tamamini yok etmisti.
YENI BIR YER, YENI BIR ÜMIT
Taif sehri, Mekke‘ye yaya iki günlük mesafedeydi. Mekke‘de ümitlerin tükendigi günlerde Taif, Kâinatin Efendisi’ne A.S. bir umut isigi oldu. Gerçi orasi mesirelik bir yerdi. Rahatlik içindeyken onu dinlerler miydi? Bir ümit...
Bu ümit bir tek gaye içindi: Allah Tealâ‘nin kendisine bildirdigi hakikatleri duyurabilmek. Ilâhi nurla kalpleri diriltebilmek. Allah‘i, imani, Islâm‘i duymayanlara anlatmak.
“Ey Rasul! Rabbin’den sana indirileni teblig et. Eger bunu yapmazsan O‘nun elçiligini yapmamis olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktir.“ (Maide/67)
CANANIN CAN YOLDASI
Taif‘te O‘nu ilk karsilayan üç kardes oldu. Ama verdikleri cevap su idi:
“Allah senden baska gönderecek kimse bulamadi mi?!. Kendi yurdunun halki seni istememis, kabul etmemis sen de kalkmis bize gelmissin!..
On gün yurtlarinda kaldigi Taif‘lilerin tek korkusu vardi: Ya gençlerimizi Islâm‘a yönlendirirse... Bu yüzden aralarindaki köleleri, ayak takimini kiskirttilar. O‘na sövdürdüler. Masum Nebi‘nin geçecegi yollarin iki yanina oturttular, her adim atisinda O‘nu tasladilar, yaraladilar...
Kainatin Biricigi kimi zaman ayaklarinin acisina dayanamadi, yere oturdu. Bu kez kollarindan tutup kaldirdilar, yürüdükçe taslayip gülüstüler. Ama orada gülemeyen biri daha vardi: Yol arkadasi Zeyd b. Harise. Atilan taslara gövdesini siper ediyordu ama...
HAKIR BIR KÖLE, BIR TABAK ÜZÜM
Az ilerdeki asmanin gölgesinde oturabildiginde, hâlâ Rahmet Peygamberinin ayaklarindan kanlar akiyordu. Iki rekat namaz kildi, elerini semaya kaldirdi, Alemlerin Rabbi’ne yöneldi:
“Ey merhametliler merhametlisi! Gücümün zayifligini, tedbirimin azligini, halkin gözünde hakir görülüsümü sana arz ediyorum. Sen beni kime birakiyorsun? Senden uzakta olan, beni gördükçe suratini asan kimselere mi? Bana gazabin yoksa asla gam çekmem. Nuruna siginiyorum. Her sey senin hosnutlugun için. Güç ve kuvvet senin elinde...“
Tam o sirada biri sessizce yaklasti: Addas... Elinde bir tabak üzüm getirmisti:
“Buyurun, bundan yiyin” dedi. Mahzun Nebi, “Bismillah“ deyip üzüme uzanirken Addas, hayretle sordu: “Sen kimsin?“
Aldigi cevap çok netti: “Alemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberim“
Addas, yillarca gökte aradigini simdi önünde bulmustu. Allah Rasulü‘nün basini, ellerini, ayaklarini öpmeye basladi. Onu gönderen hiristiyan efendisi ve etrafindakiler ise “buna ne oluyor!“ dercesine uzaktan bakiyorlardi. Bu gönlü muhabbet kivilcimiyla tutusmus adam, Kâinatin Efendisi’ne Taifli olarak iman eden tek kisi idi.
SEFKAT PEYGAMBERI
Taif’ten dönüs yolunda, Cebrail A.S. Efendimiz’i yolda karsiladi:
“Ey Muhammed! Allah onlarin dediklerini isitti ve sana Daglar Melegi’ni gönderdi. Ne yapilmasini arzu edersen emredebilirsin.“
Daglar Melegi, Allah Rasulü’nü selamladi ve emrine âmade oldugunu bildirdi:
“Ey Muhammed! Ben hazirim. Eger su iki yalçin dagin müsrikler üzerine kavusmasini ve tümünü ezmesini istersen, hemen yerine getireyim!“
Allah‘in Rahmet Peygamberi son sözü söyledi:
“Ben Allah‘in, bu müsriklerin soyundan yalnizca Allah‘a ibadet eden, O‘na hiçbir seyi ortak kosmayan, Islâm‘a gönül vermis bir nesil meydana getirmesini diliyorum.“ (Buharî)
Bu, yok etmenin degil, var edebilmenin ve ancak karsiliksiz sevmenin sesiydi. Her seye ragmen yaradilani Yaradan‘dan ötürü sevmenin izhariydi. Taif bunun için önemli, Addas R.A. bu yüzden sevimliydi.
“Meslegimde mesakkat, medar-i iftiharimdir“ diyen velinin sözleri, Kainatin Efendisi‘ne ümmet olabilmenin ardinda yatan gerçegi gösteriyordu. Allah Tealâ‘nin çok sefkatli (Rauf) ve pek merhametli (Rahim) sifatlari, bazen mesakkat perdesinin arkasindan mustularla gülümsüyordu. Ve zorluklar ak-pak gönüllere Rahmet Peygamberi’ni hatirlatiyordu:
“Andolsun! Aranizdan size öyle bir peygamber geldi ki, sizin sikintiya ugramaniz ona çok agir gelir. O size çok düskün, müminlere karsi çok sefkatli, çok merhametlidir.“ (Tevbe/128