Abdal Köprüsü (Osmangazi)



Abdal Köprüsü, Acemler ve Hürriyet Mahalleleri arasında Bursa, Mudanya yolunda, Nilüfer Çayı’nın üzerindedir. Köprüyü Abdal Çelebi isimli bir tüccar 1669 yılında yaptırmıştır. Bursa Salnamelerine göre (1906) 12 gözlü olan bu köprünün iki ucu toprak altında kalmıştır. Köprü 64 m. uzunluğunda, 4.75 m. genişliğindedir. Orta kısım yol seviyesinden biraz daha yüksekte ve sivri kemerlidir.


Köfeki taşından yapılan köprünün kuzey tarafında bir mihrap nişi, ayakları üzerinde de selyaranlar bulunmaktadır. Bu köprü 1971 yılında Karayolları tarafından onarılmıştır.



Cilimboz Köprüsü (Osmangazi)


Bursa, Cilimboz Deresi üzerindeki bu köprünün ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Osmanlı dönemi eserlerinden olan bu köprü, iri kesme taştan, sivri kemerli ve tek gözlüdür. Köfeki taşından yapılan köprünün üzerine bir korniş taşı yerleştirilmiş bunun üzerine de iri blok taşlardan korkuluklar eklenmiştir.



Demirtaş Köprüsü (Osmangazi)


Bursa Mudanya yolunda Gökdere üzerinde 1883 yılında ahşap olarak yapılmıştır. 1970’li yıllara kadar ahşap olarak ayakta kalan köprü yıkılmıştır.



Geçit Köprüsü (Osmangazi)


Bursa Mudanya yolu üzerinde Geçit Köyü’nün 1 km. batısında bulunmaktadır. Bursa Valisi Nazif Paşa’nın yaptırdığı köprünün ortasına karşılıklı iki mermer kitabe yerleştirilmiştir. Bunlardan birinde Nazif Paşa’nın söylediği beyit, nesih yazı ile yazılmış, üzerine de bir tuğra yerleştirilmiştir. Bursa Türk ve İslam Eserleri Müzesinde bulunan bu kitabeden köprünün 1886 yılında yapıldığı öğrenilmektedir.


Köprü basık kemerli, tek gözlü olup kesme taştan yapılmıştır. Köprünün tampon duvarları üzerinde köprüyü yapan ustanın monogramı bulunmaktadır. Karayolları tarafından 1968 yılında onarılmış, köprü genişletilmiş ve ayrıca demir parmaklıklardan bir korkuluk ilave edilmiştir. Köprü girişlerinde dikdörtgen kaideler üzerine oturan kürelerden meydana gelmiş babalar bulunmaktadır.



Mihraplı Köprü (Osmangazi)


Bursa-Karacabey yolu üzerinde, Nilüfer Nehri’nin kollarından biri üzerindeki bu köprüyü Çelebi Sultan Mehmet’in kızı Selçuk Hatun yaptırmıştır.


Köprünün iki kitabesi bulunmaktadır. Bunlardan birine göre 1465 yılında yaptırılmıştır. Diğer kitabede köprünün iki büyük gözü arasına tarihi ve yaptıranın isimleri yazılmıştır. Kitabeleri Şair Cemali yazmıştır. Bugün bu kitabeler Bursa Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ndedir.



Nilüfer Köprüsü (Osmangazi)


Bursa-Mudanya yolunda, Nilüfer Çayı üzerindedir. Orhan Gazi’nin eşi, Sultan I.Murad’ın annesi Nilüfer Hatun tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi günümüze gelememiştir.


Köprü, 39.35 m. uzunluğunda, 5.40 m. genişliğinde olup, yedi gözden meydana gelmiştir. Bu gözlerden en büyük kemer açıklığı 9.85 m.dir. Kesme köfeki taşı ve tuğladan yapılmıştır. Çeşitli dönemlerde onarım geçirmiş, sağ taraftaki dört göz orijinalliğini korumuştur. Tampon duvarları moloz taştan olan köprünün kemerleri tuğladandır. Selyaranlar sivri külahlı ve taş kaplamadır. Karayolları tarafından 1972 yılında onarılmıştır.



Tatarlar Köprüsü (Osmangazi)


Bursa Karaköy yolu üzerindeki bu köprünün ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak eski kaynaklardan öğrenildiğine göre 1553 yılından beri kullanılmaktadır.


Tek gözlü olarak yaptırılan köprü moloz taştandır. Kemerinde tek sıra mermer taşlar kullanılmıştır. Bu köprünün kemeri üzerine çıkıntılı bir korniş yerleştirilmiş, yoldan ötürü eğimli olmayan bir arazide olduğundan düz olarak yapılmıştır.



Setbaşı Köprüsü (Yıldırım)



Bursa’nın en eski köprülerinden biri olan Setbaşı Köprüsü Çelebi Sultan Mehmet zamanında, Gökdere üzerinde XIV.yüzyılda yapılmıştır. Günümüze yapılan onarımlarla iyi bir durumda gelebilmiştir.


Setbaşı Köprüsü biri küçük, diğeri büyük olmak üzere ki kemerli olup, daha önce ahşap olduğu ve Cumhuriyetin ilanından sonra taştan yenilendiği bilinmektedir.










Irgandi Köprüsü (Yıldırım ile Osmangazi ilçeleri sınırındadır)



Irgandi Köprüsü Osmangazi ile Yıldırım ilçelerini birbirinden ayıran Gökdere üzerinde bulunmaktadır. Irgandı köprüsü, Floransa, Venedik ve Bulgaristan’ın Lofça kentinde benzerleri olan çarşı köprülerindendir.


Bu köprü 1442 yılında Pir Ali oğlu Tüccar Muslihiddin tarafından Mimar Abdullah oğlu Timurtaş’a yaptırılmıştır. Eski kaynaklardan öğrenildiğine göre bu köprüde 31 dükkan, bir mescit ve iki de ahır bulunuyordu. Köprünün uzunluğu konusunda kaynaklar birbirini tutmayan bilgiler vermektedirler. Buna göre uzunluğu 45 ile 300 m. arasında değişmektedir. Ancak, çevresindeki yapılanmalar, köprünün iki yamacındaki eğimin armasından ötürü vadi daralmış ve bu yüzden de köprünün boyu kısaltılmıştır.



1854 depreminde büyük zarar görmüş ve Bursa’nın işgali sırasında Yunanlılar buradan çekilirken köprü kemerini bombalamışlardır. Bundan sonra 1949 yılında köprü yeniden yapılmış ve 60 cm. daha yükseltilmiştir. Köprünün Yıldırım ilçesi tarafı Osmangazi ilçesindeki tarafına göre 120 cm. daha yüksektir. Günümüzde köprünün ana tonozu betonarme olup, her iki yanına da taş kemerler yapılmıştır. Köprünün cephesinde dikkati çeken bir özellik de mazgal deliklerinin yerleri bozulmuştur. Köprü hücrelerine tonozlu mekanların üzengi taşlarına kadar taş olan köprü, üzengiden sonra tuğla ile yapılmıştır.


XVII.yüzyılda Bursa’ya gelen Evliya Çelebi bu köprünün mimarisi ile onunla ilgili öyküleri anlatmaktadır. “Evsaf-ı cisr-i Irgandi. Bursa’nın bir çarşısı da Gökdere’deki Irgandi Köprüsü üzerindedir ki, yemin ve yesar ikiyüz kadar hallac dükkanlarıdır. Hücrelerinin pencereleri zir-ü paylerinden cereyan eden Gökdere’ye nâzırdır. Ve bu cisr dükkânlarının üzeri cümle tonoz kemerler ile mebni olub kurşun ile mesturdur. Bu cisrin iki başında kal’a kapuları gibi temiz kapılar üzere mazgal delikleri vardır. Cizrin bir tarafı boştur. Han gibi misafirhane olup at bağlanır”.



Boyacıkulluğu Köprüsü (Yıldırım)


Boyacıkulluğu Köprüsü, Gökdere üzerinde, Hoca Sinan adındaki bir tüccar tarafından 1443 yılından önce yapılmıştır. Köprü kagir olup, büyük tek gözlüdür.


Taş Köprü (İznik)


İznik-Orhangazi karayolunun 50 metre kuzeyinde, İznik’in 3 km. batısındadır. Roma döneminde yapılan ve tarihi ipek yolu üzerinde bulunan Taş köprü 20 metre uzunluğunda ve 2,5 metre genişliğindedir.



Karaca Bey Kervansarayı (İnegöl)


İnegöl, Ortaköy’de bulunan Karacabey Kervansarayı ile ilgili bilgilere Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında rastlanamamıştır. Ekrem Hakkı Ayverdi, Ortaköy’deki ile bu kervansarayı Karacabey’deki imaretin vakıfları arasında olduğunu ileri sürmüştür.


Karaca Bey Kervansarayı, Karaca Bey tarafından XV.yüzyılın ortalarında yaptırmıştır. Uzun süre harap halde kalan bu yapı, 1982 yılına kadar ağıl olarak kullanılmış, iç bölümleri, kapı kemerleri ve içerisindeki odalarının büyük bir kısmı yıkılmıştır. Bundan sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün izni ile mantar üretme çiftliğine dönüştürülmüş, güneydoğu köşesindeki payesinin yanına bir havuz yapılmıştır. Kervansarayın odalarının bazı odalarındaki nişler yıkılarak pencere haline getirilmiştir.


Kalıntılarına dayanılarak kervansarayın dikdörtgen planlı olduğu, iki sıra halinde üçer sütundan oluşan dizi ile içerisi üç bölüme ayrılmıştır. Bu sütunlar birbirlerine ve duvarlara sivri kemerlerle bağlanmışlardır. Orta alanın üzeri beşik tonoz ile örtülüdür.Kuzey yönündeki giriş kapısı beşik tonozlu bir eyvan içerisine alınmıştır. Doğu, batı ve güney duvarları birbirlerine simetrik üçer nişler halindedir. Kervansarayın içerisinde herhangi bir süsleme elemanı ile karşılaşılamamıştır. Ancak, giriş kapısının kemer alınlığında tuğla ile yapılmış balık sırtı bir motif dikkati çekmektedir. Yapının bütünü moloz taş ve tuğladan yapılmıştır.



İbrahim Paşa Kervansarayı (İznik)


İznik Osmanlı döneminde önemli bir kervan yolu olmasına rağmen, burada herhangi bir kervansaray yapılmamıştır. Belki de bu kervansaraylardan hiçbir iz günümüze gelememiştir. Prof. Dr. Semavi Eyice İstanbul Kapısı’na giden yol kenarındaki kalıntının Kanuni Sultan Süleyman döneminde Makbul-Maktûl İbrahim Paşa tarafından yapımına başlanan İbrahim Paşa Kervansarayının kalıntısı olduğunu ileri sürmektedir.


Günümüzde evlerle çevrilen ve her geçen gün biraz daha harap olan bu kervansarayın planını ve yapı üslubunu anlamak mümkün olamamıştır