Molla Arap Camisi (Balaban Bey Camisi) (Osmangazi)

Bursa Molla Arap semtinde, Balabancık Caddesi’nde bulunan bu camiyi, Molla Arap ismi ile tanınan Mevlâna Mehmet bin Ömer bin Hazma yaptırmıştır. Molla Arap’ın 1531’de öldüğü dikkate alınacak olursa cami de bu tarihten önce yapılmıştır.

1855 Bursa depreminde cami kısmen yıkılmış, yalnızca mihrap eksenindeki peş peşe iki kubbesi ve bu kubbeleri taşıyan ayakları sağlam kalmıştır. Bundan sonra cami ampir üslubunda yenilenmiş ve ibadet mekanının önüne de iki kubbeli, çatılı bir son cemaat yeri eklenmiştir. İbadet mekanının iki kubbelidir. Bu kubbeler ortadaki iki büyük kalın ayak ve kemerlere oturmaktadır. Mihrap beşgen biçiminde olup, yağlı boya ile orijinalliğinden uzaklaşmıştır.

Caminin kuzeybatı köşesindeki minaresi, camiden ayrı durmaktadır. Sekizgen kaidesinden üçgenler aracılığı ile silindirik tuğla gövdeye geçilmektedir.


Molla Fenari Camisi

Bursa’nın güneyinde Molla Fenari semtinde geniş bir avlu içerisindeki bu camiyi Yıldırım Beyazıt ile Çelebi Sultan Mehmet dönemi bilgin ve kadılarından Molla Şemsüddin Mehmet Fenari XV.yüzyılın başlarında yaptırmıştır.

Cami 1855 Bursa depreminde büyük hasar görmüş, 1969 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Bursa Eski Eserleri sevenler Derneğince onarılmıştır. Caminin orijinalinden yalnızca minaresinin bir bölümü ile duvarlarının bir bölümü günümüze gelebilmiştir. Son onarımda eski duvarların kalıntılarından yararlanılarak moloz taştan 13.80x5.40 boyunda dikdörtgen planlı olarak yeniden yapılmıştır. Dikdörtgen şeklindeki ibadet mekanını Bursa üslubundaki bir kemer ikiye ayırmaktadır. Güneyde kalan bölüm yuvarlak, kuzeyde kalan bölüm de ayna tonoz ile örtülüdür. Duvarlardaki on pencere ile iç mekan aydınlatılmıştır.

Eskiden ahşap olan son cemaat yerinin içerisinde bulunan mezarlar onarım sırasında bahçeye taşınmış ve burası genişletilmiştir. Mihrap çinili olup, sivri alınlıklı bir niş şeklindedir. İbadet yerinden yuvarlak kemerli bir kapı ile çıkılan minare sekizgen kaideli olup, taş ve tuğla örülüdür. Buradan Türk üçgenleri ile gövdeye geçilen minare silindiriktir.


Musa Baba Camisi (Yıldırım)

Bursa, Pir Emir semtinde bulunan Musa Baba Camisini Şeyhülislam Abdülkadir Efendi, l584 yılında ölen Musa Baba adına yaptırmıştır. Caminin kitabesi olmadığından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Musa Baba’nın ölüm tarihi dikkate alındığında XVİ.yüzyılın ikinci yarısının sonlarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Belirlenemeyen bir tarihte yıkılan cami l978 yılında Musa Baba Camisi Yaptırma ve Yaşatma Derneğince temel kazısı sırasında çıkan kalıntılara göre yeniden yapılmıştır.

Cami dikdörtgen planlı olup 8.30 x 8.30 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olup önünde 3.05 m. derinliğinde, kemerlerle birbirine bağlı üç bölümlü, dört yığma ayaklı bir son cemaat yeri yapılmıştır. Son cemaat yeri ortada dar,doğu ve batı yanlarında diğerinden daha geniş üç bölüm halindedir.

Cami bir sıra kesme taş, üç sıra tuğla dizisi ile örülmüş bir duvar yapısı vardır. Caminin kuzeybatı yönünde minaresi bulunmaktadır. Kaide sekizgen kaideli olup silindirik gövdelidir.
Caminin güneyinde Musa Baba’nın türbesi bulunmaktadır.


Nalbantoğlu Camisi (Osmangazi)

Bursa Nalbantoğlu Mahallesi’nde bulunan Nalbantoğlu Camisi’ni, Sultan II.Murad döneminde Nalbant Başı tarafından mescit olarak yaptırılmıştır. Banisinin ismi bilinmediğinden halk arasında Nalbantoğlu Camisi olarak tanınmaktadır. XV. Yüzyılda yapılmış olan mescide l777 yılında minber eklenmiş ve böylece camiye dönüştürülmüştür.

Cami 7.50 x 7.50 m. çapında kare planlı olup üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Kuzey bölümüne de 3.50 x 12.00 m. ölçüsünde üç bölümlü bir son cemaat yeri eklenmiştir. Son cemaat yeri ortadaki dar,doğu ve batı yanları kapalı duvarların ve iki ayağın taşıdığı, kemerlerle birbirine bağlı üç bölüm halindedir. Bunlardan orta bölüm yarım daire tonoz, iki yanlardakiler aynalı tonoz ile örtülüdür. Ortadaki bölmede yer alan mermer söveli kapının üzerinde “İnnes salate” ayeti yazılıdır. Caminin beden duvarları üç sıra tuğla,iki sıra moloz taş ile örtülüdür.

Caminin ibadet mekanının üzeri duvarlara dayanan Türk üçgenleri ile merkezi bir kubbe ile örtülüdür.Kubbe dıştan sekizgen kasnaklı olup içeriden baklava motifli bir kuşakla çevrilmiştir.Mihrap beşgen biçiminde, stalaktıtlidir. Kündekârı, minberi l777 yılında buraya konulmuştur.

Caminin doğu yönündeki minareye ibadet mekanından çıkılmaktadır. Taş ve tuğla dizili kaide çokgen olup bunun üzerinde silindirik minare gövdesi yükselmektedir. Şerefe altı beş sıra stalaktit olup Bursa’nın en dikkat çeken eserleri arasındadır.

Bu camide Bursa Eski Eserleri Sevenler Derneğince l957 yılında onarılmıştır.


Namazgah Yanı Camisi (Osmangazi)

Bursa’da Işıklar Caddesi’nde bulunan Namazgah Yanı Camisi’nin banisi Sofu Mehmet isimli bir kişidir. Caminin kitabesi günümüze gelememiştir. Bununla beraber orijinal minaresine dayanılarak caminin XVI. yüzyıl da yapıldığı sanılmaktadır. Harap durumdaki yapı l969 yılında yıktırılarak eski temellerine dayanılarak yerel bir dernek tarafından yeniden yaptırılmıştır.

Bugünkü orijinal olmayan cami dikdörtgen planlı olup moloz taş ve kerpiçten yapılmıştır. Son cemaat yeri ile birlikte üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Caminin kuzey batı duvarına bitişik ve dışa çıkıntılı yedi kenarlı minaresi kaidesi bir sıra moloz taş, üç sıra tuğla örgülüdür. Bunun üzerinde silindirik minare bulunmaktadır, şerefe altı beş sıra tuğla stalaktit kaplıdır.
Caminin mimari ve sanat tarihi yönünden bir önemi bulunmamaktadır.


Reyhan Mescidi (Acemler Mescidi) (Osmangazi)

Bursa Daya Kadın Mahallesi, Koşgör Sokak’ta bulunan Reyhan Mescidi Sultan II. Murad dönemi vezirlerinden Reyhan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi günümüze ulaşamayan cami XV.yüzyıl eseridir.

Mescit 6.35 x 9.90 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı ahşap çatılıdır.Son cemaat yeri 4.35 m. derinliğindedir. Duvarları 0.85 m. kalınlığındadır. Caminin kuzey doğu köşesine silindirik gövdeli bir minare yapılmıştır,

Camiyi yaptıran Reyhan Paşa Yenişehir’de gömülüdür. Cami yapılan onarımlarla özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir.


Satı Fakiyh (Sadi Fakiyh) Mesciti (Osmangazi)

Bursa Kalesi içerisinde, Oruç Bey Caddesi’nde bulunan bu mescidini Fatih Sultan Mehmet döneminde Satı Fakiyh yaptırmıştır. Kitabesi bulunmamakla beraber XV.yüzyıla ait olan mescit dikdörtgen planlı, moloz taş duvarlıdır ve üzeri ahşap bir çatı ile kaplanmıştır. Yapı değişik dönemlerde onarıldığından mimari özelliğini yitirmiştir.

Cami haziresinde Satı Fakiyh’ın mezarı bulunmaktadır.


Selimiye Camisi (Osmangazi)

Bursa Selimiye Mahallesi, Sili Sokak’ta bulunan Selimiye Camisini 1892 yılında Tırnavalı Abdullah oğlu Hacı Ahmet yaptırmıştır. Bunu belirten 0.50x0.90 m. ölçüsündeki nesih kitabesi kapı üzerinde bulunmaktadır:

Esasen Tırnavalı Hacı Ahmad ibni Abdullah mevali himmet
Bin üçyüz onda bu beyti Hudayı eyledi inşa
Zamim-i hüsnü hayrat olmak üzere mekteb-i irfan
Dahi te’sis edüp ma’i lezize eyledi ihya

Cami dikdörtgen planlı olup üzeri ahşap bir tavanla örtülüdür. Yakın tarihlerde buraya yapılan bir ekle caminin içerisi genişletilmiştir. Mimari yönden bir özelliği bulunmayan caminin minaresi yapıldığı döneme aittir. Caminin kuzey batı köşesinde bulunan minare sekizgen kaideli silindirik gövdelidir.


Selimzade Camisi (Osmangazi)

Bursa Selimoğlu Caddesi, Eski Sokak’ta bulunan Selimzade Camisini, XVII.yüzyılın başlarında Selimzade Mehmet Efendi yaptırmıştır. Cami 1634 ve 1860 yıllarında onarılmıştır. Son onarımının kapı üzerindeki kitabesinden de l906’da onarıldığı öğrenilmektedir.,.

Cami doğu batı ekseninde, 8.10 x 13.60 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Ahşap tavanlı cami sekiz pencere ile aydınlatılmıştır. Mukarnaslı mihrabı ve kuzeybatı köşesindeki minaresi dışında cami bütünü ile değiştirilmiş ve orijinalliğini yitirmiştir. Minareye son cemaat yerindeki bir kapıdan girilmektedir. Taş, tuğla örgülü kaideden üçgenler yardımıyla tuğla gövdeli silindirik minareye çıkılmaktadır.


Setbaşı (Karaçelebi) Camisi (Osmangazi)

Bursa Setbaşı Köprüsü karşısında, Atatürk Caddesi'nde bulunan Setbaşı Camisi Karaçelebizade Hüsameddin Efendi tarafından yaptırılmıştır.

XVI.yüzyıl eseri olan cami 8.80x14.15 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı bir yapı olup, kuzeyine 3.30 m derinliğinde bir son cemaat yeri yapılmıştır.Caminin ve son cemaat yerinin üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Caminin ibadet mekanı 8 pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap beş köseli olup üzeri kademeli biçimde daralmaktadır.

Caminin minaresi kuzey doğu köşesindedir. Kare kaideli minare tuğladan silindirik gövdelidir.Yapılışından bu yana değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.


Sevindik Mescidi (Osmangazi)

Bursa’nın kuzeyinde Sevindik Sokak’ta bulunan bu camiyi, Fatih Sultan Mehmet döneminde Başçı Hoca Sevindik isimli bir kişi yaptırmıştır. Hacı Sevindik Tahtakale’de Hacı Sevindik Mescidini de yaptırmıştır.

Cami 6.50 x6.50 m. ölçüsünde kare planlı bir yapı olup üzeri kubbe ile örtülüdür. Doğu yönünden içerisine girilen mescidin beş sıralı mukarnaslı mihrabı orijinal olup, bunun dışında kalan bölümleri değişik zamanlarda yapılan eklerle, onarımlarla özelliğini yitirmiştir. Caminin minare ve minberi bulunmamaktadır. Ancak kaynaklardan öğrenildiğine göre ilk yapılışında minaresi bulunuyordu.


Sivasiler Mescidi (Tahtalı Mesçit) (Osmangazi)

Bursa Sivasiler Mahallesi’nde yer alan Sivasiler Mescidinin kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Bu konuyu belirten bir kitabe veya belgeye arşiv kayıtlarında rastlanmamıştır. Ancak yapının mimari üslubundan XV.yüzyıl eseri olduğu anlaşılmaktadır.

Mescit dikdörtgen palanlı olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğini yitirmiştir. Ancak mescidin son cemaat yerindeki ahşap tavanı, ahşap pencere korkulukları ve kadınlar mahfili ahşap işçiliği yönünden önemlidir.
Minaresi orijinal olmayıp geç dönemlerde ahşaptan yapılmıştır.


Somuncu Baba Camisi (Şeyh Hamid Camisi) (Osmangazi)

Bursa, Pınarbaşı Caddesi’nde bulunan bu camiyi Yıldırım Beyazıt döneminde Aksaray’lı Şeyh Hamidüddın-ı Aksarayi adına, Başçı Hacı Sevindik 1407’de yaptırmıştır.
Aksaray’lı Şeyh Hamidüddin geçimini ekmek satarak sağlayan bir derviştir. Halk onun küfesindeki ekmeklerin bereket getireceğine inanırmış ve bu yüzden de onun ekmeklerini kapışırlarmış. Bursa Ulu Camisinin açılışında ilk namazı kıldırmış,ardından da ilk vaazı vermiştir.

Cami 5.70x5.70m. ölçüsünde kare planlı bir yapıdır. Kuzey yönüne 3.00x5.70 m. ölçüsünde bir son cemaat yeri eklenmiştir. Son cemaat yeri iki sıra tuğla ve moloz taş ile bunların aralarına dikey olarak yerleştirilmiş tuğlalardan meydana gelmiştir. Taş ve tuğladan iki kalın ayan birbirleri ve yan duvarlarla yuvarlak kemerlerle birleştirilmiştir. Böylece son cemaat yeri üç bölümlü olmuştur. Buradan sivri kemerli alınlığı olan Bursa kemeri üslubundaki bir kapıdan ibadet mekanına girilmektedir. İbadet mekanı dışarıdan sekizgen kasnaklı, içeriden pandantifler üzerine oturtulmuş bir kubbe ile örtülüdür. Caminin doğu, batı ve kuzey duvarları sivri kemerli ikişer sıra halinde pencerelerle aydınlatılmıştır. Mihrap dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış olup beş dilimlidir.

Minare sekizgen kaide üzerine,tuğla ve taş karışımı olarak yapılmış olup silindirik gövdelidir.
Caminin batısında bulunan, taş tuğla örgülü kalıntıların Caminin banisi Somuncu Baba’nın çilehanesi ve fırını olduğu söylenmektedir. Buradaki çilehane denilen yer 4.00x6.00m.ölçüsünde olup asıl çile çekilen yere bir insanın zor sığabileceği bir mekandır. Fırın ise çile haneye bitişiktir. Basit bir yapı olup, tuğla örgülü fırının ağzı l.20 m. yüksekliğindedir.


Umur Bey Camisi (Osmangazi)

Bursa, Umur Bey Mahallesi, Kapıcı Caddesi’nde bulunan Umur Bey Camisi Sultan II.Murad döneminde Timurtaş Paşa’nın oğlu Umur Bey yaptırmıştır. Caminin giriş kapısının sağında ve solundaki duvarlara vakfiyesi yazılmıştır. Bu vakfiyede Umur Bey’in caminin yakınında yaptırdığı hamamı, Tuz Pazarında hanı, Bursa’da bulunan bütün malı mülkü, İnegöl ‘deki değirmeni ve tarlalarının bu camiye vakfettiği yazılıdır.

XV.yüzyıl yapısı olan cami büyük bir avlunun içerisinde ve birbirlerinden 2.20 m.lik açıklıkta bulunan 8.18 x 8.10 m. ve 634 x6.60 m. ölçülerinde iki bölüm halindedir.Asıl ibadet yeri ile dört mermer sütunlu revak kısmından meydana gelmiştir. Bu yapının tamamı ahşap çatı ile örtülmüştür. İbadet mekanına basık kemerli bir kapıdan girilmektedir. Bu kapının üzerinde küçük bir kubbecik bulunmaktadır. Bu kapının her iki yanında ikişer pencere, güney batı duvarlarında da sivri kemer alınlıklı sekiz penceresi bulunmaktadır. Mihrabın iki yanında birer sütuncuk, üzerinde de beş sıra halinde mukarnas dizisi vardır.

Ekrem Hakkı Ayverdi, ibadet mekanının sağındaki minare ile birlikte 8.00 x 8.00 m. ölçüsünde olduğunu ve öndeki kısmın sonradan eklendiğini ileri sürmektedir.Caminin batısındaki minareye son cemaat yerindeki bir kapıdan çıkılmaktadır. Minare kaidesi sekizgen olup bunun üzerinde silindirik tuğla gövde bulunmaktadır.


Pir Emir Camisi (Osmangazi)

Bursa, Işıklar Askeri Lisesi’nin yakınındaki Pir Emir Sultan Camisini XVI.yüzyılın başlarında Pir Emir Sultan Mehmet yaptırmıştır.

Dikdörtgen planlı, 10.35 x 10.98 m. ölçüsündeki cami tek kubbeli ibadet mekanı ile kuzey yönünde 5.17 x10.70 m. ölçüsünde buna eklenen bir son cemaat yerinden meydana gelmiştir. Son cemaat yeri ortadaki iki ayak yanlarda birer pencereli üç bölümlüdür. Bu bölümlerden ortadaki daha dar olup üzeri tonoz iki yanlardakiler de ayna tonozla örtülüdür. Buradaki kemerler Bursa kemerli olup duvarları üç sıra tuğla bir sıra kesme taş dizisinden meydana gelmiştir. İbadet mekanına son cemaat yerinden mukarnaslı bir kapıdan girilmektedir. İbadet mekanı köşelerdeki üçgenlerin taşıdığı, dıştan sekiz kasnaklı merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. İçeride alt sırada sekiz, üst sırada altı, kubbe kasnağında da dört sivri kemerli pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Mihrap beş köşeli olup 0.65 m derinliğinde, 1.45 m. genişliğindedir.İki yanında stalaktitli sütuncuklar yedi sıralı mukarnaslarla bezenmiştir.
Caminin beden duvarları üç sıra tuğla, bir sıra kesme taş ve bunların aralarında dikey tuğla dizisiyle örülmüştür.

Caminin beden duvarlarına bitişik olan minareye ibadet alanının kuzey batı köşesindeki kapıdan çıkılmaktadır. Altı köşeli, dışa çıkıntılı bir kaide üzerindeki minare gövdesi silindirik şekilde tuğladandır. Ancak bu minare yakın tarihlerde yapılmıştır.


Simkeş Camisi (Osmangazi)

Bursa Atatürk Caddesinde, Tuz Pazarı yakınındaki Simkeş Camisi’nin kitabesi günümüze ulaşmadığından ve vakıf kayıtlarında da bu konuda yeterli bir bilgiye rastlanmadığından ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir.Yapı üslubundan XV.yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılmaktadır.

Cami dikdörtgen planlı olup 7.00 x 7.35 m. ölçüsünde ibadet yeri ile 2.55 x 6.68 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri dört ayak ve bunları birbirine bağlayan Bursa kemerleri ile üç bölüme ayrılmıştır. Bu bölümlerin üzeri ayna tonozlarla örtülmüştür. İbadet mekanını örten kubbe dıştan sekizgen kasnaklı olup kubbeye geçiş Türk üçgenlerinin yardımıyla olmuştur. İbadet mekanı kubbeli,son cemaat yeri de ayna tonozla örtülüdür. Sonraki dönemlerde üzeri çatı ile örtülmüştür.İbadet mekanın doğu ve batı duvarlarında birer pencere açılmıştır.Mihrap dikdörtgen çerçeve içersinde sivri kemerli ve oldukça sadedir.

1960 yıllarına kadar şahıs malı olan, son cemaat yerine odalar yapılan ve ibadet yeri de depo olarak kullanılan yapı kamulaştırılmış ve l970’li yıllarda ibadete açılmıştır.


Sülüklü Cami (Osmangazi)

Bursa Çifte Fırınlar semtinde bulunan Sülüklü Cami’nin kitabesi bulunmamaktadır. Yapı üslubundan ve kaynaklardan Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Sülüklü Cami denilmesinin nedeni bilinmemektedir. Yunan işgali sırasında cami ve yanındaki mezarlar tahrip edilmiştir.1936 yılında halk tarafından onarılmış, bu onarım sırasında eski temellerinden yararlanılmıştır.

Cami dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır.İlk yapılışında bulunan son cemaat yeri ibadet mekanına katılmıştır. Mihrap ve minaresi orijinalliğini koruyabilmiştir.
Kuzeybatı yönündeki minaresi beden duvarlarına bitişik olup silindirik tuğla gövdelidir.


Sürmeli Mescidi (Osmangazi)

Bursa, Hisar semtinde , Sürmeli Sokak’ta bulunan Sürmeli Mescidi, Bursa’nın fethi sırasında şehre ilk giren ve burada ezan okuyan Ahi Hasan tarafından yaptırılmıştır.

Mescit küçük bir yapı olup bugünkü yapı ile ilk yapı arasında büyük fark bulunmaktadır. Kadro harici bırakılan yapı, vakıflar tarafından satılmış ve bir ev haline getirilmiştir.


Şahabeddin Paşa Camisi (Osmangazi)

Bursa, Altıparmak Caddesi üzerinde bulunan Şahabeddin Paşa Camisi’ni Karamanlı Mehmet oğlu Mehmet Çelebi 1497’de Sultan I. Murad ve Fatih Sultan Mehmet dönemi vezirlerinden Şahabeddin Paşa adına yaptırmıştır. Bunu belirten, dört satırlık kitabesi nesih yazı ile mermer üzerine yazılmış ve giriş kapısı üzerine yerleştirilmiştir.

Kitabe:
Mehmed Çelebi ibn-i Mehmed ki et Karamanı
Bu hub mesçide oldu safayla bani
Dokozyüzüç yıla vasi olmuştu tarihi
Ki hurrem eyledi bu huyle dili edvi

Cami ibadet mekanı ve son cemaat yeri olmak üzere iki bölümden yapılmıştır. Caminin kuzeyindeki son cemaat yeri sonradan camekanla kapatılarak özelliğini yitirmiştir. Buradan üzerinde kitabesi olan bir kapıdan ibadet mekanına geçilmektedir. İbadet mekanı 9.80x 10.25 m. ölçüsünde dikdörtgen olup üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Mihrap diş yarım yuvarlak olup dikdörtgen çerçeve içerisine alınmıştır

Caminin kuzeybatı köşesindeki minaresine son cemaat yerinden açılan bir kapıdan çıkılmaktadır.Sekizgen minare kaidesi yapının çatısına kadar yükselmekte olup bunun üzerinde silindirik gövde bulunmaktadır.


Şeker Hoca Camisi (Osmangazi)

Bursa Ulu Camisi’nin arkasında bulunan Şeker Hoca Caddesi’ndeki Şeker Hoca Camisi’nin kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Yapı şeklinden Çelebi Sultan Mehmet zamanında yapıldığı sanılmaktadır.

Cami moloz taş duvarlı olup minare ve pencere kemerlerinde tuğla kullanılmıştır. Dikdörtgen planlı cami 8.20 X 20.m. ölçüsündedir. Son cemaat yerinin doğu ve batısı duvar uzantıları ile kapalıdır. Bugün üzeri ahşap çatılıdır Orijinal konumunda üç kemerli ve ahşap olduğu sanılmaktadır. Son onarım sırasında camekanla kapatılmıştır. İbadet mekanı duvarlara dayalı kasnaksız bir kubbe ile örtülüdür.

Caminin doğusunda bulunan minareye son cemaat yerindeki bir kapıdan çıkılmaktadır. Sekizgen kaide üzerinde tuğladan yuvarlak gövdelidir.Gövdenin orta kısmında karelerden meydana gelmiş bir kuşakla dekore edilmiştir.


Şerefüddin Paşa Camisi (Osmangazi)

Bursa Tuzpazarı Caddesi, Okçular Çarşısı içerisinde bulunan Şerefüddin Paşa Camisi Sultan II.Murad’ın emirlerinden Şerafüddin Paşa tarafından yaptırılmıştır.Ancak yapım tarihini belirten kitabesi günümüze gelememiştir.

Cami 8.80 x 8.80 m .ölçüsünde kare planlı olup, üzeri tek kubbe ile örtülüdür. Duvarları iki sıra tuğla iki sıra taş dizisi ile yapılmıştır. Caminin önünde iki paye ve yan duvar uzantılarının meydana getirdiği bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bugün son cemaat yeri orijinal görünümünden uzaklaştırılmıştır. İbadet mekanı alt sırada sekiz, üst sırada da altı pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap basit çerçeveli sivri kemerli ve beş sıra stalaktitlerden meydana gelmiştir. Bugün üzerine yağlı boya ile resimler yapılmış ve orijinalliğini yitirmiştir.

Caminin batısındaki minareye son cemaat yerinden geçilmektedir. İki sıra tuğla, bir sıra kesme taştan yapılan kaidenin üzerinde yuvarlak gövdeli minare bulunmaktadır.


Şeyh Paşa Camisi (Dibekli Cami) (Osmangazi)

Bursa Hisar semtinde, Şahin Sokak’ta bulunan Şeyh Paşa Camisi’nin kapı kitabesinden öğrenildiğine göre Şeyh Paşa bin Şehabüddin bir Bayezit tarafından 1439 yılında yaptırılmıştır. Sülüs yazı ile yazılmış 0.50 x 0.56 m. ölçüsündeki kitabe:

Emere bi imareti haze’i mescide ve binalhi el-ab dü’l- muhtaç ila rahmetillahi ve gufranihi Şeyh Paşa
Bin Beyazıd fi eyyami devletis-sultani’l-azam mevla müluki’l arab ve’l-acem maliki
Ritabi’l-ümem fatihi’i bilad nasıru’l-ibade-s-sultan ibni-s-sultan bin es-sultan
Murad Han halledallahü sultanehu ve evzaha alela lemine bürhanehu fi şevval isna ve erbaine ve semane mie

“Bu mescidin imar ve binasını Arap ve Acem’in hükümdarlarının efendisi ümmetlerin sahubu şehirler fetheden insanlara yardım eden Sultan oğlu Sultan,Sultan Murad (Allah saltanatını daim etsin,alemlere delilini açık kılsın) zamanında Allahın rahmetine muhtaç kul olan Bayezid oğlu Şeyh Paşa Şehabeddin emretti 842 yılı Şevval ayı “ (l339)
Cami, 7.00 x7.10 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Buna 4.80 x8.58 m. ölçüsünde bir son cemaat yeri eklenmiştir. Kesme taş ve tuğladan yapılan duvarlarda üç sıra tuğla, bir sıra kesme taş kullanılmıştır.


Tahtalı Mescit (Osmangazi)

Bursa, Hisar semti, Zindankapı Caddesi, Tahtalı Sokak’ta bulunan Tahtalı Mescit’in ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. XVI-XVII.yüzyıllarda yapıldığı ileri sürülmüşse de bu da kesinlik kazanamamıştır.

Caminin duvarları moloz taştan olup 7.05 x 8.70 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür. Caminin doğu yönünde pencereler bulunmaktadır . Diğer yönlerdeki altlı üstlü pencereler ile aydınlatılmıştır. Mihrap üç sıra mukarnas dizili yarım daire kesitlidir. Bugün yağlı boya ile kapatılmıştır. Kuzey batı yönündeki ahşap minareye kuzey yönü kapalı ahşap tavanlı son cemaat yerinden çıkılmaktadır.


Üç Kuzlar Camisi (Osmangazi)

Bursa Üç Kuzlar semtinde bulunan Üç Kuzlar Camisi’nin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı konusunda bilgi bulunmamaktadır.1950 yılında yıkılan caminin ilk yapılışı ile ilgili yeterli bir kalıntı da günümüze gelememiştir.Bu gün bu caminin yerinde yeni yapılmış, mimari özelliği olmayan bir cami vardır.

Caminin doğusunda yer alan minaresinin eski yapıdan kaldığı sanılmaktadır. Sekizgen biçimdeki kaidesi arlarında tuğla dizileri olan kesme taştan yapılmıştır. Türk üçgenleri ile geçilen gövde silindirik olup üzeri merdiven biçiminde tuğlalarla süslenmiştir. Şerefe altında da zincir motifli bir kuşakla hareketli bir görünüm elde edilmiştir.


Üftade Camisi (Osmangazi)

Bursa, Pınarbaşı semti yamaçlarında bulunan Üftade Camisi’ni Üftade Mehmed Muhiddin XVI.yüzyılın sonlarına göre yaptırmıştır.

Cami günümüze orijinal şekli ile gelememiştir. Kazım Baykal “Bursa ve Anıtları” kitabında buradan minare ve kubbesi yıkılmış bir cami olarak söz etmektedir. Bugün ahşap çatılı bir camidir.Buradan da ilk yapılışında kubbeli olduğu anlaşılmaktadır.

Son cemaat yeri ile ibadet mekanı aynı çatı altındadır. Cami 9.90 x 9.75 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Camiye doğu yönündeki bir kapıdan girilmektedir.İbadet mekanının üzerini örten tavan geometrik motiflerle bezenmiştir. İbadet mekanının kuzey ve doğu duvarlarındaki altlı üstlü pencerelerle aydınlatılmıştır.

Cami 1975-1977 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.


Veled-i Habib (Eminiye Dergâhı) Camisi (Osmangazi)

Bursa İnebey Caddesi’nin Maskem yokuşu ile birleştiği yerde bulunan bu camiyi Fatih Sultan Mehmet döneminde Habiboğlu Hacı Şücâ yaptırmıştır.

Caminin avlu kapısı üzerinde 0.74x0.55 m. ölçüsünde talik yazılı mermer bir kitabesi bulunmaktadır:

Hüve’l-hayyü’l-bâki
Bani’in hankâh-ı tecelligâh-ı nakşi bendi kutb
Ül ârifin gavsü’l-vâsilin bahl-i siyadet ve gülbağı
Şerafet Hoca Emin Efendi kuddise sirruhu’s sermeddiy.

Bu kitabeden ve kaynaklardan öğrenildiğine göre 1801 yılında Hoca Mehmet Emin Efendi yanındaki konakla birlikte bir de kütüphane ekleyerek bu camiyi Nakşibendi dergâhına dönüştürmüştür. Dargâhların kapatılmasından sonra kendi haline terk edilen bu cami 1969 yılında onarılarak ibadete açılmıştır.

İbadet mekanı 8.80x8.80 m. ölçüsünde kare planlı olup, üzeri Türk üçgenlerinin yardımı ile ana duvarların üzerine örtülen bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin duvarları iki sıra tuğla, kesme taş ve bunların aralarına dikey tuğla konularak örülmüştür. Cami, giriş, mihrap ve iki yan duvarında ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Pencerelerin ve kubbenin çevresi Geç Osmanlı dönemine ait kalem işleri ile süslenmişse de bunların çoğu üzerleri boyandığından kaybolmuştur.

Caminin kuzeydoğu köşesinde, kapısı ibadet mekanına açılan minaresi bulunmaktadır. Sekizgen gövdeli minarenin şerefesi altında stalaktitler bulunmaktadır.


Veled-i Veziri Camisi (Osmangazi)

Bursa İnebey semtinde, Veziri Caddesi üzerinde bulunan bu cami Sultan II.Murad döneminde yapılmıştır.

Dikdörtgen planlı caminin ibadet mekanı 7.90x7.90 m. ölçüsünde olup, bunun kuzey yönüne 3.65 m. derinliğinde bir son cemaat yeri eklenmiştir. Son cemaat yeri caminin doğu-batı yan duvarları arasında iki ahşap direğin taşıdığı üç sivri kemerlidir. Burası sonradan camekânla kapatılmıştır. İbadet mekanı dıştan sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekanını aydınlatan pencerelerin bazıları örülmüş, bazıları da dolap şekline sokulmuştur. Mihrap beşgen biçiminde olup, üzeri mukarnaslarla süslenmiştir.

Caminin kuzeybatısında yer alan minareye son cemaat yerinden çıkılmaktadır. Minare kaidesi sekizgen olup, bunun üzerinde tuğla gövdeli silindirik minare yükselmektedir. Caminin haziresinde Sultan II.Murad’ın adamlarından Vezir Üzeyr’e ait 1585 tarihli mezar taşı bulunmaktadır.


Veled-i Yaniç Mescidi (Osmangazi)

Bursa Hisar semtinde, Lala Şahin Paşa Medresesi yakınında Zindan Kapı Sokağı’ndadır. Kitabesinden öğrenildiğine göre Yaniçoğlu Hacı Harüddin oğlu Mahmut Çelebi tarafından 1440 tarihinde yapılmıştır.

Giriş kapısı üzerindeki mermerden nesih yazılı 0.70x0.40 m. ölçüsünde dört satırlık kitabesi bulunmaktadır:

“Bu mübarek mescidi Mehmed Han oğlu Sultan Murad zamanında Yaniçoğlu Hacı Hayrüddin oğlu Hacı Mahmut Çelebi imar etti. Allah hepsini affetsin. H.844 sefer ayında hayır ve başarı ile bitirdi”.

Mescidin önünde 3.46 m. genişliğinde tek kemerli kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Mescidin ibadet mekanı 6.48x6.76 m. ölçüsündedir. Üzeri tek kubbe ile örtülüdür.Kubbe dıştan sekizgen kasnaklı olup, içeriden baklava motifli kuşak ve duvarlar üzerinden kubbe yükselmektedir.

Caminin minaresi bulunduğu sokağın karşısındaki çeşmenin üzerinde bulunmaktadır. Beş basamakla çıkılan, dört yığma ayak, yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış olarak küçük kule minareyi taşımaktadır. Mescidin avlusunda Veled-i Yağniç’in mezarı bulunmaktadır.


Veziri (Üç Kurnalı) Camisi (Osmangazi)

Bursa Hisar Mahallesi, Konuralp Caddesi ile Veziri Caddesi’nin birleştiği yerdedir. Sultan II.Beyazıt’ın vezirlerinden biri tarafından yaptırılmıştır.

Caminin ibadet mekanı 7.40x6.10 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Kuzey yönünde buna ekli olarak 5.85x3.70 m. ölçüsünde bir son cemaat yeri eklenmiştir. Son cemaat yeri dört ahşap direğe dayanan üç sivri kemerle belirlenmiştir.Son cemaat yerinin doğu ve batısına sivri kemerli birer pencere yerleştirilmiştir. İbadet mekanı ahşap tavanlı ve çatılıdır. Bu tavanın ortasında kare içerisinde daire ve geometrik motifli bir göbek bulunmaktadır.

Cami bir şahsa satılmış ve ticarethaneye dönüştürülmüştür. Son cemaat yerinden açılan bir kapıdan çıkılan minarenin yalnızca kaide kısmı günümüze gelebilmiştir.


Yeni Bezzaz (Reyhan) Mescidi (Osmangazi)

Bursa Reyhan Mahallesi’nde bulunan bu mescit, Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılmıştır. Yapım kitabesi günümüze ulaşamadığından kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Çelebi Mehmet döneminde yapılan İbni Bezzaz Camisi’nden sonra yapıldığından ötürü bu camiye Yeni Bezzaz Mescidi ismi verilmiştir.

İbadet mekanını örten kubbesi ile son cemaat yeri 1854 depreminde yıkılmış, bundan sonra Mehmet Raşit tarafından onarılan yapının üzeri çatıya dönüştürülmüştür. Zamanla harap olan yapı 1963 yılında Bursa Eski Eserleri sevenler derneğince onarılmıştır.

Günümüzde mescidin son cemaat yeri, doğu ve batı yan duvarları ve bunların arasındaki iki ayağın taşıdığı tonoz örtülü üç bölümlüdür. Buradaki ayaklar iki sıra tuğla, üç sıra da moloz taş örgülüdür. İbadet mekanı 7.55x7.55 m. ölçüsünde kare planlı olup, üzeri tek kubbe ile örtülüdür. Kubbe sekizgen kasnaklı, içerideki Türk üçgenlerinin yardımı ile duvarlar üzerine oturmuştur. Dikdörtgen çerçeveli mihrabı sade bir niş halindedir.

Mescidin kuzeybatı köşesinde yer alan minaresine son cemaat yerinden çıkılmaktadır. Sekizgen kaideli minare, silindirik tuğla gövdelidir.


Yerkapı (Kara Ali Camisi) Camisi (Osmangazi)

Bursa Yerkapı ile Üftade Sokağı’nın kesiştiği yerde bulunmaktadır. Bu cami, Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin kumandanlarından Timurtaş Paşa’nın babası Kara Ali tarafından yaptırılmıştır.

İbadet mekanı 8.00x8.00 m. ölçüsünde kare planlı olup, bunun doğu yönüne 5.00 m. derinliğinde ahşap tavanlı bir son cemaat yeri eklenmiştir. Bu son cemaat yeri kuzey ve güney duvarlarının bir devamı şeklindedir. İbadet mekanını örten kubbe dıştan sekizgen kasnaklıdır. İçeriden de Türk üçgenlerinin yardımı ile ana duvarlarının üzerine oturmaktadır. Dikdörtgen bir çerçeve içerisindeki mihrap mukarnas dizileri ile bezenmiştir. Duvarları moloz taş ve tuğla ile örülmüştür.

Cami 1854 depreminde yıkılmış ve sonra onarılmıştır. Uzun süre depo olarak kullanılan bu yapı, Bursa Eski eserleri Sevenler Derneği tarafından 1967 yılında orijinaline uygun olarak onarılmıştır.


Hacı Ali Paşa Camisi (Gemlik)

Gemlik Armutlu’da bulunan Hacı Ali Paşa Camisi’nin Orhan gazi döneminde yaptırıldığı halk arasında söylenmekte ise de Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bununla ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır.

Cami kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Ayrıca kuzeyine de bir son cemaat yeri eklenmiştir. Ahşap çatı ile örtülü caminin güney duvarında yedi cepheli mihrap nişi ve iki yanında da birer pencere bulunmaktadır. Ayrıca batı duvarında iki sıra halinde dışa açılan üç pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Caminin en önemli yeri ahşap hariminin tavanıdır. Bu tavan baklavalı motiflerle bezenmiştir.

İbadet mekanının kuzey köşesindeki bir kapıdan caminin orijinal minaresine çıkılmaktadır. Çokgen kaideli minare taş ve tuğladan yapılmıştır.


Bakkal Piri Camisi (Gemlik)

Gemlik Büyükkumla Köyü’ndeki bu caminin kitabesi bulunmamaktadır. Ancak haziresindeki Veli Dayı’nın oğlu Ali’nin 1728-1729 tarihli mezar taşı bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde de bu caminin ismi geçmektedir.

Cami, güney-kuzey doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Son cemaat yeri ile ibadet mekanının birleştiği köşede minaresi bulunmaktadır. Caminin üzeri düz bir tavanla örtülmüştür. Güney duvarında yedi cepheli mihrap bulunmaktadır. Son cemaat yeri de dikdörtgen planlı olup, iki sütunun taşıdığı üç sivri kemerle dışa açılmaktadır. Cami, mihrap doğu ve batı cephelerinde açılan iki sıra pencerelerle aydınlatılmıştır.

Düzgün moloz taştan yapılan bu caminin minaresi silindirik gövdelidir. Caminin içerisinde mihrap nişindeki perde ve zincir motifleri dışında bir bezemesi bulunmamaktadır.

Sel nedeniyle harap olan bu cami, yakınındaki taş ocağının dinamitlenmesinden ötürü de zaman zaman zarar görmüştür.


Yeni Cami (Gemlik)

Bu cami, Panagia Pazariotissa Kilisesinden 1922-1923 yıllarında camiye çevrilmiştir. Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı, kapalı Yunan haçı planındaki bu yapının ibadet mekanında dört payeye oturan kubbe, onun dışında kalan mekanlar da birer yarım kubbe ile örtülüdür.


İshak Paşa Külliyesi (İnegöl)

İnegöl Çarşısı içerisinde yer alan İshak Paşa Camisi, medrese ve türbesi ile birlikte bir yapı topluluğu oluşturmuştur. XV.yüzyıl Osmanlı mimarisinin örneklerinden biri olup, İshak Paşa’nın 1486 tarihli vakfiyesinden öğrenildiğine göre, külliyede ayrıca imaret, zaviye, han ve ahır da bulunuyordu. Bunlardan günümüze yalnızca cami, medrese ve türbe gelmiştir.

İshak Paşa, Sultan II.Murat ve Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşamış önemli bir devlet adamı idi. 1451’de Anadolu beylerbeyliği’ne getirilmiş, İstanbul’un fethine katılmış, Fatih Sultan Mehmet döneminde üç kez Başvezir olmuştur. Selanik sancağı kendisine verilmiş, 1487’de de Selanik’te ölmüş, vasiyeti üzerine İnegöl’e getirilerek buradaki külliyesine gömülmüştür (1487).

İshak Paşa Camisi 1486 tarihli vakfiyesinden öğrenildiğine göre; 1468-1469 yıllarından önce tamamlanmıştır. Bugün caminin kuzey cephesindeki kapı üzerinde bulunan kitabe, Sultan II.Abdülhamit (1876-1909) tarafından 1877’de tamir edildiğini göstermektedir.

İshak Paşa Camisi kuzey-güney doğrultusunda birbirlerine eş kare planlı, üzeri kubbeli iki mekan, bunlardan girişin sağ ve solundaki yine küçük kubbeli iki yan mekandan meydana gelmiştir. Bu plana göre de İshak Paşa Camisi ters T planlı, yan mekanlı veya zaviyeli camiler grubuna girmektedir.

Caminin kuzeyinde doğu-batı doğrultusunda altı payeli, üzerleri kubbeli beş bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Buradaki payeler birbirlerine ve caminin kuzey duvarına sivri kemerlerle bağlanmışlardır. Son cemaat yerinin güneybatı köşesinde de dışa dört cepheli bir çıkıntı yapan minare yerleştirilmiştir. Son cemaat yerinden ibadet mekanına giriş kubbesinin üzerine altıgen bir aydınlık feneri yerleştirilmiştir.

İbadet mekanının güney duvarında dikdörtgen bir mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrap nişinin iki yanına altlı üstlü ikişer pencere açılmıştır. Ayrıca doğu ve batı duvarlarında yine ikişerli altlı ve üstlü pencereler bulunmaktadır. Kubbe kasnağının ekseninde, güney, doğu ve batısında da birer pencere bulunmaktadır. Yan kanatların güney duvarlarında yarım yuvarlak birer niş, üstlerinde de ikişer pencere, yan duvarlarında da yine ikişer altlı ve üstlü ikişer pencere bulunmaktadır.

Caminin iki ana mekanı ve yan kanatlarını örten kubbelerin hepsi sekizgen kasnaklıdır. Ve bu kasnaklara da pencereler açılmıştır. Kubbeye geçişler pandantiflerle sağlanmıştır. Caminin içerisi sıvalıdır. Ancak kubbelerin ortasında bitkisel bezemeler görülmektedir. Kesme taş ve tuğladan yapılan duvarlarında bir sıra kesme taş, iki sıra da tuğla uygulanmıştır. Ayrıca kesme taşlar arasına birer tuğla da dikey olarak yerleştirilmiştir. Bugünkü minare gövdesi yeni olup, yalnızca iki kesme taş ve iki tuğladan oluşturulan kaide ve pabuç kısmı orijinaldir.


Kasım Efendi Camisi (İnegöl)

Kasım Efendi Camisi’nin içerisindeki bir levhadan 1521 yılında yapıldığı ve 1955 yılında da yenilendiği öğrenilmektedir. Caminin banisi hazirede mezarı olan İdrisoğlu Şeyh İlyas’ın oğlu Antakyalı Kasım Efendi’dir.

Cami yapıldığı tarihten itibaren geçirdiği onarımlar nedeniyle özelliğini kaybetmiştir. Moloz taş ve tuğladan yapılan caminin üzeri ahşap tavanlıdır.


Yıldırım Camisi (Cuma Camisi-Yukarı Cami-Kurşunlu Cami) (İnegöl)

İnegöl Kurşunlu Köyü’ndeki bu caminin kitabesi bulunmadığından banisi konusunda bazı tereddütler bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde bulunan “Hançerli Fatma Sultan Cami-i Şerifi Vakfı” 1543-1544 tarihli vakfiyenin bu camiye ait olduğu belirtilmiştir. Ali Saim Ülgen bu camiyi mimari özelliklerinden ötürü Sultan I.Murat (1362-1389) veya Yıldırım Beyazıt (1389-1402) dönemine tarihlendirmektedir. Prof.Dr.Semavi Eyice de Yıldırım Beyazıt dönemine ait olduğu kanısındadır.

Cami kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı, üzeri tonozla örtülü üç bölümlü bir mekan ve bunun sonunda da kubbe ile örtülü ibadet mekanı bulunmaktadır. Bu plan düzenine göre yapı ters T veya yan mekanlı tabhaneler grubuna girmektedir. İbadet mekanının güney duvarında beş cepheli bir mihrap nişi, bunun iki yanında birer dikdörtgen niş ve batısında da minberi yer almaktadır. Doğu ve batı duvarlarında ikişer penceresi vardır.

Caminin giriş kapısının batısında silindirik gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Yapı bütünüyle moloz taştan yapılmıştır. Ancak pencere alınlıkları, kemerleri ve minare gövdesi tuğladandır.

Günümüzde bu caminin duvarları sıvanmış, orijinal kalem işleri kaybolmuş, kubbelere yazı ve bitkisel motiflerden oluşan yeni bir bezeme yapılmıştır.


Karaca Bey Camisi (Kurşunlu Camisi-İmaret Camisi) (Karacabey)

Karaca Bey camisi’nin kitabesinden bu yapıyı Fatih Sultan Mehmet döneminde Karaca bey’in 1456-1457 yıllarında yaptırdığı öğrenilmektedir.

Cami, yan mekanlı, ters T planlı zaviyeli camiler grubundandır. Caminin son cemaat yerinden sonra peş peşe sıralanmış iki kubbeli mekan ile onların yanındaki yine kubbeli iki yan kanattan meydana gelmiştir. Son cemaat yeri altı sütunun taşıdığı ve birbirleri ile cami duvarına bağlantılı kemerlerin oluşturduğu üzerleri kubbeli beş bölümden meydana gelmiştir. Bunlardan ortadaki bölüm girişi belirttiğinden daha gösterişlidir. Çok renkli taş ve mermer işçiliği burada uygulanmıştır. Caminin girişi iki renkli taşlarla, palmet motifleri ile şekillendirilmiştir. İbadet mekanının ilk bölümü kare planlı olup, üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Diğer ibadet bölümünden sivri bir kemerle ayrılmaktadır. Bu bölüm de pandantifli ve kubbelidir. Burada bulunan mihrap, beş cephelidir. Mihrabın iki yanında birer, iki yan kenarında da ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. İki yan kanatlar ile son cemaat yeri arasında bir dehliz bulunmaktadır. Bu dehlizin sağına da minare yerleştirilmiştir. Buradaki yan mekanlar altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır.

Minare kübik kaideli, silindirik gövdeli, taştan ve tek şerefelidir. Caminin bütününde iki sıra tuğla ve bir sıra taş örgü görülmektedir.


Kümbetli Cami (Dünbekli Cami) (Karacabey)

Bu caminin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivindeki vakıf kayıtlarında da bunu belirten bir belgeye rastlanmamıştır.

Cami, doğu-batı yönünde dikdörtgen planlı olup, kuzeyinde ona bitişik yan mekan ve batısında da bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Güney duvarında bir pencere, batı duvarında bir giriş ve iki yanında da ikişer pencere bulunmaktadır. İbadet mekanına iki sütunla girilmektedir. Üzeri Türk üçgenleri ile oluşturulan merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Yarım yuvarlak olan mihrap nişinin iki yanında ve güney kenarındaki iki sıra halinde, ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Güney duvarının batı köşesine minber, doğu köşesine de vaiz kürsüsü yerleştirilmiştir. Caminin yanındaki yan mekanın ortasında ikisi duvara bitişik üç paye bulunmaktadır. Yan mekanların kuzey cephesinde üstteki iki mazgal penceresi dışında başka bir aydınlatmaya rastlanmamaktadır.

Caminin içerisi, batı ve kuzey cepheleri sıvalıdır. Yan mekanın doğu cephesi kaba moloz taş, tuğla ve devşirme mermerlerden örülmüştür.


Ulu Cami (Karacabey)

Ulu Cami’nin içerisinde 69x83 cm. ölçüsündeki iki satırlı mermer kitabesinde, caminin banisinin ismi bulunmamaktadır. Ebcet hesabına göre de bu cami 1475-1476 yıllarında yaptırılmıştır. Ancak, Ekrem Hakkı Ayverdi’ye göre bu cami Sultan I.Murad Hüdavendigâr (1362-1389) vakfındandır. Cami, Sultan I.Abdülhamid (1774-1789) döneminde onarılmıştır. Yunan işgali sırasında yanmış, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından da 1964 yılında onarılmıştır.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kuzeyinde doğu-batı yönünde bir son cemaat yeri yapıya enlemesine eklenmiştir. Doğu cephesinde ise, ibadet mekanı ile son cemaat yerini ayıran duvarın yanında altıgen minare kaidesi görülmektedir. Kuzey duvarındaki bir kapıdan ibadet mekanına girilmektedir. İbadet mekanında yarım yuvarlak mihrap nişi, güney duvarının ekseninde bulunmaktadır. İbadet mekanı doğu ve batı duvarlarında birbirlerine simetrik üçerden altı, güney duvarında da yine birbirlerine simetrik ikişerden dört, kuzey duvarında da iki pencere ile aydınlatılmıştır. İbadet mekanı kuzey, doğu ve batısında U planlı bir mahfil ile çevrelenmiştir. Caminin son cemaat yeri ile ibadet mekanı düz tavanlıdır.

Caminin doğu cephesinde bulunan minare kaidesi altıgen olup, bunun üzerinde pahlı pabuç ve onaltıgen gövdeli, tek şerefeli minaresi yerleştirilmiştir. Orijinal kaide dışında bu minare 1962 yılında yenilenmiştir.

Yapı iki sıra moloz taş, iki sıra tuğla ile örülmüştür. Ekrem Hakkı Ayverdi bu caminin daha alçak iken, sonradan yükseltildiğini ileri sürmektedir. Buna göre caminin bugünkü şekli Sultan I.Abdülhamid dönemine aittir.


Hacı Ali Ağa Camisi (Karacabey)

Karacabey, İsmet paşa Köyü’nde bulunan Hacı ali Ağa Camisi’nin giriş kapısı üzerindeki 32x60 cm. ölçüsünde üç satırlık mermer kitabesinden bu yapının Keisenli hacı Ali Ağa tarafından 1814-1815 yılında yapıldığı öğrenilmektedir.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile örtülmüştür. İbadet mekanına kuzey cepheden iki yanında birer penceresi olan bir kapıdan girilmektedir. Giriş ekseninin güney duvarında yarım yuvarlak mihrabı bulunmaktadır. Mihrabın iki yanında birer pencere, doğu ve batı duvarlarında da ikişer penceresi vardır.

Caminin kuzeybatısındaki minare kaidesi kesme taştan, beden duvarları ise moloz taştan yapılmıştır. Minare gövdesi ile pencere kemerleri tuğladandır. Bu cami depo olarak kullanılmıştır.


Eski Cami (Karacabey)

Karacabey Ulubat Köyü’nde bulunan bu cami halk tarafından Eski Cami, Valide Sultan Camisi veya Yıldırım Camisi isimleri ile tanınmaktadır. Kitabesi günümüze ulaşmamıştır. Kaynaklarda da bu cami ile ilgili belirli bir bilgiye rastlanmamaktadır. Yapı üslubundan XIV.yüzyılın sonlarında veya XV.yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Halk arasındaki bir söylentiye göre de Bursa Ulu Camisi’nin yapımından sekiz yıl sonra, 1408’de yapılmıştır. Ayrıca bu caminin yanında bir hamam ve han bulunduğu da belirtilmektedir. Bunlardan günümüze herhangi bir iz gelmemiştir.

Cami 1952 yılında büyük bir onarım geçirmiş ve bu sırada da kuzeyine yeni bir son cemaat yeri eklenmiştir.

Eski Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. İbadet mekanı kare planlı olup, son cemaat yeri de onun kuzeyine doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olarak eklenmiştir. Son cemaat yeri batısındaki bir duvarla ikiye bölünmüştür. Batı bölümü kapı ve penceresi ile ibadet mekanına açılmaktadır. Doğu bölümü ise kuzey duvarındaki pencere ile dışa ve batı duvarındaki kapı ve pencere ile de batı bölümüne açılmaktadır. Güneyinde bir niş, doğuda da dört basamaklı bir merdivenle çıkılan minare kapısı bulunmaktadır. Bugün bu kapı örülerek kapatılmıştır. Caminin kuzey köşesinde de minare kaidesi görülmektedir. Minare kaidesi düzgün taş ve mermer devşirme parçalar ile tuğlalardan örülmüştür. Minare taşları arasına yer yer dikine tuğlalar yerleştirilmiştir. İbadet mekanı düz tavanla örtülmüş, güney duvarına kenarları içe doğru çıkıntılı yarım yuvarlak mihrap nişi yerleştirilmiştir. Bunun iki yanında sekiler, batısında da minberi bulunmaktadır. Cami doğu ve batı duvarlarındaki ikişer pencere ile aydınlatılmıştır.


Dedeler Köyü Camisi (Keles)

Keles, Dedeler Köyü Camisi’nin kitabesi bulunmadığından ve onunla ilgili kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmadığından, ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Cami değişik dönemlerde onarım gördüğünden orijinalliğinden oldukça uzaklaşmış, mimari üslubu da bu konuda yeterli bir bilgi vermemektedir.

Dedeler Köyü Camisi bugünkü görünümüyle kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, çatılı bir camidir. Güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi, kuzey duvarında da ibadet mekanının giriş kapısı bulunmaktadır. İçerisi güney yönünde mihraba simetrik iki, batıda da biri altta, biri üstte doğuda da iki dikdörtgen pencere ile aydınlatılmıştır. Bunun dışında caminin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.


Sarıyer Mahallesi Camisi (Turabi Efendi Zaviyesi) (Keles)

Keles, Denizler Köyü’nde bulunan bu cami, kitabesinden öğrenildiğine göre Valide Sultan’ın Kethüdası Yusuf Efendi tarafından 1797-1798 yıllarında yaptırılmıştır. Caminin güneyindeki haziresinde Turabi Efendi’nin şeyhlerinden Şeyh Hasan’ın, Derviş Habib’in mezar taşları bulunmaktadır.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, ahşap tavanlı ve çatılıdır. Kuzey yönünden girilen caminin ekseninde yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. Mihraba simetrik iki, kuzey duvarındaki pencerelerle aydınlatılmaktadır. Çeşitli dönemlerde onarım geçirdiğinden orijinalliğinden uzaklaşmış olup, mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.


Harmanalan Köyü Camisi (Keles)

Keles, Harmanalan Köyü’ndeki bu caminin de kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Ancak haziresindeki mezar taşında Pir Mehmet Efendi’nin halifesi Saçlı Habib Efendi’nin 1837-1838 tarihli mezar taşı bulunmaktadır. Cami içerisindeki sancakta da 1864-1865 tarihi yazılıdır. Buna göre caminin XIX.yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır.

Cami, dikdörtgen planlı ve çatılıdır. Güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. İbadet mekanı mihrabın iki yanındaki birer, doğu ve batı duvarında da alt ve üstlü birer pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin giriş kapısının ahşap çerçevesi orijinaldir. Duvarları moloz taştan yapılmış ve ahşap hatıllarla desteklenmiştir. Çeşitli onarımlar geçiren caminin minaresi 1969 yılında yapılmıştır.


Kemaliye Köyü Camisi (Keles)

Keles, Kemaliye Köyü’ndeki caminin giriş kapısı üzerindeki tarih yazıtından 1874-1875 tarihinde yapıldığı öğrenilmektedir. Banisi belli değildir.

Cami, dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile örtülüdür. Güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi vardır. İçerisi mihrabın iki yanındaki birer, doğu, güney, batı ve kuzey yönlerindeki duvarlardaki birer pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin içerisinde kalem işleri ve ahşap süslemeleri bulunmaktadır. Özellikle tavan çıtalarla bölümlere ayrılmış ve içerisi çeşitli motiflerle süslenmiştir. Aynı bezemeler ajur tekniği ile yapılmış minberde de görülmektedir. Caminin duvarlarında, pencere kenarlarında ve mihrapta başta selvi olmak üzere çiçek motifleri, kıvrık dallarla bezeli kalem işleri dikkati çekmektedir.

Son cemaat yeri doğu-batı yönünde düzensiz beşgen planlıdır. İbadet mekanı ve son cemaat yeri çeşitli dönemde yapılan onarımlarla orijinalliğinden uzaklaşmıştır. Bu arada camiye 3-4 m. uzaklıkta yeni bir minare yapılmıştır.


Kıranışıklar Köyü Eski Camisi (Keles)

Keles’in Kıranışıklar Köyü’nde bulunan Eski Cami’nin yanındaki bir çeşmeden 1719 yılında yapıldığı öğrenilmektedir.
Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır. Caminin kuzey yönünde ibadet mekanına giriş kapısı yer almaktadır. Ancak bu kapı mihrap ekseninden aynı doğrultuda olmayıp, yana kaymıştır. İç mekan güney cephede ikişer, doğu cephede birer ve kuzey cephede de ikişer dikdörtgen pencere ile aydınlatılmıştır. Ahşap tavan dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış 16 dilime bölünmüş ve içerisi çeşitli motiflerle bezenmiştir. Yarım yuvarlak mihrap nişi alçıdandır ve profilli bir çerçeve ile sınırlandırılmıştır.

Çeşitli dönemlerde onarım gören yapı moloz taştan olup, duvarlar ahşap hatıllarla desteklenmiştir.


Yağcılar Köyü Camisi (Keles)

Keles, yağcılar Köyü’ndeki caminin minare kaidesindeki mermer kitabede Hacı Mehmet tarafından 1892-1893 yılında yapıldığı yazılıdır. Yine buradaki ikinci bir kitabeden de minarenin 1907-1908 yıllarında Hacı Osman tarafından Şükrü ve Mustafa isimli ustalara yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, ahşap çatılıdır. Caminin kuzey cephesinde giriş kapısı bulunmaktadır. Mihrap yarım yuvarlak olup güneydedir. Mihrabın batısında minber, kuzeyinde de iki sıra halinde ikişer desteğin taşıdığı kadınlar mahfeli vardır. İbadet mekanı giriş kapısının ekseninde altlı ve üstlü ikişer, doğu ve batı duvarında altta ikişer, doğu cephesinde de üç üst pencere ile aydınlatılmıştır.

Caminin kuzeybatısındaki minare kare kaideli olup, bunun üzerine silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. İçeriden ve dışarıdan sıvalı olan cami moloz taştan yapılmıştır.


Tekke-i Cedid Camisi (Koca Ali Efendi Camisi-Hacı Mehmet Ağa Mescidi) (Mudanya)

Caminin haziresindeki mezar taşında Hacı Mehmet Ağa’nın 1685-1686 yılında öldüğü ve bir mescit yaptırdığı belirtilmiştir. Avlu kapısındaki kitabede 1877-1878 yılında yapıldığı belirtilmiştir. Haziredeki mezar taşında 1685 ve 1686 tarihleri yazılıdır. Bu durumda caminin banisinin ölüm tarihi ile caminin yapımı arasında yaklaşık dokuz yıllık bir fark bulunmaktadır. Buna dayanılarak caminin Hacı Mehmet Ağa tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır.

Cami yapılan onarımlarla özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Eski minare korunarak buraya modern bir cami yapılmıştır. Orijinal minare kare kaideli 16 cepheli ve tek şerefelidir. Şerefenin altı testere dişli bir frizle bezenmiştir.


Halil Ağa Camisi (Eski Cami) (Mudanya)

Halil Ağa Camisi’nin giriş kapısı üzerindeki iki satırlı kitabesinde Kethüda Halil Efendi tarafından 1643-1644 yıllarında yapıldığı yazılıdır.

Cami kare planlıdır. Üzeri kubbe ile örtülmüştür. Kuzey duvarından girilen ibadet mekanının mihrabı beş cepheli olup, doğu yönüne kaydırılmıştır. Mihrabın ve girişin iki yanında ikişer pencere, doğu ve batı duvarlarında altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Cami moloz taş ve tuğladan yapılmış, pencere kemerleri ve saçak altında da testere dişi frizler uygulanmıştır. Caminin güneyinde ikinci bir giriş bulunmaktadır.

Caminin kuzey köşesinde beşgen minare kaidesi, kesme taştan olup, gövde ve şerefe ve petek tuğladan yapılmıştır. Cami içerisindeki kalem işi ve ahşap süslemeleri ile dikkati çekmektedir. Kubbe eteğinde kıvrık dal motifleri, kubbenin ortasında güneş ışınlarını andıran bir yarım daire ve bunun çevresinde çiçekli dal motifleri bulunmaktadır. Ahşap süsleme ise, mihrap önündeki tavan göbeğinde ve minberde görülmektedir. Özellikle minber korkulukları ajur tekniği ile yapılmıştır.


Hasan Bey Camisi (Hasan Mısrî Bey Camisi) (Mudanya)

Hasan bey Camisi’nin kuzey cephesindeki giriş kapısı üzerindeki dokuz satırlık kitabesinden caminin Hasan Bey tarafından 1652-1653 yıllarında yaptırıldığı öğrenilmektedir. Cami içerisindeki bir diğer kitabeden de Mirliva-i Mısır Hasan bey ismi yazılıdır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki vakıf kaydına göre de Hasan Mısri Bey tarafından yapıldığı belirtilmiştir.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Ayrıca cami kuzey ve doğudan L biçimli düz tavanlı bir son cemaat yeri ile çevrilmiştir. Batı cephesinin kuzeyinde son cemaat yeri ile ibadet mekanının birleştiği yere de kare kaideli minaresi yerleştirilmiştir. İbadet mekanına kuzey cephenin ortasındaki bir kapıdan girilmektedir. İbadet mekanının güney duvarı ortasında yedi köşeli bir mihrap bulunmaktadır. Mihrabın iki yanında altlı üstlü ikişer, doğu duvarında beş alt, batı duvarı ile kuzey köşelerinde de daha geniş birer pencere vardır. İbadet mekanının üzeri kaplama tekniğinde yapılmış bir tavanla örtülmüştür. Bu tavanın üzerinde ve mihrap nişinde de çeşitli bitkisel motifler bulunmaktadır. Pencerelerin ahşap çerçevelerinde yine kalem işleri görülmektedir. Bunlar yeşil zemin üzerine kırmızı renkte karanfiller, laleler ve kıvrık dallar ile hançer yapraklarıdır.

Caminin kuzey cephesinin batısında yer alan taş kaideli minare gövdesi silindirik ve tek şerefeli olup, tuğladan yapılmıştır.


Tekke-i Atik Camisi (Hacı Ali Zagili Magrabi Camisi-Eski Cami) (Mudanya)

Tekke-i Atik Camisi’nin batı duvarı üzerindeki bir kitabede Müezzin Molla Hasan ismi ve 1760-1761 tarihi yazılıdır. İkinci kitabede ise, Kaymakam Hasan Fehmi Bey ismi ile 1893-1894 tarihi yazılıdır. Caminin girişi üzerindeki yakın tarihlerde konulmuş kitabede de “Tekke-i Atik Camisi ve 1453” tarihi yazılıdır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde bununla ilgili üç vakıf kaydı bulunmaktadır. Buna göre; Hacı Ali Zagili Magribi, Eski Cami, Cami-i Atik ve Tekke-i Atik isimleri geçmektedir. Mudanyalıların Tekke-i Atik Camisi dedikleri bu yapının banisi ve yapım tarihi bu nedenle aydınlanamamıştır.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kuzeyinde ahşap tavanlı bir son cemaat yeri olup, bunun orta kısmı sundurma şeklinde ahşap çatılı olarak üçgen bir alınlıkla ileriye uzanmaktadır. Bu sundurma ve ahşap tavan dört ahşap sütunla desteklenmiştir. Son cemaat yerinden ahşap çerçeveli dikdörtgen ve üzerinde yuvarlak bir penceresi olan kapıdan ibadet mekanına girilmektedir. İbadet mekanı kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri düz bir tavanla örtülmüştür. Yarım yuvarlak mihrap nişi güney duvarının ortasında yer alır. Bunun iki yanında birer, doğu ve batı yönlerinde de ikişer pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Bu pencerelerin ikinci sırasındakiler dışa doğru daralmaktadır.

Yapının üstü kırma çatı ile örtülüdür. Doğu yönünde kare minare kaidesi bulunmaktadır.