[mpvideo]http://Parkingmusic.com/files/Kervan.mp3[/mpvideo]
Bir Tecelli bekliyorum.
Bizim Mekke sokaklarında taş oynamış çocukluğumuz yok.
Bu sebebe özlemlerimiz sızacak çatlaklar arar durur ve ilk fırsatta sızmalar geri dursun fışkırıverir.
Ne yapalım gönül bu elden ne gelir?
Bir yanı kırık ümitlerimiz şımarmaya vesile bahanelere dönüşmüşse, bu adaba usulsüz tebessümü çok mu görür Rahman, cürümünden habersiz, istemekten usanmaz arsızına?
“Gözde her dem yaş gerek” derler ya..,
tükenmez umutlarıma gamzeli bir gülüş düşüyor neyleyim, ben bende değilim ki yanağıma dur diyebileyim…
Cemiyetin rutin planları şöyle dursun, benim lüzumsuz telaşlarım var.
Detayını bilmiyorum ama yüzeysel teselli bulduğum.
Bu özensiz duruşa bir düzen gerek biliyorum da, hangi ucundan başlasam rehavetin çıkmazıyla kesişmez bu sürgüne sevdalı bilinmezliğim onu bilemiyorum.
Hani diyorum işte bizim de olaydı,
Mekke’de biirr, Medine’de ikiiii, Kudus’te üççç...!
hey gidi hey nerde bende olması gereken güç!?
Eksiğimi tamamlayacak olana niyazım var, onay bekliyorum.
Olmayanları oldurası bir Cihada çıksam diyorum.
Temenniden icraata geçme duasında ısrarlıyım.
Bir Tecelli bekliyorum.
Niyazım onay için beklemede, ben se…
Bir tecellinin hayali ile düştüm yollara,
yol uzun dikenli, yol zahmetli, ama coşkulu…
Yolda yoldaşlar gördüm, düşenin elinden tutan, Yolda kardaşlar gördüm yükümü omuzlayan…
Yolda koşanlar gördüm, hatta uçanlar…Bir çöl serabı gibi ansızın kaybolanlar.
Yolda düşenler gördüm, uçurumlar seçenler… Yoldan önce, yolculuğu tüketenler!
Yoruldum kimi zaman, bir gölge aradım soluklanmaya, soluklananlar gördüm katıksız azıklananlar…
Toparlandım dizildim yolum sıra düzüldüm, bir seherde kuşlarla, bir akşamda tozlarla yollardaki taşlarla takvimleri tükettim…
Takvimler şahit şimdi Niyazıma yürüdüm,
bu hayat yolunda hem ağladım hem güldüm…
Niyaz…
Kul Muradını sandıkta çeyiz gibi saklar diyorlar, deme sus…
Saklayamadım, nazara ayan ettiğim arsızlığımla dile düştüm.
Adımı ananlar,ahımı alanlar oldu…
Elimi tutanlar, yüzüme bakanlar oldu…
Daha gidecek yolum, varacak menzillerim vardı,
Kim bilir yar diyececek yaren görecektim, Niyazımdan önce Muradıma varacaktım…
Kaderi hayrihi ve şerrihi yaşayacaktım,
Çok erken telaşa kapıldın dediklerinde Hak’tan utandım…
Aziz (c.c.) adıyla Kün dedi Rahman!
Ümmete Tecelli yağıyor dirilin ey insanlar dirilin yer gök kıyamda!
Rahman Lütfetti Kutlu bir Mevsim geliyor, Zafer kapıda…
Kapıları açasım var nerde söyleyin küflenmiş anahtarlar?
Heyhaatt, Sesimi duyan kardaşlar! Salavat SalliAla Seyyidina; Kainata Haykırarak…
Kilitleri açmaya, Kapılardan geçmeye, Zaferle Coşmaya bu harekât…
Bu gözlerimi kamaştıran da ne ?
Yürek devletlerinde tahta çıkmışlar mı görüyorum…?
Mubarek olsun İslam olmuşlar mı görüyorum?
Şafaklarıma Tekbir, Şakaklarıma Tevhit!
Kalmadı başka muradım, Aç Siğneni Ölüm ben Geliyorum...
(alıntı)