113-.......Ebû Hazım, Sehl ibn Sa'd'dan işitmiştir. Şehre Rasûlullah'ın yarasından soruldu da şöyle dedi:
— Dikkat edin, vallahi ben Rasûlullah'ın yarasını yıkamakta ola*nı, suyu dökmekte olanı ve yaranın ne ile tedâvî edildiğini pek iyi bi*liyorum.
Sehl dedi ki:
— Rasûlullah'ın kızı Fâtıma aleyhi's-selâm yarayı yıkıyordu, Alî de kalkan ile suyu döküyordu. Fâtıma suyun kanı artırmaktan baş*ka birşey yapmadığım görünce oradaki bir hasır parçasını alıp yaktı ve o yanığı yaranın üzerine bastı da böylece kanın akması durdu. O gün Peygamber'inrabâiye dişleri kırıldı, yüzü yaralandı ve başında*ki miğferi de kırıldı.
114-....... İbn Abbâs (R): Bir peygamberin öldürdüğü kişiye Allah'ın öfkesi şiddetli oldu. Allah Elçisi'nin yüzünü kanatan kimse üzerine de Allah'ın öfkesi şiddetli oldu, demiştir.
"Allah'ın ve Rasûlü'nün da'vetine icabet edenler... " (Âlu İmrân: 172).
115-.......Âişe (R) şu âyetin inme sebebini bildirmek üzere şöy*le demiştir: "Kendilerine yara isabet ettikten sonra yine Allah 'in ve Rasülü 'nün da 'vetine icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve (fe*nalıktan) sakınanlar için pek büyük mükâfat vardır" (Âiu imrân: i?2).
Âişe, Zubeyr'in oğlu Urve'ye:
— Ey kızkardeşimin oğlu! Baban Zubeyr ile Ebû Bekr, bu âyet*te bildirilen bahtiyar mü'minlerdendir, demiş ve şöyle devam etmiştir:
— Uhud günü Rasûlullah'a isabet eden istenilmedik fenalık eriş*tiği, müşrikler de geri dönüp gittikleri zaman Rasûlullah, onların tekrar Medine üzerine dönmelerinden endîşe etmişti. Bu sebeble: "Düşman*ların ardısıra kim gidip onları ta'kîb eder?" buyurdu. Bu da'vet üze*rine sahâbîlerden yetmiş kişi icabet etti ki, Ebû Bekr ile Zubeyr bunların içinde idiler