80- Ben Câbir ibn Abdillah(R)'-tan işittim, şöyle diyordu: Rasûlullah (S) sahâbîlerine:
— "Ka'b ibnu'l-Eşref(i öldürmek) için kim hazırdır? Çünkü o, Allah'a ve Rasûlü'ne ezâ etmiştir" buyurdu.
Muhammed ibn Mesleme ayağa kalktı ve:
— Yâ Rasûlallah, onu benim öldürmemi ister misin? dedi. Rasûlullah:
— "Evet (bunu isterim)" buyurdu. Muhammed ibn Mesleme:
— Öyle ise Ka'b'ı sevindirecek birşey söylememe izin ver! dedi. Rasûlullah:
— "Ne istersen söyle!" buyurdu .
Bunun üzerine Muhammed ibn Mesleme, Ka'b'a vardı da:
— Şu kişi (yânı Rasûlullah) bizden sadaka istedi. Ve bize güç ver*gi teklif edip, bizi yordu. Ben de ödünç birşey almak için sana gel*dim, dedi.
Ka'b da İbn Mesleme'nin dediği gibi söylendi de:
— Muhakkak o, sizin usancınızı daha artıracaktır, sözünü de ek*ledi.
Muhammed ibn Mesieme:
— Bizler bir kerre O'na uymuş bulunduk. O'nü hemen terket-mek istemiyoruz. Onun işi nereye varacak bakacağız; işi sona erince*ye kadar bekleyeceğiz. Biz şimdi senden bize bir deve yükü yâhud iki deve yükü ödünç vermeni istemekteyiz, dedi.
Ve bize Amr ibnu Dînâr bu hadîsi birkaç kerreler tahdîs etti. Fa*kat "Veskan ev veskayn" sözlerini zikretmedi. Ben kendisine bu ha*dîste 'Veskan ev veskayn" sözlerini söyledim. Bunun üzerine Amr: Zannederim ki bu hadîste "Veskan ev veskayn" sözleri vardır, dedi .
Muhammed ibn Mesleme'nin sözü üzerine Ka'b:
— Evet siz bana rehin verin, dedi. Muhammed ibn Mesleme ve arkadaşları:
— Neyi rehin istersin? diye sordular.
Ka'b:
— Kadınlarınızı bana rehin veriniz, dedi. Onlar:
— Sen Arab'ın en güzeli iken biz kadınlarımızı sana nasıl rehin edebiliriz? dediler.
Ka'b:
— Öyle ise oğullarınızı bana rehin verin, dedi. Onlar:
— Oğullarımızı sana nasıl rehnederiz? Sonra bunların biri hak*kında "Bir yâhud iki deve yükü hurmaya rehin olundu" diye sövü*lür. Bu da bize ebedî bir ardır. Lâkin biz sana silâhlarımızı rehin bırakalım, dediler.
Sufyân: "Le'me" sözü ile silâhı kasdediyor, dedi.
Ka'b bunu kabul ederek kendisine gelmesi için Muhammed ibn Mesleme'ye zaman ta'yîn etti. Muhammed ibn Mesleme bir gece Ka'-b'a geldi (Kale dışından seslendi). Yanında Ka'b'ın süt kardeşi Ebû Naile vardı. Ka'b bunları kale içine da'vet etti ve misafirleri karşıla*mak için onların yanına indi. Ka'b'm karısı, kocasına:
— Bu saatte nereye çıkıyorsun? diye i'tirâz etti. Fakat Ka'b:
— Bu seslenen Muhammed ibn Mesleme ile kardeşim Ebû Nai*le'dir, diye karşıladı.
Sufyân şöyle dedi: Amr'dan başka râvîler şöyle dedi: Kadın:
— Ben bir ses işitiyorum ki, sanki ondan kan damlıyor (şerr se*ziliyor)! dedi.
Ka'b:
— O benim kardeşim Muhammed ibn Mesleme ile süt kardeşim Ebû Nâile'dir. Hem şübhesiz kerîm olan insan geceleyin kılıç darbe*sine çağırılsa bile o çağrıya muhakkak icabet eder, dedi.
Râvî: Muhammed ibn Mesleme beraberinde içeriye iki kişi daha soktu, dedi. Sufyân'a: Amr ibn Dînâr onların isimlerini söyledi mi? diye soruldu. Bâzısının ismini söyledi, dedi. Amr: Beraberinde iki kişi getirdi, dedi. Amr'dan başka râvîler ise: Ebû Abs ibn Cebr, el-Hâris ibnu Evs, Abbâd ibnu Bişr, diye isimledi. Amr dedi ki: İbn Mesleme beraberinde iki kişi getirdi de, onlara:
— Ka'b gelince, ben onun saçını tutup koklarım. Siz benim Ka'*b'ın başını sıkıca yakaladığımı gördüğünüz zaman hemen kılıçlarını*zı çekip Ka'b'ı vurunuz! diye söyledi
Hadîsin râvîsi Amr ibn Dînâr bir kerre de İbn Mesleme'nin ar*kadaşlarına:
— Ka'b'm başını size de koklatırım, dediğini rivayet etmiştir.
Şimdi Ka'b ibnu'I-Eşref güzei giyimli ve silâhlarını kuşanmış ol*duğu hâlde etrafına hoş koku saçarak misafirlerin yanına indi. Bu*nun üzerine îbnu Mesleme:
— Ben (ömrümde) bu günkü gibi güzel koku duymadım, diye yaklaştı.
Ka'b:
— Arab'ın en güzel kokulu ve en asîl kadınları benim yanımda yaşıyor, dedi.
Amr dedi ki: Muhammed ibn Mesleme:
— Başını saçını koklamama izin verir misin? dedi. Ka'b:
— Evet (izin veririm), dedi.
İbnu Mesleme kendisi kokladı, sonra arkadaşlarına da koklattı. Sonra:
— Bana bir daha koklamaya izin verir misin? dedi. Ka'b:
— Evet, dedi.
Bu defa İbnu Mesleme, Ka'b ibnu'l-Eşref'in başını sımsıkı ya*kaladı ve arkadaşlarına:
— Haydi kılıç darbesine tutup onu vurunuz! dedi.
Bu suretle Îbnu'l-Eşref'i öldürdüler. Sonra Peygamber'e gelip haber verdiler