4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: --Necip Fazıl Kısakürek--

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 4.284, Level: 41
    Points: 4.284, Level: 41
    Level completed: 67%,
    Points required for next Level: 66
    Level completed: 67%, Points required for next Level: 66
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Melankolia - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Aug 2009
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    16
    Points
    4.284
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart --Necip Fazıl Kısakürek--












    ANNEME MEKTUP

    Ben bu gurbet ile düştüm düşeli,
    Her gün biraz daha süzülmekteyim.
    Her gece, içinde mermer döşeli,
    Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.

    Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
    Geceyi koynuma aldığım zaman,
    Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
    Yeniden yollara düzülmekteyim.

    Son günüm yaklaştı görünesiye,
    Kalmadı bir adım yol ileriye;
    Yüzünü görmeden ölürsem diye,
    Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim


    ALLAH DİYENE

    Her şey, her şey şu tek müjdede;
    Yoktur ölüm, Allah diyene!
    Canım kurban, başı secdede,
    İki büklüm, Allah diyene!

    Akıl, kırık kanadı hiçin;
    Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...
    Bağlı, perçin üstüne perçin,
    Benim gönlüm Allah diyene...


    ALLAH DERİM

    Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
    Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
    İsterseniz hayat aşını verin;
    Sayılı nimetler bal olsa yemem!

    Ey akıl, nasıl da delinmez küfen?
    Ebedi oluşun urbası kefen!
    Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
    Allah derim, başka hiçbir şey demem!


    AYNALAR YOLUMU KESTİ

    Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
    İşte yakalandık, kelepçelendik!
    Çıktınız umulmaz anda karşıma,
    Başımın tokmağı indi başıma.
    Suratımda her suç bir ayrı imza,
    Benmişim kendime en büyük ceza!
    Ey dipsiz berraklık, ulvî mahkeme!
    Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
    Nur topu günlerin kanına girdim.
    Kutsî emaneti yedim, bitirdim.
    Doğmaz güneşlere bağlandı vâde;
    Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
    Günah, günah, hasad yerinde demet;
    Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
    Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
    Gözyaşı döksem, Nuh Tufanına denk?
    Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
    Bakamam, aynada, aynada vicdan;
    Beni beklemeyin, o bir hevesti;
    Gelemem, aynalar yolumu kesti.


    BENDEDİR

    Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,
    Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,
    Süslenmiş gemiler geçse açıktan,
    Sanırım gittiği diyar bendedir.

    Yaram var, havanlar dövemez merhem;
    Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem.
    Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem;
    Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir.


    ÇİLE

    Gâiblerde bir ses geldi: Bu adam,
    Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
    Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
    Gök devrildi, künde üstüne künde...

    Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
    Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
    Sonsuzluk, elinde bir mavi tulbent,
    Ok çekti yukardan, üstüme avcı

    Ateşten zehrini tattım bu okun,
    Bir anda kül etti can elmasımı.
    Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un,
    Kustum, öz ağzımdan kafatasımı

    Bir bardak su gibi çalkandı dünya;
    Söndü istikâmet, yıkıldı boşluk.
    Al sana hakikat, al sana rüya!
    İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

    Ensemin örsünde bir demir balyoz,
    Kapandım yatağa son çare diye.
    Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
    Yepyeni bir dünya etti hediye

    Bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor;
    Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
    Bütün bir kainat muşamba dekor,
    Bütün bir insanlık yalana teslim.

    Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
    Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
    Otursun yerine bende her şekil;
    Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

    *
    *
    *
    *

    Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
    Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,
    Deliler köyünden bir menzil aşkın,
    Her fikir içimde bir çift kelepçe.

    Niçin küçülüyor eşya uzakta?
    Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
    Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?
    Sonum varmış, onu öğrensem asıl?

    Bir fikir ki sıcak yarada kezzap,
    Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
    Selâm, selam sana haşmetli azap;
    Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.

    Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
    Ey yedinci gök, esrarını aç!
    Annemin duası, düş de perde ol!
    Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!

    Uyku, katillerin bile çeşmesi;
    Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
    Teselli pınarı, sabır memesi;
    Size şerbet, bana kum dolu çanak.

    Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
    Sırrını ararken patlayan gülle?
    Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
    Karınca sarayı, kupkuru kelle...

    Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş,
    Mevsimden mevsime girdim böylece.
    Gördüm ki, ateş de, cımbız da yokmuş,
    Fikir çilesinden büyük işkence.

    *
    *
    *
    *

    Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
    Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
    Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
    Yetişir çektiğim mesafelerden!

    Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
    Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık.
    Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
    Tutuyor önümde bir mavi ışık.

    Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
    Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
    Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
    Bir zehir kıymık gibi, beynimde.

    Lûgat, bir isim ver bana halimden;
    Herkesin bildiği dilden bir isim!
    Eski esvaplarım, tutun elimden;
    Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?

    Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
    Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
    Belâ mimarının seçtiği arsa;
    Hayattan muhacir; eşyadan öksüz?

    Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,
    Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
    Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,
    Dev sancılarımın budur kaynağı!

    Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
    Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
    Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
    İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

    *
    *
    *
    *

    Gece bir hendeğe düşercesine,
    Birden kucağına düştüm gerçeğin.
    Sanki erdim çetin bilmecesine,
    Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin.

    Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;
    Atlas sedirinde mâverâ dede.
    Yandı sırça saray, ilahi yapı,
    Binbir âvizeyle uçsuz maddede.

    Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
    Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
    İçiçe mimari, içiçe benlik;
    Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur!

    Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
    Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
    Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
    Suda ezel fikri, ebed duygusu.

    Kaçır beni âhenk, al beni birlik;
    Artık barınamam gölge varlıkta.
    Ver cüceye, onun olsun şairlik,
    Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta.

    Öteler, öteler, gâyemin malı;
    Mesafe ekinim, zaman madenim.
    Gökte saman yolu benim olmalı;
    Dipsizlik gölünde, inciler benim.

    Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
    Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
    Sen, bütün dalların birleştiği kök;
    Biricik meselem, Sonsuza varmak...



    DUA

    Bende sıklet, sende letafet...
    Allah'ım affet!

    Lâtiften af bekler kesafet...
    Allah'ım affet!

    Etten ve kemikten kıyafet...
    Allah'ım affet!

    Şanındır fakire ziyafet...
    Allah'ım affet!

    Âcize imdadın şerafet...
    Allah'ım affet!

    Sen mutlaksın, bense izafet!
    Allah'ım affet!

    Ey kudret, ey rahmet, ey re'fet!
    Allah'ım affet!


    KADIN

    Kalıp değil bir fikir...
    Elmas sorguçlu fakir;
    Açıkta sırrı bâkir;
    Kadın...

    Çölde kaçan bir serap;
    Yönü kementli mihrap...
    Mâdeni som ıstırap;
    Kadın...

    Dipsiz hasrete tuzak;
    En yakınken en uzak....
    Tadı zehrinde erzak;
    Kadın...

    Bir işaret, bir misâl;
    Ayrılık remzi visâl...
    Allah'a yol bir timsâl;
    Kadın...


    KALDIRIMLAR

    Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
    Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
    Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
    Sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum.

    Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık.
    Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
    İn-cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
    Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

    İçimde damla damla bir korku birikiyor,
    Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler,
    Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor.
    Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

    Kaldırımlar, çilekeş insanların annesi,
    Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
    Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
    Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir insandır.

    Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta.
    Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
    Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta,
    Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

    Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin,
    İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler...
    Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin.
    Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

    Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim!
    Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları.
    Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim.
    Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

    Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya,
    Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
    Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya.
    Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi



    KARACAAHMET

    Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
    Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
    Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
    Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?
    Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
    Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...
    Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
    Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.
    Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
    Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.
    Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
    Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.
    Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
    Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,
    Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;
    Ölümde yekpâre ân, ne kesiklik, ne bölüm...
    Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
    Bu mu dersin, taşlarda donmuş sükûta sebep?
    Kavuklu, başörtülü, fesli, başaçık taşlar;
    Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar,
    Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
    Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.
    Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
    Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.
    Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
    Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.
    Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
    Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 4.284, Level: 41
    Points: 4.284, Level: 41
    Level completed: 67%,
    Points required for next Level: 66
    Level completed: 67%, Points required for next Level: 66
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Melankolia - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Aug 2009
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    16
    Points
    4.284
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart Cevap: --Necip Fazıl Kısakürek--

    Beklenen
    Ne hasta bekler sabahı,
    Ne taze ölüyü mezar.
    Ne de şeytan, bir günahı,
    Seni beklediğim kadar.

    Geçti istemem gelmeni,
    Yokluğunda buldum seni;
    Bırak vehmimde gölgeni,
    Gelme, artık neye yarar?



    Garipçik
    Bahçemde Yusufçuk adlı kuş
    Öter hep; Necipçik, Necipçik!
    Bir iğne, kalbime sokulmuş,
    Başımda küt diye bir dipçik.

    Tabiat, gurbetten bir pusu;
    Çırpınır, denizi arar su.
    Haykırır, baykuşu, kumrusu:
    Var yürü, garipcik, garipcik...

    Ölüler
    Ölüler bağırıyor mezarlarından;
    Yolcular, oturun taşlarımızda!
    Onları deviren biziz toprağa,
    Biz attık onları böyle ayağa;
    Sakın atlamayın kenarlarından!
    Ölüler bağırıyor mezarlarından...

    Yolcular, uzanın yere upuzun;
    Dayayın taşlara başlarınızı!
    Tüy yastıklar gibi rahat taşımız,
    Birleşsin bir lâhza orda başımız!
    Bizdedir cevabı kuruntunuzun;
    Yolcular, uzanın yere upuzun!

    Ben de bir gün böyle haykıracağım:
    Yolcular, oturun mezar taşımda!
    Yolcular, önümde fısıldaşacak,
    Yolcular, aşılmaz yollar aşacak.
    Taşımı yerlere yatıracağım;
    Ben de bir gün böyle haykıracağım!

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: --Necip Fazıl Kısakürek--

    Allah c.c. razı olsun emeğine sağlık...


    Seni çok Özledim Annem

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 20.602, Level: 90
    Points: 20.602, Level: 90
    Level completed: 51%,
    Points required for next Level: 248
    Level completed: 51%, Points required for next Level: 248
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    By-MUZAFER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    By-MUZAFER
    Üyelik tarihi
    Aug 2009
    Yer
    Yigidin Harman olup Savurdugu Yerdeniz..!
    Mesajlar
    1.431
    Points
    20.602
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: --Necip Fazıl Kısakürek--

    Allah razı olsun kardeşim
    "Şu benim zamanımda bazı şakirdlerin,üstadlarının kitaplarını Kur'an'ın önüne koyduklarına şahit oluyorum.Bu çok vahim bir yanlıştır"

    üstâz Süleyman Hilmi Tunahân (kuddise sirruhû)

Benzer Konular

  1. Necip Fazıl Kısakürek Kitapları (30 Adet)
    By BuRaK in forum E-kitap bölümü
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 31.01.15, 18:39
  2. Necip Fazıl ile Nefs Çekiştirmesi
    By Mü$FiKuN in forum Edebiyat
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 31.07.09, 06:58
  3. Aynalar - Necip Fazıl Kısakürek
    By haceesma in forum İslami Şiirler
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 28.07.09, 17:10
  4. Necip Fazıl Şiirleri (Resimli)
    By Admin in forum Resimli Şiirler
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 21.06.09, 16:18
  5. Fazıl Doyran
    By BaRLa in forum Bediüzzaman Talebeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.06.09, 14:44

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •