4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Gençliğin Baharını Yaşamak İsteyenler

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Gençliğin Baharını Yaşamak İsteyenler

    Gençliğin Baharını Yaşamak İsteyenler



    Bir gün akşam namazını kıldıktan sonra 10-15 kişi medreseye geldiler ve karşımda, bir hizada oturdular. Birisi biraz öne çıktı. “Hocam, Allah-u Teâlâ bizi yarattı ve bu nefs-i emmareyi bize verdi. Öyle değil mi?” dedi. Ben de, “Elbette.” dedim. “Hem bu nefsi bize Allah veriyor, hem de nefsin isteklerini yerine getirmemizi haram ediyor. Zevk ve sefamıza mani oluyor. Gençlik ömrümüzün baharıdır. Gençliğimizin baharını yaşamak ve nefsimizi tatmin etmek istiyoruz. Neden Allah, bunları bize haram kılıyor?” dedi.

    Bu sual karşısında çok şaşırdım ve üzüldüm:

    Allah Allah! Ömrümde böyle bir sual ile karşılaşacağımı hayal bile edemezdim.” dedim ve devam ettim:

    “Peki sen bu soruyu sadece kendi namına ve burada bulunan arkadaşların namına mı soruyorsun, yoksa bütün insanlar namına mı soruyorsun? Bunu bileyim ki, ona göre cevap vereyim.”

    “Bütün insanlar için soruyorum” dedi.

    Ben de:

    Şu halde kendi annelerinizin ve kız kardeşlerinizin de böyle düşünmelerinde bir mahzur görmüyorsunuz, öyle değil mi?” dedim. Bu sözüm üzerine birden bire hayal kırıklığına uğradılar ve şok oldular. Böyle bir cevapla karşılaşmayı beklemiyorlardı. O vakte kadar arkadaşlarından daha önde duran ve soruyu soran genç geri çekildi ve arkadaşlarının arasına girdi.

    Ben konuşmaya devam ettim:

    “Anladığıma göre birtakım hayallerin peşinde koşarak, ömrünüzü geçiriyorsunuz. Cenab-ı Hakk insanın kalbine vicdan denilen bir hâkim-i adil koymuştur. O her şeyi insafla ve tarafsız olarak tahkik ve muhakeme eder, sonra hükmünü ona göre verir. Hak ve batılı gayet kati olarak temyiz ve tefrik eder. Doğru yolu gösterir. Şu halde ona buna sormanıza ne hacet, evvela vicdanınıza sorunuz. Bakalım ki, o lisan-ı hak ne hüküm veriyor.

    Bu halinize çok taaccüb ediyorum. Zevk ve neşe için bütün meşru yollar ve saâdet kapıları sizlere kapandı mı ki, böyle süflî ve adî yolları takip ediyorsunuz? Siz fakültede yalnız bunu mu öğrendiniz? Sizin zevkiniz sadece nefs-i emmarenize mi münhasırdır? Akıl ve vicdanınızın zevki yok mudur? Yaradılışınızın gayesi bu mudur? Sizin düşüncenize göre Cenab-ı Hakk, bu kâinatı sadece insanların şehvetlerini tatmin için yaratmış olur. Bunu aklınız kabul ediyor mu?

    Cenab-ı Hakk şehvet hissini yaratmış ama, bu ihtiyacı karşılamak için de evlilik gibi helal ve meşru bir yol göstermiştir. İslâm dini evliliği bir kadınla da sınırlamamıştır. Bediüzzaman’ın dediği gibi, “Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur.” Evliliğin bir çok güzellikleri vardır. Bunlardan birisi nesillerin devamıdır.

    Cenab-ı Hakk’ın insanlara bahşettiği en büyük nimetlerden biri de şehvettir. Şehvetin verilmesindeki esas gaye nesillerin devamıdır. İnsan olsun, hayvan olsun bütün nesillerin devamı o nimet üzerine bina edilmiştir. Eğer o nimet olmasaydı, insaniyetin mevcudiyeti devam etmezdi.

    İnsanların şehvetini tatmin edecek en önemli müessese “evlilik” olduğu gibi onların huzur ve iffeti de ancak “izdivaç” sayesinde olabilir. Evlenme, nesilleri karışmaktan ve dejenere olmaktan muhafaza eder. Aileler sağlam olur ve milletin yapı taşı haline gelir.

    İnsan iffetini namusunu ve güzel ahlâkını evlilik ile muhafaza edebilir. Bir milletin ebed müddet yaşaması, terakki etmesi buna bağlıdır. Çünkü huzur ve saâdetin kaynağı bunlardır. Bunlardan kaçan bir gençlik, sefahatin esiri haline gelir. Akılları daima şehvete mağlup olur. Artık o millete terakki, saâdet, huzur kapıları kapanır. Tarihin şehadetiyle sabittir ki, şehvetine mağlup olan milletlerin şan ve şevketleri, kuvvet ve saltanatları zail olmuştur. Devletleri haritalardan silinmiş ”

    Bütün bu konuşmalardan sonra birlikte çay içtik. Daha sonra gittiler.

    Aradan birkaç gün geçmişti ki, o soruyu soran genç yalnız olarak medreseye geldi. Bana, o gün ki konuşmalarımızdan sonra bir türlü rahat edemediğini, uykularının kaçtığını ve öyle bir sual sorduğu için utanç duyduğunu anlattı ve şöyle dedi:

    “Hocam çok pişmanım. O gün beni arkadaşlarım tahrik ettiler. Onların isteği ile konuştum. Fakat sizin izahlarınız sayesinde ufkumuz genişledi. Bir çok hakikatlere kapı açtınız. Şimdi hem size teşekkür etmeye hem de özür dileyip affınızı istirham etmeye geldim.”

    Ben de , “Kusuru itiraf fazilettir. Zaten hatasından dolayı özür dilemek aklın icabı olduğu gibi mazereti kabul etmek de, insafın gereğidir. Çünkü her şeyde bir hayır vardır. Bunda da bir hayır vardır” dedim :

    “Faraza bu zevkler helal de olsa ânî ve fânîdir. Meselâ, birkaç gün önce bir şey yemişsen, bu gün onun lezzetini alamazsın, çünkü o zevk ve lezzet çoktan gitmiştir. Fakat akıl ve marifetin zevki ebedîdir, daimîdir. Onlara ait bir şey tahsil etmişsen o bâkidir. Ondan sürekli lezzet alabilirsin.

    Akıl, Cenab-ı Hakk’ın insana ihsan ettiği en büyük bir hediyedir; hayr ve şerri idrak eden bir Nur-u İlâhîdir, bir saâdet vesilesidir. Binaenaleyh tefekkür sahibi bir kimsenin aklın hakimiyetini temin için onu marifet ve faziletle kuvvetlendirmesi lazımdır. Her şey için münasip bir zaman vardır. Gençlik de ilim tahsiline mahsusdur.

    İnsanın kalbini tatmin edecek bir vasıta varsa o da iman ve ubudiyet, fazilet ve marifettir. Ruhun gıdası ve vicdanın ziyası bunlardır. Akıl ve vicdanın huzuru da bunlarla sağlanır. Bahtiyar bir arif-i billahın vefatı anında talebeleri onun etrafında ağlayarak kendisiyle vedalaşıyorlarmış. Fakat o zat, “Sakın sakın! Bana ağlamayın, ben şimdi hayat-ı hakikiye mazhar oluyorum. Fânî hayattan ebedî hayata gidiyorum. Huzur-u Rahman’a kavuşuyorum” demiş. Herhalde o zatın hayatında ettiği iyilikler, ibâdetler, ilim ve irfan sahasında yapmış olduğu hizmetler, karşısında bir cennet manzarası gibi tecessüm etmiş. İşte iman, ubudiyet ve marifetin neticesi budur.

    Geçen sohbetimizde gençlik için, “ömrümüzün baharı” demiştiniz. Eğer gençlik ömrün baharı ise, bu baharın muhakkak, bir kışı vardır. Yani insan daha sonra ihtiyar olacaktır. İnsanın gençliğinde yapmış olduğu hatalar ve işlediği günahlar hayatının son demlerinde pişmanlıklar ve vicdan azapları olarak karşısına çıkar ve onu rahatsız eder. Dudaklarından dökülen ahlar ve eninler kalbini yakar. Bundan başka, herkesin nefretini kazanmış olarak dünyadan gider. İşte kardeşim, nefs-i emmaresini tatmin etmek için sefahat içine dalan bir bedbahtın hali netice itibariyle budur. Akıllı insan daima ileriyi düşünmelidir. Önümüz ihtiyarlık ve ölüm, daha sonrası kabir, mahşer ve hesaptır.”

    Mevzumuzla alakalı olarak, dünyaca meşhur bir fikir adamının ölümü esnasında etrafındaki talebelerin, sizin için ne yapabiliriz, bir arzunuz var mı? Suallerine karşı “Evet var fakat siz yerine getiremezsiniz.” Nedir? Dedikleri zaman “Bir avuç marifet, bir avuç marifet” diye cevap vermiş.

    Hayatım Hatıralarım
    Mehmed Kırkıncı
    Zafer Yayınları-İst-2007

    Cevaplar.org

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




  2. #2
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Gençliğin Baharını Yaşamak İsteyenler

    Emeğinize sağlık. Allah (c.c) razı olsun.

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Gençliğin Baharını Yaşamak İsteyenler

    Emeğine gönlüne sağlık arzu faydalı bir paylaşım olmuş..


    Seni çok Özledim Annem

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Gençliğin Baharını Yaşamak İsteyenler

    Sağolun, teşekkür ederim Allah(c.c) razı olsun...

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




Benzer Konular

  1. Alyans ısteyenler
    By Konyevi Nisa in forum Takı & boncuk işleme
    Cevaplar: 27
    Son Mesaj: 04.07.09, 12:21
  2. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 18.12.08, 20:55
  3. Huzurlu Bir Hayat İsteyenler...
    By Konyevi Nisa in forum Hikmetli Sözler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 31.08.08, 17:18

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •