Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"İslam hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maişeti olup, buna kanaat edene ne mutlu!" [Tirmizî, Zühd 35, (2350).][5]

AÇIKLAMA:

Yeterli miktar diye tercüme ettiğimiz kefaf'ı en-Nihaye'de İbnu'l-Esir şöyle açıklar: "Bu, kendisine muhtaç olunan miktarı karşılayıp, artmayan şeydir. Bir başka ifadeyle asgarî ölçüde ihtiyaca yeten miktardır. Kefaf miktarda tereffüh, tefahur yoktur."
Şu halde hadis, İslamî hidayetle müşerref olduktan sonra muhanete muhtaç kılmayacak en az miktarda maddî ihtiyaçlarını temin edebilen kimseyi tebrik etmekte, "ne mutlu ona" demektedir. Çünkü fazlasının hesabı var, o fazlalığın şevkiyle şımarma, harama kaçma, "hakkını verememe" tehlikesi var.[6]

ـ4857 ـ4ـ وعن أبي سعيد الخُدْريّ رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]سَألَ نَاسٌ مِنَ ا‘نْصَارِ رَسُولَ اللّهِ # فأعْطَاهُمْ مَا سَألُوهُ ثُمَّ سَألُوهُ، فأعْطَاهُمْ
مَا سَألُوهُ. ثُمَّ سَألُوهُ فأعْطَاهُمْ مَا سَألُوهُ. حَتّى إذَا نَفَذَ مَا عِنْدَهُ قَالَ: مَا يَكُونُ عِنْديِ مِنْ خَيْرٍ فَلَنْ أدّخِرَهُ عَنْكُمْ، وَمَنْ يَسْتَعْفِفْ يُعِفُّهُ اللّهُ، وَمَنْ يَسْتَغْنِ يُغْنِهِ اللّهُ، وَمَنْ يَتَصَبَّرْ يُصَبِّرْهُ اللّهُ، وَمَا أُعْطِي أُحَدٌ عَطَاءً هُوَ خَيْرٌٌ لَهُ وَأوْسَعُ مِنَ الصَّبْرِ[. أخرجه الستة.وزاد رزين رحمه اللّه تعالى: ]وَقَدْ أفْلَحَ مَنْ أسْلَمَ وَرُزِقَ كَفَافاً وَقَنَّعُهُ اللّهُ بِمَا آتَاهُ[.قُلْتُ: زَيَادَة رزين أخرجها مسلم والترمذي من رواية ابن عمرو بن العاص واللّه أعلم.»الكَفَافُ« الّذي يفضل عن الحاجة و ينقص .