46- Bize Aliyyu'bnu'1-Ca'd (230) tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şu'be, Ebû Cemre ed-Dab'î(128)'den haber verdi. Ebû Cemre şöyle dedi: Ben İbn Abbâs'ın maiyyetinde oturuyordum; İbn Abbâs beni kendi seririnin üzerine oturtur idi. Bana: Benim yanımda ikaamet et, sana kendi malımdan bir hisse ayırayım, dedi. Bunun üzerine ben onun maiyyetinde iki ay ikaamet ettim. Sonra İbn Abbâs şöyle dedi: Abdu'l-Kays hey'eti(Bahreyn taraflarından) Peygamber'in yanına geldik*leri zaman, Peygamber (S):
- Sizler kimlerdensiniz, yâhud: Nerenin hey'etisiniz? diye sordu. Onlar:
- Biz Rabîa kabîlesindeniz, dediler.
- Hoşgeldiniz, Allah sizleri utandırmasın, pişman etmesin, buyurdu.
Bunun üzerine:
- Yâ Rasûlallah, biz sana yalnız haram ayda gelebiliriz. Senin*le aramızda kâfir olan Mudar kabilelerinden şu topluluk vardır. O hâlde bize kestirme bir şey emret de geride kalanlarımıza haber vere*lim; o sebeble de cennete girelim, dediler. Peygamber'e içkileri de sordular.
Peygamber onlara dört şey emretti, dört şeyden de nehy etti. On*lara yalnız Allah'a îmân ile emrettikten sonra:
- Yalnız Allah'a îmân etmek ne demektir, bilir misiniz? diye sordu.
Onlar:
- Allah ve Rasûl'ü en iyi bilendir, dediler. Peygamber:
- Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehâdet, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı eda etmek, ramazân orucunu tutmak ve ganimetin beşte birini vermenizdir, buyurdu.
Keza onları dört şeyden, yâni hantem, dubbâ', nakîr, müzeffet (denilen kaplara hurma yâhud üzüm şırası koymak)ten nehyetti. İbn Abbâs'ın müzeffet yerine mukayyar dediği de rivayet edilmiştir .
Bunun ardından Rasûlullah o hey'et ferdlerine:
- Bu emrettiklerimi iyice belleyiniz ve bunları arkanızda bırak*tığınız kimselere haber veriniz, buyurdu