Allah-u Zülcelal’e kavuşmak ve O’nun rızasına giden yolda yürüyebilmenin çaresi, nefse muhalefet etmektir. Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
“Kim Rabbinin azametinden korkup nefsini heva ve hevese uymaktan menederse; Onların varacağı yer cennettir.” (Naziat; 40-41)
Daima nefsin peşinden gitmek, boş konuşmalar yaparak, vaktimizi harcamak çok yanlıştır. Denilmiştir ki:
“ İpini heva ve heves eline terk etme. Çünkü bu seni karanlığa götürür.”
Ebu Bekir Temestani şöyle demiştir:
“ En büyük nimet, nefis diyarından çıkmaktır. Çünkü insan ile Allah-u Zülcelal’in arasındaki en büyük perde nefistir.”
Unutmamak lazımdır ki, nefse muhalefet ibadetin başıdır. Allah-u Zülcelal’in rızasına giden yol üzerinde olmanın alameti, nefse muhalefettir. Nefse muhalefet etmekse, onun arzu ve isteklerini terketmektir.
“ Nefse muhalefet etmek suretiyle Allah-u Zülcelal’e ibadet edildiği gibi başka bir şeyle ibadet edilmemiştir.”
Nefse muhalefet etmek, Allah-u Zülcelal katında çok makbuldür. Çünkü nefis, daima Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerinin tersine hareket eder. Ona muhalefet edip, Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerine sarıldığımız zaman bu hal, Allah-u Zülcelal’in de çok hoşuna gider.
Ama kendimizi nefsin eline esir edersek, o bizimle bir oyuncak gibi oynar.