…Candamarı Şahdamarı…
"çok yakın!" Senin sana olduğundan bile yakın.
Kendi kendini çağırdığında ne kadar yakından duyuyorsan,
ondan da yakınım. Kendinden bir şey istediğinde ne kadar çabuk cevap veriyorsan,
bundan daha yakınım..
Suskunluğunun kelimelerini hatta kara gecede kara toprağın içinde dolaşan
kara karıncanın ayak seslerini duyacak kadar her yarattığıma yakınım…
Halifem olarak Ahsen-i takvîm üzerine yarattığım sana şahdamarından da yakınım…
Ben sana böyle yakınım…
Yapman gerekirken yapmadıklarınla.,yapmaman gerekirken yaptıklarınla uzaklaşan.,
Bana yakınlık için üzerine farz kıldığım amel ibadet ve vesilelere yüz çevirerek
Bana gurbet kalan Sensin…
Öyleyse, secde et ve yaklaş ve hisset.!
Alnına dokunacak yakınlığım..
Aslında yaratılış gayenin alnına yazılıdır yakınlığım..
Araya benliğini ve gafletini koyduğun için.,imanını değil nefsini beslediğin içindir
bana uzaklığın..
Günah üstüne günah işledin.,hata kusur günahlarını Benden fazla sevdin.,
Şeytânın seni Benim Rahmetimle kandırmasına izin verdin.,
Bana karşı sorumluluklarını erteledin..Harama bakmaktan ve gafletten
perdelendi gözlerin.,kirlendi dudakların.,yalanlara gıybetlere iftiralara boş sözlere
ve isyanlara değdi dilin…Seni her an gördüğümü.,her an duyduğumu bile bile
sanki görmüyormuşum duymuyormuşum gibi yaşıyorsun…
Yaradılış gayenden ve istikametinden saptığın için Ruhun kalbin fıtratın vicdanın boğuluyor.,
pişmanlıklar içinde yoruluyorsun.,Bana sözler verip bozuyorsun…
Ben seni Cennet’ime namzet nimetlerle donatmışken sen Kendi irade ve tercihlerinle
kendini bile bile Cehenneme taşıyorsun…
Bir hatırlasana; bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey değildin..
Eksikliğini kimsenin dert etmediği bir yokluktun yoktun..
Seni var kılmayı murad ettim KÛN dedim ..
Kendi yokluğunu kendinin bile fark etmediği zamanda sana insan olarak bir hayat bahşettim..
Bir kan pıhtısından seni yarattım.,ana rahminde üç karanlık evrede seni barındırdım.,
bebekliğinde anne babanı ve büyüklerini sana hizmetkar yaptım…
RAB ismimin ve ESMÂÜL HÜSNA’mın tecellisi gereği Besledim Büyüttüm Geliştirdim
Terbiye ettim ve binlerce nimetimi senden esirgemedim…
Oysa sen bana hasım kesildin…
Şükredeceğine şikayet ettin.,Hamd edeceğine nankörlük ettin…
Senin Bana yaptıklarını bir başkası yapmış gibi sana anlatsam kendi
Yaptıklarına ilk kızacak olan sensin..Ey insanoğlu ne zaman insafa geleceksin.???
Şimdi soruyorum sana ;
Kolayca gözden çıkarılacak, leke diye silinebilecek, kirli ve isimsiz bir damlaydın;
seni insan ettim..Yokluğunda seni yakıp yok edebileceğim halde.,
varlığından niye öç alayım., niye seni önemsiz sayayım?
Senin Benim yerime tercih ettiklerinin seni terkettiği yerde Ben seni hiç terk etmemişken.,
seni niye unutulmuşluğa terk edeyim??
Seni kendime muhatap seçecek kadar önemsediğim halde,
niye kurumuş kemiklerini toprakta bırakayım??
Seni hiç yoktan yarattığım halde, hiç sebepsiz var eylediğim halde,
ikinci defa yaratmaktan niye usanayım, niye vazgeçeyim?
Bir kez daha hatırlatıyorum ; unutma gafletine kurban etme ve dinle ;
BEN SANA SENDEN HATTA ŞAHDAMARINDAN DA YAKINIM………