1938. Bize Muhammed b. Yusuf, İbn Uyeyne'den, (O) Süleyman el-Ahve'den, (O) Tâvûs'tan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: (Eskiden) halk, (haccin sonunda hemen) etrafa dağılırlardı. Bunun için Rasulullah (Saltallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştu: "Hiçkimse, son işi Kabe'ye (Veda Tavafı yapmak) olmadıkça sakın ayrılmasın!"

1939. Bize Müslim b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize Vu-heyb rivayet edip (dedi ki), bize İbn Tâvâs, babasından, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Hayızlıkadının, ifâda (ziyaret) tavan yaptığında, (veda tavafı yapmadan Mekke'den) ayrılmasına izin ("ruhsat") verildi." (Tâvûs, aynı senede göre) sözüne şöyle devam etmiştir: Önceki sene İbn Ömer'i; "(hayızlı kadın, veda tavan yapmadan) ayrılmaz!" (derken) işitmiştim. Sonra O'nu, şöyle derken işittim: "O ayrılır. Çünkü Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara izin ("ruhsat" vermiştir!1'

1940. Bize Abdullah b. Salih, şöyle diyerek haber verdi: Bana el-Leys rivayet edip (dedi ki), bana Ukayl, İbn Şihâb'dan rivayet etti ki, O şöyle demiş: Bana Tâvûs el-Ye mâni haber verdi ki, O; Abdullah b. Ömer'i, kendisine; kadınların, bayramın birinci günü ifâda (ziyaret) tavafını yaptıkları halde (daha sonra) hayız olduklarında (Mekke'den) ayrılmadan önce Kabe'ye (veda) tavafi yapmalarına engel olunması (meselesi) sorulurken işitmiş de O, (buna cevap olarak) şöyle demiş: "Muhakkak ki Aişe, (bu konuda) kadınlara tanınan bir kolaylıktan ("ruhsaf'tan) bahsederdi." Bu (soru-cevap Hadisesi), Abdullah b. Ömer'in ölümünden bir yıl önce olmuştu.