1875. Bana Ferve b. Ebi'l-Mağra' rivayet edip (dedi ki), bize Ali b. Mushir, Hişam b. Urve'den, (O) babasından, (O da) Hz. Aişeden (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasûlullah (Sal-laltahu Aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurmuştu: "Senin kavminin zamanı küfür (dönemine) yakın olmasaydı, Kabe'yi yıkar, sonra onu İbrahim'in temeli üzerine bina ederdim. Çünkü Kureyş (onu, yıkıldığında yeniden) bina ettiklerinde (maddi imkânsızlıkları sebebiyle) tamamen asli temelleri üzerine bina etmekten) aciz kalmışlardı. Ayrıca ben ona, (ön kapısının karşısında) bir arka kapı yapardım.

1876. Bize Muhammed b. İsa haber verip (dedi ki), bize Ebul-Ahvas, el-Eşas b. Suleym'den, (O) el-Esved'den, (O da) Hz. Aişe'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Hz. Pey-gamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) "bu duvar (yani Hicr-i İsmail'in duvarı) Kabe'den midir?" diye sordum. "Evet" buyurdu. "Öyleyse", dedim, "onlar ne diye onu Kabe'ye katmamışlar?" Şöyle buyurdu: "Doğrusu (bunu yapmaktan, helâl) para ve malzeme (eksikliği) alıkoymuştu!" "Peki, kapısı neden yüksek?" dedim. Buyurdu ki, "Kabilen bunu, dilediklerini içeri sokmaları, dilediklerine engel olmaları için yapmışlardı. Kabilenin zamanı, cahiliye dönemine yakın olmasaydı, bu sebeple de ben, kalplerinin (bunu) yadırgayacağından endişe etmeseydim, ciddi olarak Hicr-i (İsmail'e) yönelir ve onu Kabe'ye katar, (Kabe'nin) kapısını da yer seviyesine indirirdim."