Ya Rabbi!... ben pişmanım…
Her kelam pek çok manaya gelir pek çok kişilerce. Her nefes
kadar manası vardır bir tek kelimenin bile… Aşkı Mecnun’a
sorsanız bir başka tefsir yapar, Leyla’ya sorsanız bir başka
mana verir. Bir profesör ihtisas gördüğü alana göre anlatır
öğrencisine.
İşte öyle bir kavram öbeği var gönlümüzde dilimizde
terennüm eden ve dost gönüllerine sunulmayı bekleyen…
Ya Rabbi Ben Pişmanım…
Huzur… Bir daha hiçbir zaman ve mekânda bulunamayacak
olan… Hâl… Gözler kapalı, baş eğik, sırtta onlarca yükün
ağırlığı…
Vak’a… Önce bir Güzel’in ağzının açılışı… Dökülen inci
taneleri…
“Ya Rabbi!...”
Bu gönülden nidaya “Lebbeyk!” denmez mi? Sonra o sırtında
onlarca yük taşıyanın mahzun sesi…
“Ya Rabbi!...”
Öyle bir nida ki…“Ben…”
Bu “Ben…” deyiş cümle zelilliği ifade edişten gayrısı değil…
Büyüklenen bir küçüğün küçüklüğünün an be an farkına varışla
Yüce Huzur’a varışı ve içten içe büyüyen serpilen bir aşığın
“Sen geldin.” dercesine bir “Ben!” deyişi…Ve
“Pişmanım!...”
Cümle mahlûkat kulak kesilir bu söze… Susar ve başlar
dinlemeye…
Tek yankılanan iki kişinin cılız sesidir ve çıt yoktur koskoca âlemde…
“Bütün yapmış olduğum günahlardan…”
Bu söz bütün âlemi şahit tutuştur pişmanlığa aslında… “Bir”
Olan’ın huzurunda… Derin bir “ahhh” izi vardır ahvalde ve
“Ahh! Âşıkların esmasıdır” hakikatte…
“Keşke yapmasaydım”
sözleri dökülür ağızdan… Yeryüzünde “keşke” sözü, tek
buraya yakışır ve yalnız bu söze aittir “keşke…”
Nasıl ki “ben” sözü bir başka yerde zarardan gayrısı
değildir. “Keşke” sözü için de aynı hâl geçerlidir.
Ve ağızdan dökülen “İnşaAllah” sözü bir başka yakışır âşığın diline…
“Bir daha ben yapmayacağım!..”
ve yine “ben…”
“Ben pişmanım…” derken bütün günah yüklerini sırtından
atan âşık “İnşallah bir daha ben yapmayacağım” derken ayrı
bir yük yüklenmiştir sırtına… Aşk’a, meşk’e, Âşık’a, Maşuk’a,
vefa’ya… Söz vermiştir o artık. Dönülemeyesice, ölse de vaz
geçilemeyesice bir söz…
Ve…
“Ben Kabul Ettim!...”
Devamı bambaşka bir âleme dahil olmaktır… Apaçık bir
davetten gayrısı değildir devamı dostlar…
Gözlerimizi kapayalım, Âşık olup Maşuk önünde diz kıralım,
boyun burup oturalım. Ve söyleyelim… Haydi… Bir defa
daha…
“Ya Rabbi! Ben pişmanım, bütün yapmış olduğum
günahlardan. Keşke yapmasaydım. İnşaAllah bir daha ben
yapmayacağım.
"Ben Kabul Ettim…!”
Vesselâm...