Altın Halkalı Köprüsü (Merkez)


Erzurum’da Aras Nehri üzerindeki Altın Halkalı Köprüsü’nün kitabesi günümüze gelemediğinden ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır.Bununla beraber XIII.yüzyılda yapıldığı mimari üslubundan anlaşılmaktadır.


Evliya Çelebi köprünün Çobaniyandan Melik Gazi tarafından yaptırıldığını yazmıştır. Ayrıca köprü yıkılır veya harap olursa onarılması için de mermer üzerine altından bir halka konulduğunu belirtmiştir. Bu yüzden de köprüye Altın Halkalı Köprü ismi yakıştırılmıştır.


Kesme taştan, yuvarlak kemerli bir köprüdür.



Murat Köprüsü (Merkez)


Erzurum’da şehir içinde, Murat Suyu üzerinde bulunan köprü Narmanlı ve Sıvırcık mahallelerini birbirine bağlamaktadır. Köprü Sultan IV.Murat’ın (1623-1640) Erzurum’u imar ederken bu köprünün yapılmasını istemiştir. Kitabesi bulunmamaktadır. Ancak yapı üslubundan XVII.yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.


Köprü kesme taştan ve tek kemerli olarak yapılmıştır.



Çoban Dede Köprüsü (Köprüköy)



Erzurum-Varto karayolu üzerinde, Hasankale’nin 15 km. doğusundadır. Köprü İlhanlı hükümdarı Gazan Han’ın (1295-1304) zamanında yörede yapılan imar çalışmaları sırasında Veziri Salduzlu Emir Çoban Noyin tarafından l297-1298 yıllarında yapılmıştır. Köprünün yapı formu ve baş kısmındaki bezmeler Selçuklu ve İlhanlı üslubunu yansıtmaktadır.


Karga Pazarı ve Aras nehirlerinin birleştiği yerde yapılan köprü 128.00 m. uzunluğunda, 8.50 m. genişliğindedir. Köprünün en büyük kemer açıklığı l3.00m olup en yüksek noktası da 30.00 m.dir. Yedi yuvarlak kemerli gözden meydana gelen köprünün ilk gözü son yıllarda yapılan onarım sırasında kapatılmıştır. Bugün altı gözlü olan köprü Homigi Köyü’nden getirilen taşlarla yapılmıştır. Köprünün kemerleri siyah, kırmızı ve gri renkli kesme taşlardan yapılmıştır. Taşların işlenişinde son derece ahenkli ve iyi bir işçilik gözlemlenmektedir. Ayrıca köprü ayaklarının altına yatay olarak ardıç ağaçları döşenmiştir. Böylece köprünün batmaması sağlanmıştır. Köprü ağırlığını hafifletmek için de tampon duvarları arasında boşluklar bırakılmıştır. Köprünün ayakları üzerinde son derece güzel işlemeleri olan köşkler yapılmıştır. Köprünün iki tarafında dörderden, üzerleri kubbeli sekiz köşk yerleştirilmiştir. Bunların bazılarının üzerlerinde alemler ve işaretler görülmektedir.


Köprü çeşitli dönemlerde onarılmıştır. Köprünün l872 yılı onarımını gösteren kitabe güneydeki korkuluk üzerine yerleştirilmiştir. Bu onarım öncesinde, l727 yılında da bir onarım daha geçirmiştir. Bunun dışında l946-l948 yıllarında bir kez daha onarılmıştır.



Dervişağa Köprüsü (Kuzgunköyü Köprüsü) (Pasinler)


Erzurum Serçme Çayı üzerinde, Kuzgunköyü’nde olan köprü kitabesinden öğrenildiğine göre Derviş Ağa tarafından l703 yılında yaptırılmıştır.
Köprü muntazam taşlarla tek gözlüdür.Çeşitli onarımlar geçirmiş, tek kemeri yıkılınca ahşap olarak yapılmıştır. En son l938’de bir kez daha onarılmıştır.



Karas Köprüsü (Ilıca)


Erzurum, Ilıca ilçesinde, Karaz Köyü’nün doğusunda bulunan köprü XVII.yüzyılda yapılmıştır. Bu köprünün daha önceden yapılmış bir köprü üzerine Osmanlı döneminde yapıldığı sanılmaktadır.


Köprü 85.00 m. uzunluğunda, 5.20 m. genişliğindedir. Sekiz sivri kemerli gözden meydana gelen köprünün en büyük kemer açıklığı 4.60 m.dir. Köprü kemerlerinin üzerinde ince bir tahfif kemeri daha bulunmaktadır. Bunun üzerinde de oldukça iri blok taşlardan oluşan bir korkuluk duvarı bulunmaktadır.



Kesik Köprü (Tortum)


Erzurum, Tortum ilçesindeki köprü Tortum-Çamlıyamaç yolu üzerindedir. Kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak yapı şeklinden Osmanlı döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır.



Kireçli Köprü (Tortum)



Erzurum, Tortum ilçesinde Tortum-Şelale yolu üzerindedir. Köprünün kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Yapı şeklinden Osmanlı döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır.


Kesme taştan ve tek gözlü bir köprüdür. Ortadaki tek göz oldukça geniş ve sivri kemerlidir. Günümüzde de kullanılmaktadır.







Erzurum Çeşmeleri


Erzurum çeşmelerinin su kaynaklarının büyük bir kısmı dağ sularından gelmektedir. Bu kaynaklar Osmanlı İmparatorluğu döneminde şehrin gereksinimini karşılayabilmek için hayırsever kişiler tarafından Palandöken Dağı eteklerinden künklerle şehre getirilmiş, künkler aracılığıyla da çeşmelere dağıtılmıştır. Bu suların içerisine yabancı maddelerin karışmamasına da önem verilmiştir.
Erzurum'un değişik mahalle ve semtlerindeki çeşmelere getirilen suların en önemlileri; Yeğenağa Suları, Lalapaşa Suları, Tophane Suları, Çetecibaşı Suları, Murat Paşa Suları, Şeyhler Suları, Hacı Derviş Ağa Suları, Habib Efendi Suları, İbrahim Paşa Suları ve Cafer Efendi Suları idi. Bu nedenle de şehrin hemen her köşesinde ve her sokağında gereksinimden fazla çeşme yapılmıştı. Tarihi kaynaklar Erzurum'da 200'e yakın çeşmenin varlığından söz etmişlerse de günümüzde bunların sayısı azalmıştır. Bu çeşmeler Klasik Osmanlı dönemi çeşmeleri burada da uygulanmıştır. Çeşmelerin büyük çoğunluğu mahalle aralarında tek çeşme olarak yapılmıştır. Bunun yanı sıra camilerin, medreselerin yanında da onlara bağlı ve o yapıları yaptıran kişilerin eklediği çeşmeler de bulunmaktadır. Çoğunlukla dikdörtgen şekilde olup, yuvarlak veya sivri kemerler içerisine ayna taşları, altına da yalak taşları konulmuştur. Bunların üzerine de banilerinin ve yapım tarihlerini belirten kitabeleri yerleştirilmiştir. Arkalarına da su hazneleri ve suyu buraya getiren kanallar yapılmıştır.


Erzurum çeşmeleri Anadolu’nun diğer bölgelerinde olduğu gibi kesme köfeki taşı veya yöresel Sivişli (Keverk) taşından yapılmışlardır. Kitabeler mermerdendir. Erzurum çeşmelerinin büyük bir bölümü XVIII.yüzyılda yapılmıştır. Genellikle tek yüzlü ve dikdörtgen bir cephe gförünümündedirler. Bu cephelere özel bir itina gösterilmiştir. Erzurum çeşmeleri birbirinin tekrarı görünümünde olup, küçük ayrıntılarla mimari farklılıklar yaratılmıştır.
Günümüze gelen Erzurum çeşmeleri arasında Cennet Çeşmesi, Gürcü Kapısı Hacı Mehmet Çeşmesi (1681), Safiler (Sabahane) Çeşmesi (1556), Kale Çeşmesi (1745), Yazıcıoğlu Çeşmesi (1748), İsmail Ağa Çeşmesi (1734), Çeteci Abdullah Paşa Çeşmesi (1750-1755), Dört Güllü Çeşmesi (1775), Osman Ağa Çeşmesi (1677), Narmanlı Camisi Çeşmesi (1734), Akpınar Çeşmesi, Hacı Dede Ağa Çeşmesi, Kırmızı Çeşme, Sansarcıbaşı Çeşmesi, Dabakhane Çeşmesi, Gül Ahmet Çeşmesi, Recep Ağa Çeşmesi, Paşa Pınarı Çeşmesi, Sıvırcık (Sığırcık) Çeşmesi ve Bakırcılar Cami Çeşmesi bulunmaktadır. Bunların yanı sıra kitabesi olmayan ancak, suları yönünden önemli çeşmeler de vardır. Bunların başında; Kırk Çeşme, Zeynel Çeşmesi, Cennet Çeşmesi, Dabakhane çeşmesi, Ali Paşa Çeşmesi, Ayas Paşa Çeşmesi, Bakırcı Çeşmesi ve Esat Paşa Çeşmesi gelmektedir.