
‘Gerçek dost’
konusunda isabetli seçimlerimizin yanında kaygılarımız
hayal kırıklıklarımız da olmuştur
muhakkak.
“iyi bir dost ya seyahatte ya da alış verişte belli olur”
denmiştir.
Dost sandığımız kişilerle bu ve benzeri herhangi bir diyalogumuz olmamışsa ve
biz de“dost” diye sarılmışsak;
Böylesi bir olay yaşarken şahit olduğumuz olumsuz olan şeyler
bizleri hayal kırıklığına uğratır.
Bencillik ve enaniyetten sıyrılmamış,
paylaşımcı ve fedakâr olmayan bir ilişkinin adını
“dost”
olarak kurmamız elbette yanıltıcı olur.
Açıkçası herhangi bir test ve deneme geçirmeden,
herhangi bir tecrübe yaşamadan bunu anlamamız zor oluyor.
Belki de duygusal yapımız gereği karşılaştığımız bir güler yüz,
sıcak bir karşılama bizleri celbediyor ve hemen dost diye bağlanıveriyoruz.
Dertleşmeler ve sır paylaşmaları derken belli bir aşamaya geliyor.
Kişisel çıkar söz konusu olduğunda ortaya çıkan
gerçek yüzler dünyamızı allak bullak ediyor
Bu yüzden, insanlar birbirlerini denemeden,
test etmeden (ki bu da süreç içerisinde olmalı),
belli çıkar ya da acıları yaşamadan bu konuda hüküm vermemeli.
Aksi hayal kırıklığı olur ki, telafisi çok zaman alır.
Mevlana Hazretlerinin bir öğrencisi ile yaşadığı şu olay
bu konuyu tüm çıplaklığı ile anlatmaktadır:
Mevlana ve bir öğrencisi,
dostluğun ve arkadaşlığın konu edildiği bir söyleşiden çıkmışlar,
yolda birlikte yürüyorlardı.
Biraz ileride yolun kenarında, iki köpeğin koyun koyuna sokulmuşlar,
birlikte uyumakta olduklarını gördüler.
Öğrencisi, biraz önceki söyleşinin de etkisi altında kalarak, bu görüntü karşısında çok duygulandı ve bu duygusunu
Mevlana ile paylaşmak istedi:
“Efendim şu manzaraya bakın” dedi.
“Ne denli
yüce bir ders alınacak dostluk örneği, değil mi?”
Mevlana, öğrencisinin bu heyecanı karşısında hafifçe gülümsedi ve
kişisel çıkarların nice dostlukları yakıp kül ettiğini anımsattıktan sonra ona,
unutamayacağı bir ders verdi:
“Evlat, sen onların arasına bir kemik atıver de,
bak o zaman gör dostluklarını” dedi.
“Bir dostluk, kişisel çıkar karşısında unutulmayacak denli sağlamsa,
ancak o durumda bir değer ifade eder ve ancak o zaman onun adına
‘gerçek dostluk’ denilir