GENEL BİLGİLER:

Grekçe “enourein = idrar yapma” kelimesinden gelen “enurezis = gece yatak ıslatma” M.Ö. 1550’de Ebers papiruslarında bile zikredilen en eski hastalıklardan biridir. Bir enuretik çocuğun tanı ve tedavisinin Amerika B.D.’nde bugün yaklaşık 5000 dolara malolduğu düşünülürse meselenin ciddiyeti anlaşılır. Yatak ıslatan çocuklara (enuretikler) hiçbir tedavi uygulanmasa dahi aynı zamanda bir toplumsal problemdir.

TANIM VE SEBEPLER:

Bugün modern ürolojide kabul edilen tanıma göre “enurezis nokturna” %20-25’i ise arada en az 6 aylık kuru bir dönem geçirdikten sonra tekrar yatak ıslatan (sekonder) çocuklardır.

Yatak ıslatmanın sebeplerine bakıldığında bu konudaki yaygın görüşler arasında şunları sayabiliriz:

1.Genetik: Anne her ikisi veya kardeşlerde enurezis olması

2.Merkezi sinir sisteminde olgunlaşmanın gecikmesi sonucu uykuda idrar kesesi kasılmalarının baskılanamaması

3.Uyanma bozukluğu: Uykuda dolu mesanenin algılanıp uyanılmasında güçlük

4.Normal bireylerde gece boyunca böbreklerden idrar yapımını azaltan bir hormonun (ADH) uyku sırasındaki idrar miktarının artması

5.Sınırlı bir kısım olguda ise psikolojik faktörler.

Yatak ıslatmanın nadir görülen sebepleri arasında ise; kronik bademcik iltihabı veya geniz etine bağlı üst solunum yolu tıkanıklığı kronik kabızlık ve idrar yolu iltihapları sayılabilir.

TANI:

Enurezis nokturna tanısını koyup konunun uzmanı bir ürolog tarafından:

a)Ayrıntılı bir hastalık öyküsü alınıp sorgulama yapılması

b)İşeme-dışkılama çizelgesi tutulması

c)Genişletilmiş fiziksel muayene

d)Tam idrar tahlili yapılması

genellikle yeterlidir.

Bu basamaklardan sonra ileri tanı yöntemlerine başvurularak daha ayrıntılı tetkikler uygulanır.

TEDAVİ:

Tedavide ilk ve en önemli adım problemin mutlaka çözüleceğine dair güven vermek ve suçluluk duygusunu gidermek çok önemlidir.

Enurezis nokturna tedavisinin genelde üç biçimi vardır:

1. 1. 1. Davranış değiştirme tedavisi

2. 2. 2. İlaç tedavisi

3. 3. 3. İlk ikisinin kombinasyonu

Davranış değiştirme tedavisinde şartlı refleks oluşturup gece mesane dolumunu algılamayı öğreten alarm cihazı tedavisi tatbik edilir. Bu yöntemlerde çocuğun ve ailenin sıkı ilgisi ve kooperasyonu şarttır.

İlaç tedavisinde ise bugün için mevcut ağız ya da burun yolu ile uygulanan ilaçlardan biri veya birkaçı verilebilir.

Şurası bilinmelidir ki anlayış ve tedavi eden doktor ile aile ve çocuk arasındaki kooperasyon başarının püf noktasıdır.

Her hastalıkta olduğu gibi zamanında ve aktif bir tedavi yaklaşımıyla kuru geceler ve mutlu bireyler sağlamak mümkün olacaktır