2)Çevrenin kendinden farklı olduğunun artık yeterince farkındadır. Artık bir yabancının onu anneden uzaklaştırması o şimdi annesini kapıdan uğurlar. Hatta anaokuluna gider. Anaokuluna gidiş gibi anneden ayrılırken bu dönemde hala olay çıkarıyorsa mutlaka bir sorun vardır.

3)Çevresini yeterince fark edebildiğinin kendini çevreden ayırt edebildiğini ispat etme çabası yani olumsuzluk.

4)Üç yaşın ortalarına doğru parmaklar beyinden aldığı komutlara yavaş yavaş uymaya başlar. Eğri çizgilerin az çok birleşmesinden oluşmuş bir baş ve ondan çıkan çizgilerde kol bacak ve saçlar ayırdedilir.

5)Çocuk canlı bir objeyi değil beynin gerçek bir bilişsel yeteneğidir ve bilişsel yetenek basamaklarına paralel bir gelişme gösterir.

6)Gerçekten de bilişsel gelişim oldukça ilkeldir. Obje devamlılığının kazanılması ile birlikte duyusal motor dönem bitmiş yerine işlevsel olmayan bir mantığın ilk öğeleri yeni yeni belirmeye başlamıştır. Bu gelişmekte olan mantığa göre;

Çocuklar maddelerin cansız olabileceğini algılayamaz. Ona göre her şey canlıdır. Yani bardak düşüp kırılsa ileride oyuncak istemek için ağlamak gerektiğini anlar. Çünkü ağlama sebebi oyuncağın verilme sebebini çoktan geride kalmıştır.

7)Kaba ve ince motor hareketlerini oldukça iyi yapan hemen hemen çevreyi algılama ve bilişsel mantık seviyesindeki gerilikle eşdeğerdedir. Bu nokta oldukça önemlidir.

Üç yaşın sonlarına doğru ana okuluna başlamak için iyi bir yaştır.