Trikomonas enfeksiyonunda görülen vajinal akıntı
Tanı
Trikomonas teşhisijinekolojik muayene ve alınan akıntı örneğinin direk mikroskop altında incelenmesi ile konur. Mikroskop altında hareketli trikomonasların görülmesi tanı için gereklidir. Ayrıca bazen başka bir nedenle alınan servikal smearda da da trikomonaslar saptanabilir.
Trikomonas enfeksiyonunda
servikste çilek görüntüsü
Tedavi
Tedavide hem sistemik ilaçlar hem de lokal ovüller kullanılır. Trikomonasda eş tedavisinin de yapılması iyileşme oranlarını arttırır. Tedavi süresince kondom kullanılması oldukça faydalı olur.
Mycoplasma ve ureaplasma enfeksiyonları
Mycoplasma ve ureoplasma doğada yaşayan bilinen en küçük tekhücrelilerdir. Diğer mikroorganizmalardan farklı olarak bir hücre duvarı içermezler. Bu özellikleri nedeniyle etkileri genellikle hücre duvarı üzerinde olan pek çok antibiyotiğe karşı dirençlidirler. Yine aynı özellik nedeni ile mikrobiyolojik incelemelerde kullanılan gram boyması gibi bazı laboratuvar incelemeleri bu mikroorganizmalar üzerinde uygulanamaz.
Bugüne kadar izole edilmiş onbeşten fazla türü olmakla birlikte sadece 3 tanesi insanlar için özel önem taşır. Bunlar Mycoplasma pneumoniae ile Mycoplasma hominis ve Ureaplasma urealyticum'dur. M. pneumoniae insanlarda zaatürreye neden olurken diğer ikisi sıklıkla üreme sistemini ilgilendiren patolojilere neden olurlar ve bu nedenle genital mycoplasmalar olarak adlandırılırlar.
Gebelikte ise plasenta ve amniyon zarında enfeksiyona neden olarak erken doğumlara yol açabilirler.
Daha nadir olarak yenidoğan bebekte doğumsal zaatürrebakteremi ve hatta ölüme yol açabilecekleri bilinmektedir. Ancak bu çok çok nadir karşılaşılan bir durumdur.
Yine çok nadir olarak uzak bölgelerde eklemlerde ve solunum sisteminde iltihaba yol açabilirler. Ancak bu hastalıklar için risk grubunu bağışıklık sisteminde sorun olan kişiler oluşturmaktadır.
Mycoplasmaların sezaryen sonrası yara yeri enfesiyonuna da neden olabildiği bilinmektedir.
Genel olarak mycoplasma ve ureaplasmalar şu hastalıklara neden olabilirler.
Urethrit: Ürethra enfeksiyonu. İdrar yollarında mesane ile vücut dışı arasındaki bağlantıyı sağlayan yol. Erkekte penis içinde yer alırken kadında direk vajinanın üst kısmına açılır. İdrar buradan dışarıya atılır.
Pyelonefrit: Böbrek iltihabı
Pelvik iltihabi hastalık
Endometrit: Rahşm içindeki endometrium dokusunun iltihabı
Koriyoamniyonit: Gebelikte rahim içinde görülen iltihap
Cerrahi yara enfekyionları
Eklem iltihapları
Yenidoğanda zaatürre ve menenjit
Burada unutulmaması gereken çok önemli bir nokta yukarıdaki tüm durumların ortaya çıkmasında mycoplasmaların çok çok düşük bir olasılıkla ana neden olduğudur. Bu hastalıkların altında yatan neden çoğu zaman başka bir organizmadır.
Mycoplasma ve ureaplasmaların kısırlığa neden olup olmadıkları konusu tartışmalıdır. Direk olarak neden olmasalar bile örneğin pelvik iltihabi hastalık sonrası sekel olarak kısırlık ortaya çıkabilir.
Öte yandan erkeklerde sperm sayı ve hareketini bozarak çocuk sahibi olmayı güçleştirebilir. Düşük ve erken doğumlara neden olabilmesi nedeni ile tekrarlayan düşüklerin altında yatan nedenlerden birisi de mycoplasma enfeksiyonları olabilir.
Tanı
Mycoplasma ve ureaplasma enfeksiyonlarının tanısı şüphelenilen durumlarda alınan kültür ile konur.
Vajinal akıntısıkronik pelvik ağrısı olan kadınlarda bu mikroorganizmalara yönelik kültürlerin de yapılması önerilir.
Tedavi
Mycoplasma ve ureaplasma enfeksiyonlarının tedavisi tıbbidir. Ancak penisilin ya da sefalosporinler gibi sıkça kullanılan antibiyotikler bu mikroorganizmalar üerinde etkili değildir. Çünkü adı geçen antibiyotikler bakterilerin duvar yapısını bozarak etki gösterirler. Oysa mycoplasmalarda hücre duvarı yoktur.
Tervcih edilecek antibiyotiğe kültür sonucuna göre karar verilir. Kültürle birlikte yapılan antibiyogram testinde mikroorganizmanın hangi antibiyotiğe duyarlı hangisine dirençli olduğu araştırılır.
Ondört günlük tedaviyi takiben yeniden kültür alınarak enfeksiyonun geçip geçmediği kontrol edilmelidir. Devam eden ısrarcı enfeksiyon varlığında ikinci bir kür uygulanması gerekli olabilir.
Hastaların %90'ında tek kür tedavi yeterli olmaktadır.