Osteoporoz kelimesi; Yunanca osteon/kemik ve poros/küçük delik kelimelerinden kaynaklanır ve bu hastalıkta kemik dokusunda meydana gelen değişiklikleri oldukça iyi tanımlar.

Normal kemiğin yapısında da delikler bulunur ancak osteoporozda bu delikler genişleyerek kemiğin süngerimsi bir hal almasına ve direncinin azalmasına neden olur. Kemik kitlesinin azalması ise kırık riskini arttırır.

Osteoporozun tanısı

Günümüzde osteoporoz düşük kemik yoğunluğu ve kemik yapısında bozulmayla karakterize ve kemiğin kırılmaya eğiliminin artıran sistemik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Tanısı 25 yaşındaki genç bir kadının ölçümleri ile karşılaştırılmasını esas alır.

Kemik mineral yoğunluğu ölçümü

Kemik mineral yoğunluğu ölçümü erkeklerde hipogonadizm ve 60 yaşından sonra sebebi bilinmeyen sırt ağrıları gibi birçok durumda da yardımına başvurulan bir yöntemdir.

Kemik yapımı ve çevresel faktörler

Yaşam şekli ile ilgili olarak kemik yapısına etki eden bazı önemli faktörler de bulunmaktadır. Fiziksel aktivite ve doğru beslenme bu çevresel faktörlerin en önemlileridir. Kemik yapımının hızlı olduğu yıllarda yetersiz aktivite ve beslenme daha sonraki yıllarda gelişecek olan osteoporoz o kadar az şiddetli olur.

Normal kemik yapımı

Kemik yapımı fetus ve bebeklerde oldukça hızlıdır. Çocukluk döneminde kızlarda 11 erkeklerde 12-13 yaşına kadar kemik yapımında yavaşlama görülür. Ergenlik döneminde tekrar hızlı bir yapım süreci başlar ve 18 yaşına gelindiğinde bir yetişkinin ulaşması gereken kemik yoğunluğuna büyük ölçüde ulaşılmış olunur. 25 yaşına doğru ise sadece küçük bir miktar artış olabilir.

Hayatın ilk 20 yılında kemik yapımını sağlayan başlıca hormonlar büyüme hormonu ve bazı minor hormonlar ile kadınlarda estrojenler erkeklerde testosterondur.

Fiziksel aktivitenin önemi

Egzersizin pozitif etkisi en çok; fiziksel aktivitesi daha önce az olan bir yetişkinde hissedilir. Yürüyüş ya da hafif koşu egzersize ara verildiğinde kemik kitlesinin azaldığını göstermiştir. Bu nedenle egzersizin sürekli olmasına çalışılmalıdır. Bir egzersiz programına katılmadan önce doktorunuza danışmanız uygun olacaktır.

Menopozun kemik kitlesine olan etkileri

Menopoz sonrasında overler estrojen senaaaleyemediği için kemik kaybında hızlanma meydana gelir. Estrojen tedavisinin kemik kitlesini koruduğu ve osteoporoza bağlı kırıkları önlediği iyi bilinmektedir. Menopozun ileri dönemlerinde (60 yaşından sonra) kalsiyum alımına da dikkat edilmelidir.

1992’de yapılan bir çalışmada kalsiyum alan yaşlı kadınlarda almayanlara oranla yüzde 30 daha az olduğu görülmüştür. Bu gruptaki kişilerin üç yıl sonraki takiplerinde de kalsiyum alanların kırık oranı hala yüzde 15 daha azdır.

Osteoporozun önlenmesi

Kırık riskini sıfıra indirmeyi garanti edebilecek bir tedavi yöntemi yoktur. Ancak kemik kitlesini koruyan ve gelecekteki kırıkları önleyen en önemli yoldur.

Kemik dansitometresi tekniğiyle kolay sağlığınızdan emin olabilirsiniz.