***
DIŞARDA
Points: 39.109, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Efeler Diyari Aydin
Aydın; Türkiye'nin güneybatısındadır. Batısında Ege denizi, Kuzeyinde İzmir ve Manisa, Doğusun da Denizli, Güneyinde Muğla illeriyle komşudur. Aydın ilinin kuzeyi ve güneyi engebelidir. Kuzeyde Aydın Dağları, güneyde Menteşe Dağları yer almaktadır. Bu iki dağlık bölüm arasında Büyük Menderes ovası yer alır. Birinci derece deprem alanı olan bölge bir çok kez yıkıcı deprem geçirmiştir.
İl nüfusunun yaklaşıl % 45 i kentlerde yaşar. Yarıdan çoğunu oluşturan kırsal nüfusun başlıca uğraş alanı tarımdır. Aydın; incir üretiminde % 60 payla Türkiye'de birincidir. Türkiye zeytin üretiminin % 25 ini Aydın karşılar.Türkiye pamuk üretiminin %46 sını Aydın karşılar. Türkiye kestane üretiminin % 42 si Aydın ilinde gerçekleştirilir. Tütün, susam, ayçiçeği, mısır üretiminde de Türkiye'nin önemli illerindendir.
Aydın ili jeotermal enerji bakımından çok zengindir.Sondajlardan büyük basınçla fışkıran yüksek sıcaklıktaki buhar, seraların ısıtılmasında ve elektrik üretiminde kullanılmaktadır.
Büyük Menderes Nehri Ege Bölgesinin en uzun akarsudur.Toplam uzunluğu 435 Km dir. Aydın ili içindeki uzunluğu 170 Km dir. Çine Çayı, Akçay ve Dandalaş çaylarının sularını toplayarak Ege Denizine dökülür.
KALELER
Arpaz Kalesi: Nazilli-Bozdoğan yolu üzerindedir.
Körteke Kalesi: Bozdoğan İlçesine bağlı Körteke Köyü ile Örencik Köyü arasında bir tepenin üzerindedir.
Cincin Kalesi: Koçarlı İlçesinde Cin Bey tarafından kurulmuştur.
Güvercin Ada: Kuşadasındadır.
CAMİLER
Üveys Paşa Camii: 1565 yılında Kadı Muhittin efendinin oğlu Üveys Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Aydın Merkez ilçede Köprülü Mahallesindedir.
Eski Yeni Camii: 1585 yılında Muhittin Efendinin oğlu Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Merkez İlçede Hasan Efendi mahallesindedir.
Ramazan Paşa Camii: 1595 yılında Ramazan paşa tarafından yaptırılmıştır. Aydın Merkez İlçede ramazan Paşa Mahallesindedir.
Süleyman Çelebi Camii: Bugün Bey Camii diye de anılan bu camii Merkez İlçe istasyon Meydanındadır. 1683 yılında Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır.
Cihanoğlu Camii: 1756 yılında Cihanzade Müderris Abdulaziz Efendi tarafından yaptırılmıştır. Merkez İlçede Köprülü Mahallesindedir.
Şemsi Paşa Camii: Ağaçlar arası veya kırmızı minare adı ile de tanınan bu camii Adnan Menderes Bulvarı üzerindedir. 1659 yılında Ahmet şemsi Paşa tarafından yaptırılmıştır.
İlyas Ağa Camii: İlyaszade İlyas Ağa tarafından 1812 yılında Söke İlçesinde yaptırılmıştır.
Ahmet Gazi Camii: Eski Çine'de 1308 tarihinde Menteşe Beyliği zamanında İbrahim Bey'in oğlu Gazi Ahmet Bey tarafından yaptırılmıştır.
Yavuzköy Şemsi Paşa Camii:1659 yılında Yavuz Köyü'nde Aydın'daki Şemsi Camii ile birlikte Ahmet Şemsi Paşa tarafından yaptırılmıştır.
İlyas Bey Camii: Milet harabelerinin bulunduğu yerde 1403 yılında Menteşe Bey'i Mehmet oğlu İlyas Bey tarafından yaptırılmıştır.
Öküz Mehmet Paşa Camii (Kale Camii): Kuşadasında 17.yüzyılda yapılmıştır.
HANLAR
Cihanoğlu Hanı: Merkez İlçede Köprülü Mahallesindedir. 1756 yılında yaptırılmıştır.
Zincirli Han: Merkez ilçe Köprülü Mahallesindedir. 1708 yılında yaptırılmıştır.
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı: Kuşadası İskelesi karşısında 1618 yılında Sadrazam Öküz (Damat) Mehmet Paşa tarafından deniz ticareti için yaptırılmış bir Osmanlı Kalesidir.
TÜRBELER
İsmail Türbesi: Merkez İlçe Köprülü Mahallesinde Üveys Paşa Caminin kuzeyindedir.
Ahi Bayram (Ahi İbrahim) Türbesi: Eski Çine'de Ahmet Gazi Camii'nin avlusundadır. 14.yüzyılın ilk yarısında yaptırılmıştır.
Çiftlik Türbesi: Cihanzadelerden Safiye Sultan'ın türbesidir. Çine-Koçarlı Yolu üzerindedir.
Sinandede Türbesi: Nazilli'nin Pınarbaşı semtindedir.
MEDRESELER
İlyasbey Medresesi: Milet harabelerinin yakınında İlyas Bey Camii etrafındadır.
Nasuh Paşa Medresesi: Merkez İlçe Köprülü Mahallesindedir. Nasuh Paşa tarafından 1708 yılında yaptırılmıştır.
Cihanoğlu Külliyesi: Merkez İlçe Köprülü Mahallesindedir. 1756 yılında yaptırılmıştır.
KÖPRÜLER
İlhanoğlu Köprüsü: Merkez İlçe Cuma Mahallesindedir.
Çavuş Köprüsü: Merkez İlçe Cuma Mahallesindedir.
Karanlık Köprü: Merkez İlçe Pınarbaşı mevkiindedir.
Armutalan Köprüsü:Bozdoğan Altıntaş yolu üzerindedir.
Çatma Köprü: İncirliova Dereağzı yolu üzerindedir.
Kemer Köprüsü: Bozdoğan Alhisar Köyünde Akçay üzerindedir.
İnce Kemer Köprüsü: Aydın Muğla İl sınırında Çine Çayı üzerindedir.
Ege denilince akla Zeybek gelir. Mert, cesur, atılgan, mazluma dost, haksızlığa düşman olarak tanınırlar. Türk köylüsünün tipik bir örneğidir. Kurtuluş savaşında gösterdikleri başarılar ünlerine ün katmıştır. Bugün Zeybeklik tarihi bir anı olarak yaşatılmaktadır.
Bölgenin oyun türü Zeybektir. Batı Anadolu'nun hemen hemen her, yerinde ''Zeybek'' türündeki oyunlar,*görülür. Afyon, Antalya, Isparta, Burdur, Sakarya çizgisinin batı tarafında kalan illerimizde bu tür oyunun büyük etkileri vardır.
Yörede kadınların oynadığı oyunlara ''Kadın Zey*bek'', erkeklerin oynadığı oyunlara ''Erkek Zeybek" denil*mektedir. Kadınların oynadığı oyunlar erkeklerin oynadığı oyunlara göre daha yürüktür. Erkek oyunlarının yöredeki bir diğer adı da "Ağır Zeybek" tir. Ege nin bir çok yerinde oynanan bu tür oyunların en ağırlarına İzmir, Aydın, Muğla, Manisa illerinde rastlamak mümkündür. Zeybek oyunlarının diğer oyunlara (Bar, Halay, Horon v.b.) göre en büyük özelliği tek olarak serbest oynanmasıdır. Toplu olarak oynanan Zeybek oyunlarında oyuncular arasında müzik ve ritim hariç hiçbir bağ bulunmaz. Oyunu oynayan kişi hiçbir kurala bağlı kalmadan tamamen içinden geldiği gibi oynar.Zeybek oyunları toplu olarak oynandığında, yöresel olarak daire formu kullanılır.
Zeybek Sözü ve Kökeni
Zeybek sözcüğünün kökeni hakkında bugüne kadar çok çeşitli ve birbirinden farklı görüşler ortaya atılmıştır. Halikarnas Balıkçısı Zeybek Sözcüğünü Mitolojiye şu şekilde dayandırıyor;
''Homeros bu sözü ''olaks'' diye Omeqa ile yazar. Omeqa ise, ona tanrıçanın ilkbaharda doğurduğu yumurtasının, ilkbaharda bölünerek iki ayrı "o" olmasıdır. Ayrılan bu yumurtalardan tüm yaratıklar ve bitkiler çıkmıştır. Böylece de ''Obekkos'', ''Tobekkos'' ve ''İbakki'' sözleri ''Zeybek'' olmuştur.
Mahmut Ragıp Gazimihal, sözün Grekler tarafından kullanıldığını da belirtiyor.
''Yunanca'da ''b'' sesi olmadığı için, onların dilinde Sayvakikos , Zaypapikos şeklinde Rodos 'ta ise Turkikos'un aynı anlamda kullanıldığı ve kelimelerin aslının Saybak olup bizde kelimenin incelenip ve özleşerek Zeybek haline geldiği de açıklanır.
Divanı Lügatı Türk'te Zeybek hakkında şu bilgiler verilmiştir:
Divanı Lügatı Türk, Cilt I, sayfa 333 de Bekneg kelimesindeki Bek sözünün sağlam olduğu yazılmaktadır. Yine Divanı Lügatı Türk, cilt III. Sayfa 154 de Sağ sözünün Zeybeklik, anlayışlılık anlamında olduğu kaydedilmektedir. Divanı Lügatı Türk, Cilt I. S. 80'de s harfinin bazen Türk dilinde z okunduğu söylenmektedir. Zeybek sözünde sağlam anlamında bir (Bek) sözünün bulunması anlamı olan sağlam sözünü doğrulayacak ek ad olması şarttır. Bek sözcüğü bir insan için kullanıldığına göre ek sözü, insanın niteliğini iyi yönünden anlatan söz, olması gerekir. Yani Bek sözü ile ancak anlayışlılık ve akıllılık anlatan Zag sözü ile birleşik ad olabilir ve şeklini alır. Bunu Türk dilinin yapısı zorunlu kılmaktadır. Türkçemiz ses uyumu kuralı burada da, karşımıza çıkmaktadır. Başta gelen kalın fakat hafif sesli hece, sonda gelen ince fakat sert heceye uydurularak okunur, kuralına göre Zag hecesi kendisinden sonra gelen sert, ince Bek hecesine uydurulmuş, Zeg olmuş Bek ile beraber anlayışlı, akıllı, sağlam, zeybek olarak Avrupa tarih kitaplarına geçmiş ve çağımıza değil Bozdağ, Dalgalı dağ köylerinde yaşamıştır.
Efe Sözü ve Kökeni
Efe sözü Rumca 'dan alınan "Efendi" sözünün kısaltılması sonucu geldiğini savunanlar olmakla birlikte "Efe" kelimesi efendinin tam karşılığı değildir. Efe genç, diğer anlamda delikanlı demektir. Örnegin; Efendimiz Sultan Alayhi Vesselam denir, Efemiz denmez. Efendi Bizans dilinde sahip, okuma-yazma bilir demektir. Hoca Efendi, Kalem Efendisi, Hoca Efe, Kalem Efesi denmez. Fakat Efelerin Efesi denir (silah taşır yiğit).
"Efe'' sözcüğü "EFEB" den gelir. Efeb; genç delikanlı yani silah taşıyan yiğit demektir. Efeb teşkilatı Yunanistan'dan önce Anadolu da kurulmuştur. Bunlar tıpkı Zeybekler gibi dağ başında talim ederler ve daha sonra kente gelerek tiyatroda silah oyunları yaparlardı. Tiyatro yuvarlak olduğu için dansları da daireseldi. Bu dans aynı zamanda dinseldi.
Celal Esad Arseven tarafından düzenlenen Sanat Ansiklopedisinde ''Eskiden asayişin korunmasına memur hafif silahlı bir sınıf askere verilen addır." Selçuklular zamanında Aydın ve Teke taraflarında böyle bir askeri sınıf oluşturulmuştu ki bunlara Efe denirdi.
Efe-Zeybek ve Kızan Arasındaki Bağıntı
Efe, Zeybek gruplarının başıdır. Zeybekler arasında kahramanlık yapmış cesur ve mert kişiler arasından seçilir. Efe olmak için Zeybekler arasında yaşça büyük olmak önemli değildir.
Zeybek, Kızanlara göre daha çok kahramanlık yapmış cesur kişilerdir. Zeybekler efenin Emriyle kızanları yetiştirirler. Zeybekler, efelerin yanında birer kol beyi görevi görürlerdi. Zeybekler iyi silah kullanan cesur kişilerdir.
Zeybeklerin maiyetindeki gençlere ''Kızan'' denilir. Kızan çocuk anlamına gelse gerek. Çünkü Anadolu'da kimi oyunlarda kızlar delikanlı, delikanlılar da kız giysilerini giyerler. Kızan belki de önceleri başka anlam taşırdı.
Günümüzde akıllarda kalan bazı Efeler ve Zeybekler şunlardır;
Çakıcı Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, Çakırcalı Efe, Saçlı Efe, Mestan Efe, Gökçen Efe, Sarı Zeybek, Kamalı Zeybek, Pepe Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe, Demirci Mehmet Efe.