Pişmiş Kale (İhsaniye)

Afyon’a 60 km. uzaklıkta bulunan Yazılıkaya yerleşimini koruyan küçük bir kaledir. Yazılıkaya’nın tüften oluşmuş kaya kitlesi içeriden ve dışarıdan oyularak yapılmıştır. Bu kalenin içerisinde ambarlar, barınaklar, sarnıçlar kayalar oyularak oluşturulmuştur. Kayalardan arta kalan boşluklar iri taşlarla kapatılmıştır. Burada yapılan araştırmalar bu kalenin Germiyanoğulları ile Osmanlılar arasında sınır karakolu olarak kullanıldığını ortaya koymuştur. Bu kalenin batısında Akpara isimli bir başka kale daha bulunmakta olup, yakın tarihlere kadar bu kalenin kapı ve giriş kısımları sağlam durumda idi.


Oynaş Kalesi (İhsaniye)

Afyon Kümbet Köyü’nün doğusunda alçak tepeler üzerinde kurulmuştur. İlk Osmanlı döneminde bu kalenin yapıldığı sanılmaktadır. Kaleden su sarnıcı tüneli, merdivenli kuyusu günümüze kadar ulaşmıştır.


Yapıldak Kalesi (İhsaniye)

Yazılıkaya ile Kümbet köyleri arasında Kıyır çayı’nın kenarında bulunmaktadır. Yakınındaki Yapıldak Köyü de bu kaleden almıştır. Yapıldak Çayı’nın kenarında çeşitli yüksekliklerdeki kayadan arta kalan kesme taş duvarları görülmektedir. Ayrıca kale içerisinde kayalardan oyulmuş barınaklar, mezar odaları ve Kıyır Çayı’na inen merdivenli bir su tüneli bulunmaktadır.


Demirli Kale (İhsaniye)

İhsaniye’ye 8 km uzaklıktaki Demirli köyünün kuzeyinde yer alan Demirli Kale, Frigler zamanından kalmıştır. Buradaki dağların içeriden ve dışarıdan oyulması ile meydana getirilmiştir. Kale içerisinde evler, sur duvarları üzerindeki mazgallar, merdivenli sarnıç kuyusu ve mezar odaları bulunmaktadır. Afyon-Seyitgazi arasındaki yolu koruyan bir karakol kalesidir. Ancak kalenin güneyi bir deprem sonucu yıkılmıştır.


Avdalaz Kalesi (İhsaniye)

İhsaniye ilçesinde, Afyon-Seyitgazi yolunun doğusunda Ayazin Köyü yakınındadır. Buradaki tüf bir kaya kitlesi oyularak yapılmıştır. Kayanın üzerindeki kaleye çıkmak için dar bir yol yapılmış, kale içerisinde barınaklar ve merdivenle inilen bir kuyusu bulunmaktadır. Bu kalenin de buradaki yolu koruyan bir karakol kalesi olarak yapıldığı bilinmektedir.


Sandıklı Kalesi (Sandıklı)

Sandıklı yakınlarında bir höyük üzerinde Germiyanoğlu I.Yakup Bey tarafından 1325’te yaptırılmıştır. Bu kaleden günümüze yalnızca bir duvar kalıntısı gelebilmiştir.


Toprakkale (Şuhut)
Şuhut’un 6 km. Batısında Senir Köyü yakınlarındadır. Burada bulunan 2000 m. Yüksekliğindeki bir tepe üzerine yapılmıştır. Ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Günümüze yalnızca duvar kalıntılarından pek azı gelebilmiştir.

Gezler Kalesi (Sincanlı)
Sincanlı’nın 13 km. Uzağında Gezler Köyün’deki bu kalenin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Günümüze yalnızca duvar kalıntıları gelebilmiştir.

Yazılıkaya Kalesi (İhsaniye)
Yazılıkaya Frig kentini koruyan bir kaledir. Aynı zamanda burası Midas’ın şehri diye tanınmıştır. Kale, tüf kayalıklarından oluşmuş bir tepe üzerindedir. Bu tepenin dopğu ve batısında iki yol açılmış ve kayaların aralıkları kesme taşlarla kapatılmıştır. Ayrıca buradaki dağ şehrinin su ihtiyacını sağlamak için de kalenin altına doğru merdivenli geniş bir tünel açılarak sarnıca iniş sağlanmıştır. Dağın çevresindeki su kaynaklarından da bu yolla su ihtiyacı giderilmiştir.
Yazılıkaya Kalesi’nin çevresinde mabetler, mezar odaları bulunmaktadır. Burada ele geçen Frig kitabeleri de o dönemde burasının önemini göstermektedir.



Boyalıköy Hanikâhı ve Türbeleri (Sincanlı)

Afyonkarahisar’a 25 km. uzaklıktaki Sincanlı ile Afyon arasında bulunan Boyalıköy’de iki türbeden oluşan küçük bir yapı topluluğu vardır. Sanat tarihi kaynaklarında uzun süre medrese olarak tanımlanan bu eserin, yapılan araştırmalardan sonra bir zaviye ve iki türbeden meydana geldiği anlaşılmıştır.

Yapıldığı tarih kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı kaynaklarda 1210 tarihine rastlanmıştır. Bu durumda XIII.yüzyıl eseri olan bu iki türbe ile zaviyenin Mimar Kureyş Bin Oğuz tarafından yapıldığı ileri sürülmüşse de bu iddia da kesinlik kazanamamıştır. Evliya Çelebi bu yapı topluluğunun XVII.yüzyılda Bektaşi tekkesi olarak kullanıldığını ileri sürmüştür. Yapının bütünü 22 m. uzunluğunda ve 15 m. genişliğindedir. Duvarlarında düzgün olmayan yontma taşlar kullanılmış, kemerlerde tuğlalara yer verilmiştir. Bu arada yer yer eski bir Bizans yapısından toplanan malzeme de burada kullanılmıştır.

Dergâh olarak nitelenen bu yapının girişinde iki büyük oda, ortada yarım kubbelerle desteklenen küçük bir kubbenin örttüğü avlu, bunun da çevresinde üçer oda bulunmaktadır.

Bu binanın doğusunda ve onunla aynı yükseklikte düzgün kesme taşlardan yapılmış olan türbeye, Eyvan Türbe ismi verilmiştir. Yer yer tuğla hatılların kullanıldığı bu türbenin cephe kaplamaları yerlerinden sökülmüştür. Selçuklu dönemi türbeleri ile benzerlik gösteren dikdörtgen planlı türbenin altında mumyalık (mahzen) bunun üzerinde de lahdin bulunduğu bölüm vardır. Bunun üzeri de çapraz tonozla örtülmüştür.

Zaviye ve Eyvan Türbe’nin kuzeyinde hanikâhın karşısında kümbet biçiminde bir türbe bulunmaktadır. Pramidal sivri bir külahla örtülen bu türbenin dört köşe kaidesi üzerine sekizgen planda türbe oturtulmuştur. Değişik renklerde kesme taşlardan yapılmış olan bu kümbet düzgün bir işçilik göstermektedir. Bu kümbet de ölünün gömüldüğü mahzen kısmı (mumyalık) ile sandukanın bulunduğu üst kattan meydana gelmiştir. Güney cepheden iki taraflı merdivenlerle sandukanın bulunduğu giriş kapısına çıkılmaktadır. Giriş kapısı iki sıra halinde düzgün geometrik şeritlerden oluşan bir bezeme ile süslenmiştir. Kapı üzerindeki dikdörtgen boşluğun kitabeye ait olduğu sanılmaktadır. Ancak, bugün bu kitabeden herhangi bir iz bulunmamaktadır. Kümbetin dış duvarlarında pramidal kubbeye yakın alanda çepeçevre bezemeli bir kuşak dolaşmakta olup, buradaki motifler de giriş kapısı çevresindeki bezemelerle aynıdır.

Türbe içten kubbeli, dıştan da pramidal şekildedir. Mahzendeki mumyalık bölümünün üzeri de çapraz tonozla örtülmüştür. Kümbet içerisindeki kalıntılardan buradaki sandukanın çini kaplı olduğu anlaşılmaktadır. Hacı Mehmet Bin İlyas Bin Oğuz isimlerinin yazılı olmasına rağmen kümbetin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır.


Saya Baba Türbesi (İhsaniye)

İhsaniye ilçesi Gazlıviran Köyü’nde bulunan Saya Baba Türbesi’nin XIII.yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır. Bu konudaki kitabesi günümüze ulaşamamıştır.

Sanat tarihinde eyvan türbeler grubuna giren bu türbe iki katlı olup, ölünün gömülü bulunduğu mumyalık kısmı toprak içerisindedir. İki yandan üçgen payandalarla desteklenen türbe, kesme taştan yapılmış, dikdörtgen planlıdır. Üzeri beşik tonozla örtülüdür. Yer yer yıkılmış olan türbenin cephe süslemesi fazla bir bilgi vermemekle beraber, geometrik bezemelerle girişinin süslü olduğu anlaşılmaktadır.


Herdane Bahar Baba Türbesi (İhsaniye)

İhsaniye ilçesinin Osman Köyü’nde bulunan bu türbenin kitabesi günümüze ulaşamadığından kime ait olduğu bilinmemektedir. Mimari üslubundan XIII.yüzyılın ikinci yarısına ait olduğu sanılmaktadır. Büyük bir bölümü yıkılmış olan bu türbe de sanat tarihindeki eyvan türbeler bölümünde yer almaktadır.

Ölünün gömülü bulunduğu mumyalık kısmı ile bunun üzerindeki sandukanın bulunduğu dikdörtgen mekandan meydana gelmektedir. Moloz taş ve kesme taş duvarlardan yapılmış olan türbe dikdörtgen planlı olup, beden duvarlarının iki yanında üçgen payandalarla desteklenmiştir. Giriş kapısı yekpare mermer silmeli olup, dışarıya büyük bir kemerle açılmaktadır.


Çelebi Sultan ve Abdurrahman Karahisari Türbesi (Merkez)

Mısrı Camisi’nin güneybatı kenarında bulunmaktadır. Caminin L planın ucunu oluşturan bir bölüm türbeye dönüştürülmüştür. Üzeri kubbe ile örtülü olan türbede Akşemseddin’in soyundan Abdurrahman Karahisari ile Kasım Paşa’nın oğlu Çelebi Sultan gömülüdür. Türbeye hem cami içerisinden hem de yan harimden geçilmektedir.