Resulullah'a (as) bir hurma bahçesini ödünç alıp sonra da o sene hiçbir mahsul alamayan kişinin durumu sorulunca, "adamın malını iade etti mi?" diye sordu ve "hurmaları olgunlaşıp ne ve nasıl olduğu belli olmadan kira*ya -veya ödünç- vermeyin" dedi.
Bir başka rivayette de. şöyle geçiyor: Bir adam hurma bahçesini henüz meyveleri olgunlaşmadan bir kimseye ödünç verdi. Kiralayan kişi o sene hiç meyve elde edemedi. Meyveleri satın alan, "bahçe tekrar hurma verinceye -zararımı karşılayıncaya- kadar hana aittir" dedi. Meyveleri satan, "sana bahçenin yalnızca bu seneki meyvelerini sattım" diyerek itiraz etti. Böylece davali-davacı olarak Resulullah'ın (as) yanma gittiler. Resulullah (as) satıcıya, "sattığın kişi senin bahçenden herhangi bir şey elde etti mi?" diye sordu. Satı*cı, "hayır" dedi. Resulullah (as), "o halde ne diye adamın malını -kendine-helal sayıyorsun? Adama malım iade et" dedi ve ekledi, "meyveleri olgun-laşmazdan evvel hurmalığınızı kimseye Ödünç vermeyin ve satmayın".
Bu hadis, el-Evzâî'nin, es-Sevrî'nin ve re'y taraftarı olanların dedikleri gi*bi, satılacak olan herşeyin alışveriş anında mevcut olması dışında satılması*nın helal olmadığı görüşünü savunanların delilleridir.
Bir adam, Resulullah'a (as) şöyle sordu: "Falan oğulları selem yoluyla Yahudilerden bir topluma satış yaptılar Onlar o sırada aç idiler ve pazar*lığın bozulup paranın geri istenmesinden korkuyorlardı. Şimdi durum ne*dir?" Resulullah (as), "bu alışveriş esnasında yanınızda ne vardı?" diye sor*du. Yahudilerden biri, "yanımda şöyle şöyle şu vardı" dedi ve adını söyleye*rek gösterdi, sonra devam etti, "falanın bahçesinden elde edilecek ürün kar*şılığında şu şufiata, toplam olarak 3OO'lük bir borç var." Resulullah (as), "şu şufiata kabul, ama falanın bahçesinden elde edilecek ürünün karşılığında ise -ortada mal olmadığından- kabul olunmaz" dedi.
Hadisi İbn-i Mâce kitabında aktarmıştır.