Buharî'de şunlar geçiyor: Üsarne b. Zeyd hacc ederken Resulullah'a (as) şöyle dedi: "Yarın nerede konaklayacaksın ey Allah'ın elçisi?" Resulullah (as), "Akil bize bir yer bıraktı mı acaba?" diye sordu. Sonra da, "inşaallah yarın Mina'daki çakılhk arazide bulunan Kinaneoğulları yamaçlarına ula*şır ulaşmaz ikamet ederiz" dedi. Nitekim Kinaneoğulları Kureyşle Haşimo-ğullanna karşı onlarla anlaşma yapmamak ve sığınıp destek olmamak üzere sözleşme yapmışlardı.
Zührî şöyle dedi: "(Hadiste geçen yer) vadinin yan tarafıdır".
Yunus, kendi haccı ve Mekke'nin fethi zamanından bahsetmemiştir.
Tanınmış hadis kitaplarının dışında bazı kaynaklarda şu hadise rastlıyo*ruz: Akil, Resulullah'ın (as) yanına hicret ettiğinde O'na bir dirhem verilmiş. Akil de paraya sahiplenmişti. Para henüz eiindeyken Müslüman oldu. Bunun üzerine Resuîulfah (as) şöyle hükmünü verdi: "Müslüman olmazdan evvel bir kimseye ait ne varsa Müslüman olduktan sonra da ona aittir".
Hattabî'nin kitabında şunları görmekteyiz: Ebu Talib'in mirasçısı olması nedeniyle Akil, Abdulmuttalib'in evini ve gelir getiren mallarını satıyordu. E-bu Talib'İn oğlu olan Ali ise Müslüman olduğu için Müslüman olmayan ba*basının mirasçısı olmadığından O'nun ölümüyİe malları alamamış, Resulullah da (as) bir şey diyememişti. Nitekim kendisinin babası Abdullah da Vefat et*mişti. Abdulmuttalip henüz sağken çocuklarının çoğu ölmüş, ona halef ola*cak kimse kalmamıştı. Böylece O'nun mal ve mülküne Ebu Talip sahip çık*mış, O'nun ölümünün ardından da mallarını Akil sahiplenmişti. Nitekim Mekke'den hicret eden Müslümanların mallarını da Kureyşli kafirler bu anla*yışla kendilerinin sayıyor, mallarını ve gelirlerini satışa sunuyorlardı.
Buharî'de de şöyle geçiyor: Resulullah'a (as) altın düğmeli ipek giyecek*ler hediye edilmişti. Onları sahabelerinden bazıları arasında paylaştırdı ve Muharrime b. Nevfel'e de bir pay ayırdı. Muharrime b. Nevfel döndüğünde yanında Müsevvir b. Muharrime de vardı. İbn-i Nevfel kapıda durarak, "O'nu (Resulullah'ı) bana çağırın" dedi. Resulullah (as) O'nun sesini duyun*ca yanına gelerek O'nu karşıladı. Bu esnada Resulullah'ın (as) üzerinde peştemal gibi bir izar vardı. Şöyle dedi: "Ey Eba Müsevvir, işte şunu da senin i-çin sakladım ".
tmam Nesaî kitabında bu hadisin kapsadığı isim ve künyeleri sıralamış ve hadisi şöyle nakletmiştir: "Muharrime, Resulullah'a (as), "şu dağıttığın el*biseden benim payıma düşen nerede?" diye sordu. Resulullah (as), "ey Eba Safvan işte elbise, bunu senin için sakladtm" dedi. Ebu Safvan elbiseyi aldı ve "akrabalık bağlarını gözettin ve hakkım ifa ettin " dedi.