139- (2361) Bize Kuteybe b. Said Es-Sekafî ile Ebû Kâmil El-Cah-deri rivayet ettiler. Lâfızları birbirine yakındır. Bu hadîs Kuteybe'nindir. (Dediler ki) : Bize Ebû Avâne, Simâk'den, o da Musa b. Talha'dan, o da babasından naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Kesûliillah (Satlaflahü Aleyhi ve Sd/em/le birlikte hurma tepelerinde bulunan bir kavmin yanma uğra*dım da:
«Bunlar ne yapıyorlar?» diye sordu.
- Onu aşılıyorlar. Erkeğin çiçeğini dişininkine koyuyorlar, böylelik*le aşılanıyor, dediler. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Bunun bir fayda vereceğini zannetmiyorum.» buyurdu.
O cemâat biınu haber alarak aşılamayı bıraktılar. Sonra Resûlüllah (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) bunu haber aldı ve:
«Bu onlara fayda verirse yapsınlar. Çünkü ben ancak bir zanda bu*lundum. Zandan dolayı beni muaheze etmeyin. Lâkin size Allah'dan gelen bir şeyden bahsedersem onu hemen alın. Çünkü ben Allah (Azzeve Celle) üzerinden asla yalan söyleyecek değilim.» buyurdular.

140- (2362) Bize Abdullah b. Rumî EI-Yemâmî ile Abbas b. Abdil'-Azim El-Anberî ve Ahmcd b. Ca'fer El-Ma'kirî rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Nadr b. Muhanımed rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İkrime (bu zât İbni Ammar'dır) rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû'n-Necâşî rivayet etti. (Dedi ki) : Bana ttâfi' b. Hadic rivayet etti. Kâfi' şöyle demiş : Ne-biyyullah (Sallailahü Aleyhi ve Setlem) Medine'ye geldi. Halk hurmaları ıs*lah ediyor; hurmaları aşılıyorlar diyorlardı. Bunun üzerine :
«Siz ne yapıyorsunuz?» diye sordu.
— Biz bunu (öteden beri) yapıyorduk, dediler.
«Umulur ki, bunu yapmasamz daha hayırlı olur.» buyurdular. Onlar da aşılamayı bıraktılar. Derken hurmalar yemişlerini döktü yahut azalttı. Bunu kendisine andılar da :
«Ben ancak bir insanım, size dininizden bir şey emredersem onu he*men alın, kendi reyimden bir şey emredersem ben ancak ve ancak bir be*şerim!» buyurdular.
İkrime: «Yahut bunun gibi bir şey söyledi» demiş.
Ma'kîrî: «Hurmalar yemişini döktü» dedi. Şekketmed

141- (2363) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeyhe ile Amru'n-Nakıd ikisi bir*den Esved b. Âmir'den rivayet ettiler. Ebû Bekr (Dedi ki) : Bize Esved b. Âmir rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hammad b. Seleme, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe ile Sâbit'ten, onlar da Enes'den nak*len rivayet etti ki: Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) aşı yapan bir kavmin yanma uğramış da:
«Bunu yapmasamz daha iyi olur.» buyurmuş.
Enes demiş ki: Sonra hurmalar aşısız koruk çıkardılar. Resûlüllah (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) (tekrar) o zevatın yanlarına uğradı ve: «Sizin hurmalarınıza ne oldu?» diye sordu. — Sen şöyle şöyle buyurmuştun! dediler. «Siz dünyanızın işini daha İyi bilirsiniz!» buyurdular. Ulemanın beyanına göre Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in :
«Sİze dininizden bir şey emredersem onu hemen alın, kendi reyimden bir şey emredersem ben ancak ve ancak bir beşerim.» sözünün manâsı dünyaya ait bir şeyi kendi reyimle emredersem, ben de sizin gibi bir in*sanım, benim reyim de sizin reyiniz gibidir. Ona tâbi olmak vâcib değil*dir, demektir. Fakat Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şer'i bir mese*lede ietihadda bulunursa reyi ile amel _ ümmetine de vâcib olur. Hurma*ları ilkah meselesi —ki erkek hurma çiçeğini dişi hurma çiçeği ile bir*leştirmekten ibarettir. — şer'i bir mesele olmayıp, hâlis bir dünya işidir. Dünya işleri hakkında ise Resûlüllah (Sailallahü Aleyhi ve Sellem):
«Siz dünyanızın işini benden daha iyi bilirsiniz.» buyurmuştur. Bu son hadîste Peygamber (SaUaHahü Aleyhi ve Sellem) dünyanızın diyerek kendisinin dünya işleriyle ve dünya sevgisi ile alâkalanmadığına işaret buyurmuştur.
Şîz: Kötü olan hurma koruğu demektir ki, kuruduğu zaman işe ya*ramaz hale gelir.