100- (2341) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile îbni Nümeyr ve Amru'n-Nâkıd toptan İbni İdris'den rivayet ettiler. Amr dedi ki: Bize Abdullah b. İdris El-Evdî, Hişam'dan, o da İbni Sîrîn'den naklen rivayet etti. (Şöy*le demiş): Enes b. Mâlik'e, Resûlüllah (Sallaiiahü Aleyhi ve Sellem) hiç sa*çını boyadı mı? diye soruldu.
— Hakikat şu ki, o saçının ağarması namına bir şey görmedi. Ancak (şu kadarcık) gördü). İbni tdris sanki onu azaltmak istiyormuş, demiştir. Ebû Bekr ile Ömer saçlarını lana ve ketem ile boyarlardı, dedi.
101- (...) Bize Muhammed b. Bekkâr b. Reyyân rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İsmail b. Zekeriyya, Âsimi ahvelden, o da İbni Sîrîn'den naklen rivayet etti. İbni Şîrîn şöyle demiş: Enes b. Mâlik'e sordum :
— Resûlüllah (Sallaiiahü Aleyhi ve Sellem) saçım boyar mıydı? dedim:
— Saçını boyama yaşma ermedi, sakalında birkaç beyaz kıl vardı, dedi. Ben :
— Ebû Bekr boyar mıydı? diye sordum;
— Evet, kına ve ketemle! cevabını verdi.
102- (...) Bana Haccâc b. Şâir de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Mu-alla b. Esed rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Vüheyb b. Hâlid, Eyyub'dan, o da Muhammed b. Sîrîn'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Enes b. Mâlik'e sordum.
— Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) hiç saçını boyadı mı? (De*dim).
— O saçının ağarmasından ancak az bir şey gördü, dedi.
103- (...) Bana Ebu'r-Rabi' El-Atekî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hammad rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Sabit rivayet etti. (Dedi ki) : Enes b. Mâlik'e, Peygamber (SaUallahü Aleyhi ve Sellem)"in saçını boyayıp boya-madiği soruldu da, şu cevabı verdi:
— Başındaki ağaran kılları saymak İstesem bunu yapardım, dedi. Ve şunu İlâve etti:
__ O boyanmadı. Ama Ebû Bekr kına ve ketemle boyandi. Ömer'se hâlis kına ile boyan di.
104- (...) Bize Nasr b. Alî El-Cehdamî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize babam rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Müsennâ b. Saîd Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Bir kimsenin ba*şından ve sakalından beyaz kılı yolması mekmhdur. Hem Resûlüllah (SallaUahü Aleyhi ve Seîlem) boyanmamıştır. Beyazlık onun ancak alt duda*ğında, şakaklarında ve başında birkaç tane vardı.
(...) Bu hadîsi bana Muhammed b. Müsennâ da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdü's-Samed rivayet etti. (Dedi ki) : Bize El-Müsennâ bu is-nadla rivayette bulundu.
105- (...) Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbni Beşşâr, Ahmed b. İbrahim Ed-Devrakî ve Harun b. Abdillah toptan Ebû Dâvud'dan rivayet ettiler. İbnü Müsennâ (Dedi ki) : Bize Süleyman b. Dâvud rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şu'be, Huleyd b. Ca'fer'den rivayet etti. O da Ebû îyâs'ı Enes'den naklederken dinlemiş: Enes'e Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltemy'm saçının ağanp ağarmadığı sorulmuş da :
— Allah onu beyazlıkla lekelemedi, demiş.
106- (2342) Bize Ahmed b. Yûnus rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Zü-heyr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû İshâk rivayet etti. H.
Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû Hayseme, Ebû İshâk'dan, o da Ebû Cühayfe'den naklen haber verdi. Ebû Cühayfe (Şöyle demiş) :
— Ben Resûlüllah (SallaUahü Aleyhi ve Sellem)"ı gördüm. Şurası beyaz*dı. Ve Züheyr parmaklarını alt dudağına koydu. Kendisine :
— O gün sen kim gibi idin? diye soruldu.
— Oku yapıyor ve tüyünü takıyordum, cevâbını verdi.
107- (2343) Bize Vâsıl b. Abdi'I-A'la rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Muhammed b. Fudayl, İsmail b. Ebi Hâlid'den, o da Ebû Cühayfe'den nak*len rivayet etti. (Şöyle demiş) :
— Ben Resûlüllah (SallaUahü A leyhi ve Sellem) 'i beyaz gb'rdüm. İhtiyar-lamiştı. Alî'nin oğlu Hasan ona benziyordu.
(...) Bize Saîd b. Manöûr da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süfyân ile Halid b. AbdiHah rivayet ettiler. H.
Bize İbni Nümeyr de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Muhammed b. Bişr rivayet etti.
Bunların hepsi İsmail'den, o da Ebû Cüheyfe'den bu isnadla rivayet ettiler. Ama «Beyaz gördüm, ihtiyarlamıştı...» ifadesini söylememişlerdir.
108- (2344) Bize Muhammed b. Müsennâ da rivayet etti. (Dedi ki) :
Bize Ebû Dâvud Süleyman b. Dâvud rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şu'be Sımak b. Harb'den rivayet etti. (Demiş ki) : Ben Câbir b. Semûra'yı Pey*gamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in saçı ağanp ağarmadığı sorulduğu za*man dinledim.
— Başını yağladığı zaman beyazlıktan bir şey görülmüyordu, yağla*mazsa görülüyordu, dedi.
109- (...) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ubeydullah, İsrail'den, o da Simâk'den naklen rivayet etti ki: Si*mak, Câbir b. Semûra'yı şöyle derken işitmiş: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi vt Seltempn sakalı ile başının Ön tarafı ağarmağa başlamıştı. Yağ sürün*düğü zaman (beyazlık) belli olmazdı. Başının saçı dağılırsa belli olurdu. Sakalının kılları çoktu.
Derken bir adam : Yüzü kılıç gibi miydi? dedi. Câbir:
— Hayır! Bilâkis ayla güneş gibiydi; yuvarlaktı. Omuzun da ki mührü de gördüm, güvercin yumurtası kadardı. Tenine benziyordu, cevabını verdi,
Hz. Enes rivayetini Buhârî «Kitâbu'l-Libas»'da; Ebû Cuheyfe rivayetini «Kitâbu'l-Menâlub»'de tahric etmiştir.
Ketem: Boyaya yarıyan bir nevi ottur.
Şamat: İhtiyarlığın başlangıcı ve saçların ağarmaya başlamasıdır. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in saçlarının ağarmaya başladığını bildiren rivayetler çoktur. Umumiyetle bu rivayetlerde saç ve sakalının biraz ağarmaya başladığından bahsedilmektedir. Bu birazın ne kadar ol*duğu ihtilaflıdır. Bâzıları saç ve sakalında on dokuz beyaz kıl olduğunu söylemiş bir takımları onu yirmiye, hatta bazıları otuza çıkarmıştır. Hz. Enes'den rivayet edilen bir hadîste on beş, diğer bir rivayette on yedi veya on sekiz olduğu bildirilmiştir.
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in saçını boyayıp boyamadığın-da dahi ihtilâf olunmuştur. Ekser ulemâ Hz. Enes 'den rivayet edilen hadîsle istidlal ederek boyamadığma kail olmuşlardır. İmam Mâ1ik'in mezhebi de budur. Bâzı hadîs imamları boyadığına kaildirler. De*lilleri buradaki Ümmü Seleme hadîsidir. İki rivayetin arasını bulanlar da vardır. Onlara göre Hz. Enes'in işaret ettiği vecihle Pey*gamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) güzel kokuyu çok kullanıyordu. Bu iso saçın siyahlığını giderirdi. Saçını boyadığını iddia eden işte bu koku sü*rülmüş saçı görmüş de boya sanmıştır.
Nevevî diyor ki : «Muhtar olan kavle göre Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bâzan saçım boyamış, ekseri zamanlarda boyamamıştır. Bu hususta her râvi gördüğünü rivayet etmiştir. Ve sözünde sadıktır.»
Hadîsin son rivayetinde : «Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yüzü kılıç gibi miydi?» diye soran zâtın bu suâliyle: Kılıç gibi uzun muy*du, yahut kılıç gibi parlak mıydı demek istemiş olması muhtemeldir. Hz. Câbir buna : «Hayır güneş ve ay gibi idi. Ve yuvarlaktı.» diye cevâb vermiştir ki, bununla onun hem güzel ve yüzünün parlaklığına, hem de yuvarlaklığına işaret etmiştir. Çünkü ay ve güneş, hem kılıçtan daha par*lak, hem de yuvarlaktırlar. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yüzünü onlara benzetmek daha beliğ olur. Bilhassa sevgilinin yüzünü aya benzet*mek Arablar arasında pek yaygın bir âdetti.
Hz. Enes 'in : «Bİr kimsenin başından ve sakalından beyaz kıl yolması mekruhtur.» sözü ulemâ arasında ittifakla kabul edilmiştir.
Nübüvvet mührü hakkında aşağıdaki hadîslerde izahat verilecektir.