83-.......Abdullah ibn Mes'ûd(R): Umer müslümân olduğu gün*den beri biz (müslümânlar) azizler, şerefliler olmakta devam ettik, demiştir .

84-.......Umer ibnu Muhammed tahdîs edip şöyle demiştir: Bana dedem Zeyd ibnu Abdillah ibn Umer, babası Abdullah ibn Umer'-den haber verdi. O şöyle demiştir: Umer ibnu'l-Hattâb müslümân olduğu zaman evde Kureyş'ten korkar halde bulunurken, birdenbire onun yanına Ebû Amr Âs ibnu Vâil es-Sehmî çıkageldi. Üzerinde çiz*gili bir takım elbise ve ipekle dikili bir gömlek vardı. Bu Âs, Sehm oğulları'ndandı, onlar bizim câhiliyet devrinde yeminli dostlarımiz-dilar. Âs, Umer'e:
— Hâlin nedir? diye sordu. Umer:
— Senin kavmin olan Sehm oğulları, ben İslâm'a girdiğim için beni öldüreceklerini söylediler, dedi.

Âs ibnu Vâil de Umer'e:
— Onlar için seni öldürmeye hiç yol yoktur, dedi. Umer:
— Âs bu sözü söyledikten sonra korkum gidip emniyette oldum, demiştir.
Akabinde Âs çıktı ve Mekke vadisinde sel gibi akan insanlara kavuştu. Âs, onlara:
— Nereye gitmek istiyorsunuz? diye sordu. Onlar:
— Şu babalarının dîninden sapan Hattâb oğlu'na gitmek istiyo*ruz, dediler.
Âs onlara:
— Sizin için ona ulaşmaya hiç yol yoktur, dedi. Onun bu sözü üzerine o kalabalık geriye döndüler.

85-.......Abdullah ibn Umer (R) şöyle dedi: Umer ibnu'l-Hattâb müslümân olduğu zaman insanlar onun evinin yanında toplandılar ve:
— Umer kendi dîninden başka bir dîne döndü, dediler.
Ben o sırada bir oğlan çocuğu olarak evimin damı üzerine çık*mıştım.
Derken üzerinde has ipekten bir kaftan bulunan bir adam çıka-geldi ve:
— Umer kendi dîninden başka dîne dönmüştür. Bu toplanma ne oluyor? Hâlbuki ben Umer'in (herhangi bir kimsenin zulmetme*sinden) koruyucusuyum, dedi.
(Onun bu sözlerine kimse i'tirâz etmedi.) îbn Umer dedi ki: Onun bu sözü üzerine insanlar dağılıp gitti*ler. Ben babama:
— Bu adam kimdir? diye sordum. Babam (ve beraberindekiler):
— Âs ibnu Vâiî'dir, dediler.

86-.......Abdullah ibn Umer şöyle demiştir: Ben Umer'in birşey için "Ben onun şöyle olacağını zannediyorum" deyip de onun zannettiği gibi olmayan bir söz söylediğini işitmedim. Bir gün Umer otururken yanına güzel bir adam uğradı. Umer:
— Zannım (bu adamın Câhiliyette müslümân olduğu hakkında) tereddüd edip yanılmıştır, dedi.
Yâhud:
— Bu adam (yânî Sevâd ibn Kaarib) Câhiliyet'teki dîni üzere de*vam etmektedir.
Yâhud:
— Bu adam Câhiliyet'te kavminin kâhini olmuştur, onu bana getirin, dedi.
O adam Umer için çağrıldı. Gelince Umer, onun yokluğunda söy*lediği tereddüdü ona zikretti. Sevâd da:
— Ben bugünkü gibi bir gün görmedim. Çünkü bu gün içinde müslümân bir adam karşılandı, dedi.
Umer de ona:
— Ben sana and veriyorum ki, sen benim istediğim şeyleri mu*hakkak bana haber vereceksin, dedi.
Sevâd:
— Ben Câhiliyet devrinde onların kâhini (yânî gaybden haber verici kişisi) idim, dedi.
Umer ona:
— Dişi cinnin sana getirdiği gayb haberlerinden en hayret veri*cisi nedir? diye sordu.
Sevâd:
— Ben bir gün çarşıda bulunduğum sırada bana dişi cinn geldi ki, ben ondaki korkuyu biliyorum: Cinn bana: Sen cinni ve onun kor*kusunu ve başı üzerine devrilmesinden (yânî kulak hırsızlığından men' olunmasından) sonraki ümîdsizliğini ve sırtlarına ince çullar konul*muş genç develerle yetişilip yakalanmasını görmedin mi? dedi .
Umer şöyle dedi: Sevâd ibn Kaarib doğru söyledi. Ben bir gün müşriklerin putları yanında bulunduğum sırada bir adam bir buzağı getirdi de onu boğazladı. Bu esnada bir bağına öyle bir sayha attı ki, ben ondan daha şiddetli sesi olan hiçbir bağına işitmedim; şöyle diyordu: Yâ Celîh (ey düşmanlığını açığa vuran kimse)! Zafer bul*muş bir iş, fasîh konuşan bir adam. Lâ ilahe illâ ente = Senden baş*ka hiçbir ilâh yoktur diyor, diye bağırıyordu. Oradaki topluluk, o kimseye doğru kalktılar.
(Umer ibn Hattâb dedi ki Ben bunu görünce kendi kendime: Ben bunun arkasında ne olduğunu öğreninceye kadar buradan ayrıl*mam, dedim. Sonra o zât yine: Yâ Celîh! Emrun necîh, raculun fa*sîh = Başanya ulaşmış bir iş, fasîh konuşan bir adam Lâ ilahe ittellah = Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur diyor! diye nida etti. Ben ora*da dikildim. Çok beklemedik ki: Bu Peygamber'dir (meydana çık*mıştır), denildi .

87-.......Kays ibn Ebî Hazım şöyle demiştir: Ben Saîd ibn Zeyd' den işittim, bir topluluğa hitaben şöyle diyordu: Ben kendimi öyle bir hâlde görmüşümdür ki, Umer müslümân olmadan önce ben ve zevcem olan kızkardeşi Fâtıma bintu'l-Hattâb İslâm'a girdiğimiz için hakaaret ve baskı yaparak beni İslâm üzerine sebatla bağlayan Umer olmuştur. Eğer sizin Usmân'a yaptığınız katil işinden dolayı Uhud Dağı yerinden gitseydi, elbette yerinden gitmesi vâcib olmuş olurdu.