117- (1885) Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedi ki): Bizt Leys, Saîd b, Saîd'den, o da Abdullah b. Ebî Katâde'den, o da Ebû Kata-de'den, naklen rivayet etti ki, Abdullah, Ebû Katâde'yi Resûlüllah (Sal-lallahü Aleyhi ve Seîlem) 'den rivayet ederken dinlemiş. Peygamber (Sal lallahü Aleyhi ve Sellem) aralarında ayağa kalkarak onlara :
Allah yolunda cihâdla îmânın amellerin en faziletlisi olduğunu söylemiş Bunun üzerine bir adam kalkarak :
— Yâ Besûlâllahî Ne buyurursun, ben Allah yolunda öldürülsenı gü*nahlarım affolunur mu? Demiş. ResûiüIIah (Saîlallahü Aleyhi ve Sellem) de ona :
«Evet, ihlâsla sabrettiğin halde ileri gidip gerî dönmeyerek Allah yolun*da Öldürülürsen!» buyurmuş. Sonra Resûlüllah (Saîlallahü Aleyhi ve Sel*lem) :
«Naşı/ dedin?» diye sormuş. Adam:
— Ne buyurursun, ben Allah yolunda öldürülürsem günahlarım af*folunur mu? demiş. Resûlüllah (Saîlallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Evet İhlâsla sabrettiğin halde, ileri gidip geri dönmeyerek Allah yo*lunda öîdürülürsen!.. Yalnız borç müstesna! Gerçekten bunu bana Cibril aleyhİsselâm söyledi.» buyurmuşlar.
(...) Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. EI-Mösennâ ri*vayet ettiler. (Dediler ki): Bize Yezîd b. Hârûn rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yahya (yânî İbni Saîd), Saîd b. Ebî Saîd El-MakburîJden, o da Ab*dullah b. Ebî Katâde'den, o da babasından naklen haber verdi. Şöyle demiş :
Bir adam Resûlüllah (Saîlallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek : Ne buyurursun, ben Allah yolunda ödlürülürsem... dedi.
Râvî, Leys'in hadîsi mânâsında rivayette bulunmuştur.
118- (...) Bize Saîd b. Man sûr da rivayet etti. (Dedi ki): Bize Süf-yân, Amr b. Dinar'dan, o da Muhammed b. Kays'dan naklen rivayetetti. H.
Süfyan demiş ki: Bize Muhammed b. Aclân da, Muharamed b. Kays'-dan, o da Abdullah b. Ebî Katâde'den, o da babasından, o da Peygamber
(Sallaİlahü Aleyhi ve Seîlem) 'den naklen —biri diğerinden fazla ede*rek— rivayette bulundu ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) min*berde iken bir adam gelerek :
— Ne buyurursun, ben kılıcımla vurursam..,» demiş. Râvî hadîsi, Makburî'nin hadîsi gibi rivayet etmiştir.
119- (1886) Bize Zekeriyyâ b. Yahya b. Salih Eİ-Misrî rivayet etti. (Dedi ki): Bize Mufaddal (yânî İbni Fadâle) Ayyaş'dan —Bu zât İhni Abbâs El-Kıtbânî'dir— o da Abdullah b. Yezîd Ebû Abdirrahmân EI-Hu-bulî'den, o da Abdullah b. Arar b. Âs'dan naklen rivayet etti ki, Resû-IüIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Şehidin her günahı affolunur. Yalnız borç müstesna! buyurmuşlar.
120- (...) Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Yezîd EI-Mukrî' rivayet etti. (Dedi ki): Bize Saîd b. Ebî Eyyûb rivayet etti. (Dedi ki): Bana Ayyaş b. Abbâs El-Kıtbânî, Ebû Abdir*rahmân El-Hubulî'den, o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan naklen rivayet etti ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Allah yolunda ölüm her şeye keffâret olur; yalnız borç müstesna!» buyurmuşlar.
Bu rivayetler dahî cihâdın faziletine delildirler Görülüyor ki, cihâd kul hakkından maada bütün günahlara keffârettir. Ancak keffâret olması hadîsde beyân buyurulan şartlara riâyetledir. Bu şartlar, harbde sırf Al*lah rizâsı için sebat etmek, ilerlemek, geri dönmemektir.ilerleyip geri dönmemek kaydı, bir gazada ilerleyip başka gazada gerilemekten ihtiraz için olsa gerektir.
«Yalnız borç müstesna!» ifâdesi insan haklarına tenbîh içindir. Cihâd ve sair hayırlı ameller yalnız Allah hakları için keffaret olurlar. Kul haklarına keffaret olamazlar.
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in «Evet» cevâbını verdikten sonra «Yalnız borç müstesna!» demesi, o anda bunu vahiy yolu ile anladı*ğına hamledilmiştir.
Nitekim «bunu bana Cibril ('Aleyhisselâm) söyledi.» ifadesi de bunu gösterir.